1.9

19.7K 1.9K 1.4K
                                    

Sınav haftası bitmişti ve ben bu süreç boyunca hiç olmadığım kadar yorulmuştum. Sınavlarım iyi geçmişti fakat aynı şeyi okul hayatım için söyleyemeyecektim. Melih benimle uğraşmaya devam etmişti.

Diğer taraftan sınav haftası bittikten sonra Melih okulda yoktu. Üç gün olmuştu ve okulda yoktu. Açıkçası benim için çok güzeldi. Tüm gün benimle uğraşan birisi yoktu ve bu hissi inanılmaz özlemiştim.

Maviye yazmak istesem de kendimi tuttum. Hem kendisi beni gerçekten beğenmiş olsaydı yazardı elbette.

Salonda ailecek televizyon izliyorduk. Telefonumu elime alıp instagrama girdim. Maviyle en sonki konuşmamızın üzerinden bir hafta geçmişti. Konuşmalarımıza girip okumaya başladım. Tam da tahmin ettiğim gibi işte. Gerçekten beni beğenen biri olsaydı diretirdi. Demek ki o da sadece can sıkıntısı için benimle konuşmuştu. Oysaki çok güzel sözler söylemişti bana.

Konuşmalarımızı birkaç dakika okuduktan sonra bunu aşmam gerektiğini fark ettim ve engellemek için isminin üzerine tıkladım. Fakat elim yanlışlıkla arama kısmına gittiğinde gözlerim büyüdü dehşetle. Kalbim ağzıma geldi. Aramayı hemen kapatmak istedim ama telefonum arama yaptığında ekranı karartıyordu.

Oturduğum koltukta endişeyle doğrulup telefon ekranına üst üste basmaya başladım.

"Abi," Yanımda oturan Muhammet fark etti tabii. "Ne oldu?"

"Bir şey yok." dedim  stresli bir sesle.

İçimden bir küfür mırıldanıp kalktım ve odama koştum. Arkamdan kapıyı kapatıp ekrana baktığımda düzelmişti. Aramayı cevaplamamıştı ama. Oflayarak çıktım ve telefonu kapatıp öylece ayakta dikildim. Durduk yere rezil olmuştum iyi mi? Şimdi benim ona adım attığımı düşünecekti. Bilerek yaptığımı düşünecekti.

Yapacak bir şey yoktu. Hem belki yazardı.

Ertesi gün okula gittiğimde cuma günü genelde serbest giyinmemize izin verdikleri için herkes gıcır gıcırdı. Omuzlarımı düşürerek girdim okula. Üzerimde sadece sarı yünlü yapıda bir kazak, altımda ise buz mavisi kotum vardı. Siyah şişme montum ve üç yıllık ayakkabılarımlaydım.

Neden böyle defileye çıkıyorlarmış gibi geliyorlardı ki sanki? Sonuçta okula geliyorduk.

Bahçede yürürken Ulaş'ı çardaklarda kız arkadaşıyla gördüm. Sevgili olmuşlardı. Göz göze geldiğimizde bana el salladı. Gülümseyerek el salladım.

"Yürüyüşe bak amına koyayım." Yanımdan geçen iki kişi gülüşerek sessiz konuştuklarını zannetti. Dönüp baktığımda bariz bir şekilde bana söylediklerini fark ettim. Aşağılayıcı bakışlarıyla beni süzdükten sonra gülüşerek gittiler.

Başımı eğip hızlı adımlarla yürüdüm. Hepsi Oktay Melih'in suçuydu. Onun yüzünden zorbalık bu denli yayılmıştı okula. Özellikle bana karşı.

Kantine inip su almak istedim. İlk ders boştu. Bu yüzden herkes okul kampüsü içerisinde dolaşıyordu. Kütüphaneye gitmem lazımdı.

Kantine girdiğim gibi bariz bir şekilde belli olan Melih ve tayfasının masasını gördüm. Bugün okula gelmişti demek ki.

Çantamın kopçalarını sıkıca tutup onunla göz göze bile gelemden su aldım. Tam çıkacağım sırada duraksadım. Kütüphaneye gitmem gerekiyordu. Orada çeşitli test kitapları vardı ve aynı zamanda internet vardı. Verimli geçireceğim bir zaman dilimi olurdu. Zaten okuldaki günlerimin çoğunu kütüphanede geçiriyordum. Ta ki Melih alıkoyana dek.

Sıkıntılı bir nefes verdim. Omzumun üstünden arkamı dönüp Melihlerin masasına baktım.

Melih yayılarak oturduğu yerde bir bacağının ayak bileğini diğer bacağının üstüne koymuştu. Gülerek arkadaşlarına katılırken inci gibi dişleri adeta parlıyordu. Koyu kumral saçları yine güzeldi ve ona çok yakışıyordu. İnsan onun görüntüsünü kıskanmadan edemiyordu. Küçük halka küpeleri de çok yakışıyordu ona. Üzerinde basketbolcu kolej ceketi vardı.

ZORBA | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin