Bölüm 9 : Pamuk Şeker

5.1K 372 35
                                    

- Annem ben Hifa '  yı evine bırakıp geleyim olur mu ?

Hifa'yı mı ? Eve mi ? Tövbe bismillah iyice rahipten sesler duymaya başladım. Psikoloğa gitme işini hızlandırsam çok iyi olacaktı sanırım.

- İyi misin Hifa ?

Koluma hafifçe dokunarak konuşması kalp atışlarımın desibeli göklere çıkarmıştı. Biraz daha donuk gözlerle Kuzey' e bakarsam çocuk ruh sağlığımın bozuk olduğundan şüphelenecekti. Zaten pek de düzgün sayılmazdı ama . Kapıdan çıktığım da Kuzey de peşimden çıkmıştı. Merdivenlerden inmeye başladığımız da birden kendimi uçuşa gelmiş buldum. Kıymetlim merdiven basamağına sertçe çarpınca acıyla inledim. Kuzey üç basamak yukarıdan atlayarak yanıma gelmişti.

- İyi misin Hifa ?

Rezil olmuştum. Kıymetlim de fazlasıyla acıyordu. Ama kendi rezilliğime gülmeden edemeyecektim. Kahkahalarla gülmeye başladığım da Kuzey bir süre anlamsızca suratıma baktı. İşte şuan ruh hastası olduğumu düşünüyor diye düşünmeye başlamıştım. Kuzey de basamağa oturup gülmeye başlayınca ben daha çok gülmeye başlamıştım. İkimiz de karnımızı tutarak gülüyorduk. Gerçekten gülmekten karnım ağrımaya başlamıştı.

- Aa çok oyop boroso bor hostono sossoz olmoloson yakışıklı

Hayatımda ki gereksiz ruh hastasının taklidini yaparak konuşmuştum. Bir dakika ben yakışıklı mı demiştim ? Hayır olamaz tam da öyle demiştim. Kuzey kafasını kaldırıp gülmekten yaşarmış gözleriyle gözlerime baktı. Ardından tekrar gülmeye başladı. Bende gülerek ona eşlik ettim.

Kalkmak için hamle yaptığım da tekrardan yere yapıştım. Aynı sertlikte kıymetlim yeniden acımıştı.  Canım yansa da gülmeye devam ediyordum. Kafamı kaldırdığımda Kuzey uzattığı elini gördüm. Kalkmam için elini uzatıyordu. Elini tuttuğum da kalbim yerinden fırlayıp Kuzey ' e çarpacak diye korktum.

* * *

Hastaneden çıkmış yavaş yavaş adımlıyorduk. Hava biraz sertti sanki. Oysa ki sabah çok iyiydi ve ben buna aldanıp kısa kollu giymiştim. Bir yandan rüzgarda uçuşan saçlarımı düzeltip , bir yandan da üşüyen kollarımı sıvazladım. Kuzey birden kolumdan tutup durdurdu. Ve elinde ki hırkayı giymem için tuttu. Bu hareketi fazlasıyla hoşuma gitmişti. Hemen hırkayı giydim ve kokusunu doyasıya içime çektim.

Omuzum da hissettiğim ağırlıkla kafamı kaldırıp Kuzey ' e baktım. Kolunu omzuma atmıştı. İçimden "Allahım sana geliyorum " diye haykırdım. Bedenimi Kuzey ' e daha fazla yapıştırarak başımı göğsüne koydum. Kalp atışlarını duyabiliyordum. Benim ki kadar olmasa da biraz hızlı mıydı ne ? 😇

Bu yolculuk bitmemeliydi. Bu şekilde tüm Balıkesir ' i dolanabilirdim. Ama konuşmamak canımı sıkıyordu. Tam ağzımı aralamış konuşacaktım ki.

- Pamuk şeker istersin sanırım ?

Pamuk şeker mi dedi o ? Ben mi yanlış duyuyorum Kuzey miydi konuşan ? Gerçekten o mu konuştu diye emin olmak için yüzüne baktım. Cevap bekliyordu.

- Pamuk şeker en sevdiğimmm

Bu bağırışıma sadece gülerek karşılık vermişti. Hemen dibimizde ki bankı işaret etmiş ve ilerlemeye başlamıştı. İstediği alınan bir çocuk gibi sevinçle koşarak banka oturdum. Bütün bunların gerçek olduğuna hâla inanmıyordum. Daha bir kaç gün önce platonik olarak hayaller kurmakla meşguldüm. Şimdi ise hayallerimi süsleyen prensim bana pamuk şeker alıyordu. İçim içime sığmıyordu. Sanırım onu tanıdıkça ona daha çok aşık oluyordum.

VİMALAOn viuen les histories. Descobreix ara