Bölüm 17 : Bataklık

4.1K 297 34
                                    

Burnuma dolan patates kızartması kokusuyla gözlerimi açmadan gülümsedim. Kuzey uyanmış benim için kahvaltı hazırlıyordu sanırım. Evet evet Kuzey Siyahoğlu...

Gözlerimi açmadan panda yavrusu gibi yatakta yuvarlanırken bir şeye çarptım. Gözlerimi açıp baktığım da Kuzey ' in sırtına çarptığımı gördüm. Az önce kurduğum kahvaltı hayali yerle bir olmuştu.Sanırım yan komşumuz yine iş başındaydı . Ahh (!) Nejla teyze ahh yine mi oğlunu kızartmaya boğacaksın. Hayır Kuzey gibi bir ayıdan nasıl kahvaltı hazırlamasını beklemiştim o da ayrı bir mesele tabi.Kuzey ' ın kaslı vücudu üzerinde bir şey yokken daha çok belli oluyordu. Sırtı o kadar kusursuz gözüküyordu ki ona dokunma isteğimi durduramadım. Elimi sırtında gezdirdiğim de aniden irkildi. Aniden bana doğru döndü ve ardından beni sırt üstü yatırıp dizlerinin üzerinde üzerimde durdu. Yaklaşmaya başladığın da yine nefes kontrolümü kaybetmiştim. Dudaklarımın üzerinde biraz durdu , nefesi sıcaktı. Dudaklarının burnumu teğet geçecek şekilde alnıma çıkardı. Yumuşak dudaklarıyla bir öpücük kondurdu.

- Günaydın güzelim.

Biraz utansam da , yanaklarım domates olsa da bu sefer içimden geçenleri yapmak istiyordum. Kafamı yastıktan hafif kaldırarak dudaklarımı Kuzey ' in dudaklarıyla birleştirdim. Güç bela dudaklarımı Kuzey ' den ayırıp ona hafifçe gülümsedim.

- Günaydın

* * *

Bardağında ki çaydan bir yudum alıp " Hadi hazırlan seni bir yere götürücem " dedi. Nereye gidecektik acaba ? Bir lunapark mı ? Bana bir kıymetlinizle güldüğünüzü hisseder gibiyim. Kuzey Siyahoğlu ' nun lunaparka gitmesi kırmızı karın yağması gibi bir şey değil mi ? Bende ki de akıl işte.

- Sen hala burda mısın hadi çabuk !

Kuzey ' in ses tonu sandalyeden fırlayıp kendimi odamda bulmama yetmişti. Telefonumu elime alıp Buray ' ın yeni şarkısı deli divane ' yi açtım. Tam telefonu masaya bırakacakken bir mesaj geldi.

Gönderen : Maskeli

Kısa bir süre buralarda olmayacağım. Ama dönüşüm muhteşem olacak !

Maskeli

İşte bu mesaj daha büyük zevkle hazırlanmaya başlamamı sağlamıştı. Bir süreliğine peşimde ki sapıktan kurtulmuştum. Özgür davranabilirdim. Dans ederek dolabımın önüne geçtim ve kendime kıyafet seçmeye başladım. Siyah dar pantolon , siyah tişört ve siyah deri ceket giymeye karar verdim. Biraz asilik iyidir...

· * * *

Üzerimi değiştirmiş makyajıma geçmiştim ki aşağıdan Kuzey ' in sesi geldi.

- Hala hazır değil misin sen ?

- Çok az kaldı geliyorum

Elimi hızlı tutarak sade bir makyaj yaptım. Saçlarımın hep şikayet ettiğim düzlüğünden faydalanarak taradım ve siyah bir bandana taktım. Son boy aynasında kendime bakıp odamdan çıktım. Merdivenlerden indiğim de Kuzey ' i mutfak kapısına elleri cebinde dayanmış gözleriyle bütün vucüdumu süzerken buldum. Ona hafifçe gülümseyip " Ben hazırım hadi çıkalım " dedim. Kuzey gözlerini kırpıştırıp kafasını iki yana salladı. Yanımdan geçip kapıyı açarken " Çok güzel olmuşsun " diye fısıldadı. Söylediğini duymuştum ama gözlerime bakarak yüksek sesle söylemesini istiyordum.

- Anlamadım , bir şey mi dedin ?

- Yok demedim

- Dedin dedin çok.. ney dedin ?

- Kuşlar dedim çok güzel uçuyorlar.

Gıcık söylesen ne olucak sanki (!) Bu çocuk gerçekten insanı sinir hastası yapar yahu. Sanki büyük bir marifet yapmış gibi kasıla kasıla motora doğru ilerlerken bende kapıyı kapatım peşinden gittim. Kaskı takıp motora binerken daha fazla dayanamadım.

VİMALAWhere stories live. Discover now