×DÖRDÜNCÜ BÖLÜM×

1.2K 98 102
                                    

Senin o atarlı kızlarını alır, bir yerine montalarım, bir daha asla çıkaramazsın! Beynini hobidiklediğimin salağı! Geri zekalı, orangutan suratlı, karınca beyinli, embesil! Ah şu an karşımda olsaydı da ağzını, burnunu dağıtsaydım!

Cevap yazmayarak telefonumu cebime koydum ve kızların bitirmeye yaklaştığı patates kızartmasına dalmaya başladım.

"Yavaş be! Bize de bırak!" diyerek eliyle beni engellemeye çalışan Eslem'in elini iterek ağzıma tıkıştırabildiğim kadar patates tıkıştırdım ve ağzımdaki lokmam bittikten sonra konuşmaya başladım.

"Hadi lan ordan! Silip sümürmüşsünüz masayı. Bende ne bulduysam yemeye çalışıyorum."

"Süpürge miyiz acaba biz?"

"Derken Dolunay?"

"Süpürmüşsünüz dedin ya."

"He kardeşim, süpürgesiniz. Te Allahım ya!"

Dediğimi umursamayarak yemeğini yemeye devam etti.

Masada bir dilim kalan salama gözümü dikip gülümsedim ve çatalımla tam alacakken salam bir anda tabaktan yok oldu. Kafamı çevirdiğimde Beril'in salamı ağzına atmış olduğunu ve pişkin pişkin gülümsemeye başladığını gördüm. Kızgın bakışlarla ona bakarken o gülmeye devam ediyordu.

"Yemek her zaman ilk kapanındır."

"Yimik hir zimin ilk kipinindir." diyerek dil çıkardım.

Masaya göz gezdirdiğimde ciddi anlamda hiçbir şey kalmadığını fark ettim. Benim beklemeyi bilmeyen canım arkadaşlarıma teşekkürlerimi sunarak masayı toplamaya başladım.

Dolunay'la Eslem'in üstü giyinik olduğu için makineyi doldurma görevini onlara postalayarak odaya geçtim. Dünkü kıyafetlerimi üstüme geçirerek pijama takımını banyodaki seleye attım ve saçımı yandan ördüm.

"Miro! Buraya gelsene yavyum!"

Banyodan çıkarak Dolunay'ın odasına doğru ilerledim.

"N'oldu hobidik?"

"Bir şey yok ya. Dedikodu yapacağız."

"Ne dedikodusu be? Yarın sınav haftamız başlıyor. Farkında mısınız?"

"Yemişim sınavını! Dedikodudan önemli değil ya." diyen Eslem'e dönerek, "Tabii önemli değil canım. Sonra da düşük aldık diye üzülürüz. Diploma notumuzu etkiler. Seneye son sınıftada üniversite için baya önemli olacağı için daha fazla çalışırız. Hatta çalışmayıp onda da dedikodu yaparız. Neyse boş verin dersleri kızlar. Şu an bizim için önemli olan tek şey dedikodu." dedim ve yapmacık şekilde gülümsedim.

"Kim dedi lan dedikodu yapacağız diye?"

"Sen dedin hobidik."

"Yanlış duymuşsun yavyum. Ben sınava çalışacağız dedim. Hadi getirin kitap, defter, kalem! Ders çalışacağız, ders!"

"Hayırdır? Birden ders aşkı geldi sana." diyerek güldüm.

"Ben hep derse aşık bir kızdım. Hatta ilk söylediğim kelime dersmiş."

"Biraz daha sallarsan çarpılacaksın."

"Tü tü! Asla, asla! Ne sallaması gerçekler bunlar."

Hep birlikte güldükten sonra yere oturduk. Dolunay çantasından Felsefe kitabını çıkarıp bulunduğumuz yere attı. Daha sonra da a4 kağıdı ve kalem getirerek yere oturdu.

Dolunay'ın atmış olduğu kitabı yerden alarak sesli bir şekilde okumaya başladı Beril. Önemli bulduğumuz yerleri hepimiz a4 kağıdına yazmaya başladık.

 İLANİHAYE Where stories live. Discover now