×KIRKÜÇÜNCÜ BÖLÜM×

23 2 0
                                    

"Bana verdiğin bu harika haber için çok teşekkür ederim."

"Ne demek. Ama öncelikle  bilmelisin ki bunu hemen Miray'a söyleyemezsin."

"Neden?"

"Sen istediğini er ya da geç alacaksın. Ama benim alacağım şeyi unutuyorsun. Elimdeki bu kozu kullanarak istediğim şeyi alacağım. Ve sonra Berkhan Miray'ın  öğrenemeyeceğini düşündüğü gerçekleri senin yardımınla öğrenecek ve bunun sonucunda sende bende istediğimize kavuşmuş olacağız. Bir taşta iki kuş."

"Senden gerçekten korkulur. Peki, ne zaman söyleyebilirim? 1 ay değildir umarım."

"Hayır. Sadece bir hafta bekle. Bir hafta."

"Şu ana kadar bekledim. Bir haftayı da beklerim. Hele ki böyle güzel bir şeyi seve seve beklerim."

× × ×

Berkhan'ın Ağzından:

İşler bu ara aşırı yoğun olduğu için sürekli şirkete gelmek zorunda kalıyordum.

Bizim için önemli olan ihale için günlerce çizim yapmıştım. Ve nihayet onu bugün sunacaktım.

Odama gitmeden önce asistanıma bana kahve söylemesini rica ettim. Eğer bir bardak kahve içemezsem ayılamayacaktım. Sandalyeme oturup kahvemi beklemeye başlarken biri aniden odama daldı.

"Selam biricik kuzenim. Nasılsın?" Karşımdaki koltuğa oturan Cenk'e gözlerimi devirip, "Hayırdır sabah sabah. Rüyanda mı gördün?" dedim.

"Evet. Ama o kadar güzel rüyaydı ki anlatamam."

"Hadi ya."

"Evet. Rüyamı anlatmamı ister misin?"

"İstemez kalsın."

"Aa, olur mu öyle şey. Bak, dinle. Çok seveceksin. Rüyamda seni bir kızla gördüm. Adı da neydi ya? Heh! Hatırladım. Miray."

Miray adını duyunca lafa atılmak istedim ama beni durdurdu.

"Bölme lütfen. En önemli yerine geliyorum. Sen bu kızla çıkıyorsun. Sonra rüyanın ilerleyen anlarında bir de ne olsun? Sen bu kızı ailenle tanıştırıyorsun!"

Ailen kelimesini tırnak içine alarak söylemişti.

"Yani Berkhancığım yengem ve amcamı tanıyamadım. Zaman onları ne de çok değiştirmiş öyle."

Sinirle ayağa kalkarak, "Ne istiyorsun!" diye bağırdım.

O ise yerinde bacak bacak üstüne atıp bu halimden epey keyif alarak, "Ne istediğimi biliyorsun." dedi.

"Şirketi size devredeceğimi düşünüyor musun gerçekten?"

"Evet. Sevdiğin kızı kaybetmek istemiyorsan tüm hisseleri bize devret. Devretmem diyorsanda sevdiceğine bay bay de."

"Ne sana ne de amcama ölürümde şirketi devretmem! Size vereyim de şirketi batırın he!"

"Şirket emin ellerde olacak. Ayrıca ölürsen şirket zaten bize kalacak canım kuzenim. Ölün dirinden daha değerli."

Yanına bir hışım giderek yakasına yapıştım. "Sen beni kendin gibi aptal mı sanıyorsun? Sana zerre güvenmiyorum. Şirketi alsan bile Miray'a gerçekleri söyleyeceğini bilmiyorum mu sanıyorsun? Senin derdin şirket değil. Benim. Dedemin beni, babamı bu kadar çok sevmesine dayanamıyorsun. En çokta tüm hisselerini bana bırakmasına dayanamıyorsun. Ama şunu o kalın kafana sok. Dedemin emanetini siz iki aç gözlü insana kaptırıp heba ettirmem!" diye bağırdım.

 İLANİHAYE Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang