×KIRKYEDİNCİ BÖLÜM×

21 2 0
                                    

Yağız'ın bana atmış olduğu konum Ortaköy'de bir kafeye aitti. Yağız'ın bana el salladığını görünce yanına doğru ilerledim. Yanına ilerledikçe sadece o değil Aras'ın da gelmiş olduğunu gördüm.

"Hoş geldin Poki."

"Hoş buldum." diyerek sarılmadan masaya oturdum.

"Ee? Beni çağırmanızı neye borçluyum? Umarım önemli bir şey için çağırmışsınızdır."

"Geldiğin için teşekkür ederiz Miray."

"Evet, Poki. Teşekkürler."

Bir şey demeyerek konuya girmelerini bekledim.

"Bize de kızgın olduğunu biliyoruz. Güveninin sarsıldığını, hayal kırıklığı yaşadığını."

"O zaman artık size de güvenmediğimi biliyorsunuzdur diye düşünüyorum Aras."

"Poki lütfen böyle davranma. Biz hâlâ aynı biziz. Ben hâlâ aynı Yağız'ım. Aras hâlâ aynı Aras ve Berkhan da-"

"Aynı siz misiniz? Gerçekten benim tanıdığım kişiler misiniz? Merak ediyorum yoksa Berkhan sizi de mi ajanstan ayarladı? Sonuç olarak böyle şeyleri yapmayı seviyor."

"Ayıp oluyor ama Miray. Kimse bizi tutmadı. Biz onun çocukluk arkadaşlarıyız."

"Asıl ayıp sizin yaptığınız! Onunla bir olup el birliğiyle beni aptal yerine koymanız!"

"Poki, sakin olabilir misin lütfen? Kızmakta sonuna kadar haklısın. Sana bunu biz söyleyemezdik. Berkhan sana zaten açıklayacaktı. Seni kaybetmekten korktuğu için yapamadı."

"O sizin arkadaşınız olsa bile yaptığı bir yanlışı onunla birlikte saklayamazsınız. Bunun yanlış olduğunu söyleyerek ona bu konuda destek olmadığınızı göstermeniz gerekirdi. Bana bunu anlatmalıydınız. Eğer beni birazcık bile sevdiyseniz bunu bana anlatmalıydınız."

Bir şey demeyerek bana bakmaya devam ettiler.

"En az onun kadar sizde suçlusunuz. Ajanstan ailem diye kişileri tutarken neden onu uyarmadınız? Neden bana gerçekleri anlatması gerektiğini söylemediniz? Ben o kadar mı kötü insanım? Babası öldü diye ona bağıracak mıydım? Ya da annesi tedavi görüyor diye? Kızardım. Ama bunlar için değil bana yalan söylediği için kızardım. Sonra affedebilirdim. Şimdi bu saatten sonra onu nasıl affedeyim? Daha ilk tanışmamızda beni kandırmış. Ailesi konusunda hep kandırmış. Ben ona şimdi nasıl inanayım? Beni sevdiğine nasıl inanayım? Söyleyin bana."

"Onun üstüne gidemezdik. Bilmediğin bir sürü şey var. Berkhan çok kötü şeyler yaşadı."

"Aras kimsenin hayatı mükemmel değil. Ama bir insan olarak başkasının yaşadığı şeyi anlayabilirsin. Ayrıca artık bilmediğim şeyler olmasına şaşmıyorum."

"Poki, pekala sana bilmediğin şeyleri anlatacağız. Ve Berkhan'ın neden yaptığını anlamanı tamamen sana bırakacağız."

Bir şey demeyince anlatmaya başladı.

"Berkhan 13 yaşındayken babasını trafik kazasında kaybetti. Berkhan babasına aşırı bağımlı bir çocuktu. Arslan Abi'yi sende tanıyabilseydin ona hayran kalmadan edemezdin. Berkhan babasını kaybettikten sonra sessizleşmeye başladı. Sinem abla bu kayıptan sonra yıkıldı. Psikolojisi mahvoldu. Onu gördüğünü falan söylemeye başladı. Evden kaç kez kaçıp mezarlıkta uyudu. 13 yaşındaki bir çocuğun annesine en ihtiyaç duyduğu anda ondan da destek alamayıp onu da kaybettiğini düşün. Dedesi bu süreçte ona çok destek oldu. Hayata küsmemesi için çok uğraştı. Sinem ablayıda bir kliniğe yatırıp tedavi ettirmeye başladı. 2 yıl tedavi olduktan sonra eski haline döndü. Berkhan iyiydi. Sinem abla iyiydi. Agah dede iyiydi. Her şey yolundaydı. En azından biz öyle sanıyorduk. Babasını kaybetmesinden 4 yıl sonra dedesini beyin tümöründen kaybetti. Bu kaybedişten sonra Berkhan eski hâlinden çok daha kötü bir hâle geldi. Bundan Sinem ablanın tamamen kendini kaybedip tekrar kliniğe yatırılmasınında etkisi var. Sinem abla dünyadan kopmuştu sanki. Berkhan'ı bile hatırlamıyor biliyor musun?"

 İLANİHAYE Där berättelser lever. Upptäck nu