×ELLİNCİ BÖLÜM× VEDA×

94 1 0
                                    

Ertesi Gün:

Kapımın tıklatılması ve bana seslenilmesi ile uyandım. Dün defalarca yazıları okuyup resimlere bakarken uyuyakalmıştım. Sersem bir şekilde uyanarak anneme iyi olduğumu ve beş dakikaya geleceğimi söyledim. Yatağımdan kalkarak üzerime temiz güzel kıyafetler giyindim. Yatağımı toplayıp günlüğü ve çizim defterini çekmeceme sakladım. Sonra da kapımı açarak elimi yüzümü yıkadıktan sonra kahvaltı yapmak için mutfağa ilerledim.

× × ×

Telefonumla Berkhan'a mesaj atıp beni ilk gördüğü yere gelmesini söyledim. Tabii bunu ona oraya varmaya yakınken söylemiştim. Çünkü biliyordum ki mesajı görür görmez gelecekti.

Beni ilk gördüğü yere gelip yine aynı yere oturarak onun gelmesini beklemeye başladım. Her zaman geldiğim sahilde beni tanımış bana aşık olmuştu. İlk kez beni burada görmüş beni çizim defterine resmetmişti. O bu kadar dibimdeyken ve beni uzaktan bir yıl boyunca severken onu bir kere bile olsun fark etmemiştim. Düşüncelerime dalıp gitmişken tepemde birinin dikilmesiyle düşüncelerimden sıyrılıp tepemde duran kişiye bakıp gülümseyip, "Otur bakalım." dedim.

Yere çömelip bağdaş yaptıktan sonra bana baktı. Bir şey söylememi bekler gibiydi.

"Pekala. Şu an bir şey söylememi bekliyorsun. Biliyorum. Cümlelerimi toparlamaya çalışıyorum. Aslında ne söyleyeceğimi bende bilemiyorum."

"Vaktim bol beklerim Denizkızı."

"Bekleyeceğini biliyorum. Sesimi çıkarmadan saatlerce şurada otursam bundan şikayet etmeyeceğini de biliyorum." deyince gülümsedi.

"Öncelikle senden özür dilerim. Seni affetmek için bu kadar beklediğim için. Ama seni bu kadar bekletmemin sebebi kalbiminde seni affetmesini istememdi. Ve affetti de." Gülümseyip gözlerinin için baktım.

"N-nasıl?"

"Doğru duydun hobidik. Seni affettim."

"Gerçekten mi?"

"Gerçekten. Ve bu güzel haberi burada vermek istedim. Madem ilk hikayemiz her ne kadar ben bilmesem de burada başladı. Yine burada devam etsin istedim."

Söylediklerimi algılamak daha çok gerçek olduğunu kabullenmek için birkaç saniye geçip gitti. Bir şey demeden sessizce bekledim. Sonra hiç beklemediğim anda bana sıkıca sarılıp teşekkür etti. Bende ona sıkıca sarılıp teşekkür ettim. Ayrıldığımızda ağlıyor olduğunu fark ettim.

"Şu an bana dünyaları verdin. Bu benim için o kadar önemliydi ki. Teşekkür ederim. Hayatımda olmaya devam edeceğin için teşekkür ederim. Beni affettiğin ve bana yine aşkla baktığın için teşekkür ederim."

Gözyaşlarını silip, "Yaptığın şeyleri anlıyorum ve sana kızmak istesem de kızamıyorum. Artık nasıl bir hobidiksen kızılmıyor da." diye güldükten sonra devam ettim. "Hatalıyım. Hatalısın. İkimizde hatalar yaptık. Ve ikimizde birbirinin hayatına birçok şey kattık. Benim hayatıma kattığın her şey için teşekkür ederim. Beni sabırla beklediğin ve sevmekten asla vazgeçmediğin için teşekkür ederim. Yaralarımı sardığın için teşekkür ederim. Şu an fark ettim de bu ayrılık konuşması gibi bir şey oldu ya. Senden ayrılıyorum. Çünkü sana layık değilim Berkhan."

Ciddi konuşmam bir faciaya dönüşmüştü. Daha fazla dayanamayarak kahkaha attım. Berkhan da dayanamayarak kahkaha attı.

Sonra gülmekten gözümden gelen yaşı silip, "Tüm yaşanan bu olayları geride bırakmak istiyorum. Ve yeni hobidik dolusu bir sayfa açmak istiyorum." dedim.

Başını sallamakla yetindi.

"Ve bana bir söz vermeni istiyorum. Bundan sonra aramızda sır ya da yalan olmayacak. Acı çekeceksen de bunu birlikte çekeceğiz. Ve iyi ya da kötü başımıza ne gelecekse bunu birlikte atlatacağız. Tamam mı?"

 İLANİHAYE Where stories live. Discover now