×YİRMİ ALTINCI BÖLÜM×

399 31 89
                                    


Ve bu kadar panik olmama neden olan şey ise mesafenin gitgide azalıyor olmasıydı.

Ne o geri çekiliyordu ne de ben. Sadece gözlerimizi birbirimize kenetlemiş öylece bakıyorduk. Biri beni sarsıp şoktan çıkarabilir miydi? Hem de hemen.

"Eh şey, ben...Yani şey... Sen iyi misin? Acıdı mı bir yerin?" diyerek benden uzaklaştı Berkhan. Ellerini de kavradığı belimden çekmişti.

Hâlâ şoktaydım ve cevap veremiyordum. Dilimi falan mı yuttum lan ben?

"Denizkızı, iyi misin?"

He canım he iyiyim. Hem de çok.

"Denizkızı, korkutuyorsun ama beni."

"Ha, şey ne? İyiyim yahu. Turp gibiyim oğlum." diyerek omuzuna geçirdim. Berkhan kısa süreliğine bir sarsılıp bu hareketime şaşırsa da belli etmedi.

"O zaman artık içeriye girebiliriz."

Ne içerisi lan? Nereye giriyoruz? Ha, kafeye... Tamam, tamam hatırladım. Kafam gitmiş de azıcık. Belki Dominos'a gitmiştir. Güldünüz değil mi, hobidiklerim? Gülün bence demeyeceğim, komik değildi. Siz en iyisi gelip beni öldürün. Bu neydi be? O espriyi ben nasıl yaparım? Dolunay... Beynini yavyumlasınlar. Şu buluşma zırvıntısı bir bitsin ilk işim seni hobidiklemek olacak. Tabii ben bu buluşmadan sağ çıkıp eve gidebilirsem.

"İçeriye girmeye ne dersin?"

"Ay içeri de içeri. Başlayacağım şimdi içerine de sana da. Ben gireceğim birazdan sana."

Berkhan içimden çıkan çirkef kıza sadece baktı. Bir an robot falan sandım. Yok lan. Çocuk harbiden dondu!

"Helü, heyo! Lan puşt! Ay harbi dondu bu! Berkhan gezegenimiz seni çağırıyor." Elimi gözünün önünde salladım. Lan ne yaptım çocuğa? Buluşma uğruna kurban gitti. Ay katil oldum. Hapise atacaklar anam beni.

"Berkhan kendine gel lan. Hapise girmek istemiyorum. Berkhan!" diyerek sarstım. Yok, tık yok.

"Annem. Annem benim, güzel annem. Hapise gidecek kızın. Hapislerde sürünecek. Kızını adam dondurmaktan içeriye atacaklar. Kaç yıl yerim acaba? Çok yemesem bari. Ay ya ömür boyu yer-"

Bir dakika lan. Berkhan kahkaha mı atıyordu? Harbi yaşıyor lan! Donmamış. Allahım donmamış! Hızla sarılıp, "Donmamışsın Berkhan. Yaşıyorsun!" dedim.

Geri çekilip baktım. Ay cidden donmamış!

"Denizkızı... Ben, ben..."

"Ne gülüyorsun?"

"İçinden çıkan semt kızına kısa süreliğine şaşırmıştım. Ama yüzünün ifadesinin değişmesi ve kendi kendine konuşman... Ne yapacaksın diye merak edip şaka yapayım, dedim. Ya her şeyi anlarım da adam dondurmaktan hapise gitmek? Cidden tuhafsın Denizkızı." diyerek kahkahasına kaldığı yerden devam etti.

"Sen şimdi bana şaka yaptın, öyle mi?"

"Evet."

"Demek şaka yaptın. Hmm, güzel şakaydı." diyerek sağlı sollu geçirmeye başladım.

"Semt kızlarının elleri sert oluyormuş. Birazcık daha yavaş vursan. Bak vurma demiyorum. Sadece biraz daha yavaş."

Birde alay ediyordu benimle! Lan hapise gireceğim diye üç buçuk atayım burada ben. Sen gel bana şaka yap. Bana, bana! Hobidiğe!

"Kızım yavaş vursana. İnsanız biz de."

"Bana bir daha böyle abidik gubidik şakalar yapma! Arı kovanı seni! Ha ha ha. Çok komik bir şakaydı. Bende yapacağım sana bir şaka. Göreceksin ebeni. Geri zekalı. Of elim ağrıdı ya. Bekle sen sonra hesaplaşacağız seninle."

 İLANİHAYE Where stories live. Discover now