×OTUZ ÜÇÜNCÜ BÖLÜM×

121 6 21
                                    

Herkese uzun bir aradan sonra kocaman bir Merhaba! Sizi çok beklettiğimin farkındayım ama anca düzenleyip yeni bölümü yazabildim. Şu zamana kadar sabırla bekleyip bizi terk etmeyen herkese çok teşekkür ederim. İlk dokuz bölümde bazı değişiklikler yaptım. Yani Miray fazla tripli bir Miray oldu. Bilmiyorum ama içime böyle daha çok sindi. Yani başta tripli olan hobidik kızımız, Berkhan'ı tanıdıkça neşeli olan halini ona da yansıtmaya başlıyor. Ve ayrıca Miray hakkındaki bilgileri Berkhan'ın adamı buluyor. Orayı da öyle değiştirdim. Bunları da orayı okumaya üşenenler için söyledim. Sonra ilerleyen bölümlerde iyi de böyle değildi ki, demeyin. Son olarak yeni gelen hobidiklere, Hoş geldiniz diyerek bu bölümü bekleyen herkese ithaf ediyorum! Umarım beğenerek okuduğunuz bir bölüm olur. Hobidikle kalın!

×××

"Aa şey ben yeni komşunuzum." diyerek gülümsedi.

"Yeni komşu?" dedim sorarcasına.

"Evet, yeni komşu. Karşınızdaki villaya taşındık."

"Karşımızdaki mi? Onlar taşınmış mıydı?" Üst üste saçma sapan sorularımı duymaya maruz kalan kız yapmacık şekilde gülümseyerek, "Evet." dedi. Biri bana bu soruları sorsaydı 'mal mısın la sen' derdim. Çünkü bir insan evladının bu kadar saçma sorular sorması için ultra mal olması gerekiyordu. E, o malda bendim.

Yağız kulağıma eğilerek, "Yok kanka taşınmamışlar. O yüzden kız gelip buraya ben yeni komşunuzum, diyor." dedi.

"Ne bilim lan ben! Milleti mi takip ediyorum." dedikten sonra kıza yapmacık şekilde gülümsedim. Aramızdaki bu saçma gerilim tarzı ortamı bozmak için Yağız konuşmaya başladı.

"Siz arkadaşımın kusuruna bakmayın. Kafası yerinde değil, Dominos'a gitti de." Son cümlesi hariç gayet iyi gidiyordu. Bu espriden sonra kız bize sövüp gitmese iyiydi.

Kimsenin gülmediğini fark eden Yağız, "Bence komikti. Neyse tanıştığıma memnun oldum." diyerek tokalaşmak için elini uzattı. Kız elini sıkıp, "Bende." dese de memnun olmadığı çok belliydi.

"Aa bu arada sizde hortum var mı acaba? Bahçeyi yıkamam gerek de. Eğer varsa alabilir miyim lütfen?"

"Var. Bir dakika getireyim." diyerek arka bahçeden hortumu alıp kıza getirdim. "Buyurun."

"Çok teşekkür ederim. En kısa zamanda getireceğim. Görüşürüz."

"Görüşürüz." Arkasını dönüp ilerleyecekken Yağız'ın bağırışları ile durmak zorunda kaldı.

"Kız! Kız bir dursana!"

"Benim bir adım var. Ebru."

"Ailen sanatı çok mu seviyor?"

"Hayır, neden sordun?"

"Ebru da bir sanat ya."

Kız Yağız'a tip tip bakıp, "Çok komikti gerçekten." dedi.

"Biliyorum."

Araya girme gereği hissederek, "Siz onun kusuruna bakmayın. Zevzek zevzek konuşmaya bayılır da." dedim.

"Belli oluyor zaten. Herneyse görüşürüz." diyerek gitti. Şu ana kadar bize katlanıyor olması bile bir mucizeydi.

"Mümkünse bir daha görüşmeyelim Ebru sanatı! Eğer bir bağırış duyarsan yardıma gel, diyecektim ama senin gibi bir uyuzun yardımını kalacağıma ölürüm daha iyi!" Giden kızın arkasından bağıran Yağız'a, "Keşke biraz sussan." diyerek içeriye girdim.

"Ben bu ebru sanatı kılıklı ultra paçoz olan kızı hiç sevmedim. Yüzünde meymenet yok. Keşke hortumumuzu vermeseydik. Şimdi bu pis kılıklı manyak neler yapar hortumumuza. Berkhan aşkım hortumumuzu kurtarmalıyız!"

 İLANİHAYE Where stories live. Discover now