×ON DÖRDÜNCÜ BÖLÜM×

527 40 30
                                    

"Kızlar değerli bir mücevherdir. Mücevherleri sevgiyle saklarsak hep öyle güzel kalır. Ama kötü davranırsak eskisi gibi olmaz ve yıpranır. Bunun içinde her kıza değerli bir mücevher gözüyle bakıp, onu saklayıp korumalıyız. "

Ağzım açık öylece Kaan'a bakakaldım. Berkhan'ın böyle bir şey söylemesine artık şaşırmıyordum. Çünkü benim yanımdayken de değişik cümleleriyle beni şaşırtmıştı. Asıl şaşırdığım Kaan'ın tüm cümleleri ezberleyip bana söylemesiydi ve söylediklerini uygulamaya başlamasıydı.

"Berkhan abi birini dövdü, biliyor musun?"

Düşüncelerimden sıyrılıp Kaan'ın demiş olduğu cümleye odaklandım. Berkhan birini mi dövmüştü?

"Berkhan birini mi dövdü? Kimi ve ne zaman?"

"Söyleyemem söz verdim." Oturduğu yerden kalkıp içeriye salona kaçtı.

Kaan'ın peşinden koşup olanları öğrenebilirdim ama onunla uğraşmak yerine direkt Berkhan'ı arayıp ondan öğrenecektim.

Telefonumu elime alıp rehberden Berkhan'ı bulup arama tuşuna bastım.

Telefonu ikinci çalışta açmıştı.

"Efendim, Denizkızı."

Oyalamadan direkt bodoslama konuya dalacaktım.

"Sen kimi dövdün ve niye dövdün?"

Büyük ihtimalle söylememesi için Kaan'ı uyarmıştı ama küçücük çocuktan sır saklamasını beklemek saçmalık olurdu. Ve yine büyük ihtimalle yapmamış gibi davranacaktı.

"Birini mi dövmüşüm? Kimi dövmüşüm?"

Ve tahminlerimde haklı çıkmıştım. Ama hadi bakalım Berkhan efendi, ne kadar inkar etmeye kalkarsan kalk senden olanları öğreneceğim. Öğrenmeden de bırakmayacağım.

"Bende sana onu soruyorum işte. Kimi dövdün ve neden dövdün?"

"Birini dövmedim ki."

"Berkhan."

"Efendim, Denizkızı."

"Kimi, neden dövdün?"

"Pekala. Çarpışan arabalara bindiğimizde seni izliyordu ve biz hangi alete binersek binelim gözü hep senin üstündeydi."

"Bunun için mi dövdün?"

"Ne demek bunun için mi dövdün? Çocuğun sana olan bakışları çok iğrençti ve öyle bir zihnin içinde kim bilir ne fesatlıklar, iğrençlikler dolaşıyordu. Benim görevim seni o tüm kötü bakışlardan korumak. Biliyorum sen de kendini koruyabilirsin. Birinin seni korumasına ihtiyacın yok ama keyfimiz kaçsın istemedim."

Bir an ne cevap vereceğimi bilemedim. Cevap vermediğimi fark edince, "Neyse, görüşürüz." dedi.

"Tamam, görüşürüz."

Telefonumu kapayıp yatağımın üstüne atladım ve yorganın içine girip gözlerimi kapadım.

×××

Sabah gülümseyerek uyanmıştı Miray. Berkhan onun için birini dövmüştü. Dövmesinden daha çok kıskanmış olmasına gülümsemiş ve sevinmişti.

"Bir de kıskanmıyorum, diyor. He he kıskanmıyor." deyip sevinçten tepinmeye başladı. Delirmiş miydi bu kız? Berkhan'ın kıskanmış olmasına niye bu kadar sevinmişti ki?

"Niye seviniyorum lan ben bu kadar?" diye kendine sordu.

"Niye sevinmeyeyim ki, iddiayı ben kazanacağım işte."

 İLANİHAYE Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora