1; "Once Again"

15.9K 578 13
                                    

NOT: Öncelikle iki partlık giriş kısmı olmadan burayı okumayınıız. En baştaki italik kısım çocukluklarından kesitlerdiir

“Benimle gel,” dedim elimi ona uzatırken. “Zor olmayacak.”

Bakışları endişeli bir hal alırken ayaklarını plajın kumuna gömmüştü. “E-emin değilim..”

“Suda canavar yok,” gözlerimi irice açtım. “Yemin ederim.”

Bakışlarını yere dikti. “Ama o var..” derken işaret parmağını karşıya yöneltmişti.

Arkamı dönüp, neyden bahsettiğine baktım. Tek görebildiğim, minik kulaçlar atan kızın tekiydi. Bizim yaşlarımızda görünüyordu.

Dudaklarım titriyordu. “O-onu tanıyor musun?”

“Hayır,” bu pek hazin bir olaymış gibi dudaklarını büzdü. “Sence o da benimle tanışmak ister mi?”

Bunu nasıl hissettiğimi bile bilmiyordum ancak, içimde bir şeylerin paramparça olduğunu duydum. Zorlukla yutkundum, tek yaptığım Zayn’e gülümsemekti.

 

           Uçağa binmeden önceki son nefesi atamamı yapan Madam Wyatt’la konuşmak için Londra’da alıp, 9 saat ve 5 dakika uzaktaki Miami’de vermek, adı Zayn Malik olan ateşe atlama projemin ilk aşamasını oluşturuyordu.

Haha. Tabii böyle kararlı konuşmayı ben de isterdim ancak tek yaptığım, yeni işimin gereklerini yerine getirmekti. One Direction’ın koreografı olarak atandığım yeni işim, bana peşlerinden dolanmamı emrediyordu.

Amerika turnesine bir hafta Miami tatili arası verme kararı alan 1D yönetimi, beni de bu sırada  konserler için çocuklara birkaç numara gösterebilmem umuduyla sevgilileriyle geçirecekleri bu tatile davet etmişti.

              Şoför beni adının Luxury olduğunu öğrendiğim otele bıraktıktan sonra tek bir saniye bile kaybetmemem gerektiğin hatırladım ve çantalarımı odama taşıttım. Lacivert bikinimin üzerine beyaz bir plaj elbisesi geçirip saçlarımı toplayınca, nihayet aşağı plaja inebilmiştim.

Şimdi tek yapmam gereken onları aramaktı. Burası o kadar da kalabalık olmadığına göre, henüz kimsenin bu tatilden haberi olmamıştı. Güzel, onları bulmam kolay olacaktı. Elimi alnıma siper edip, güneşin gözlerimle sevişmeye çalışmasını kesince, köşedeki plaj voleybolu dikkatimi çekmişti.

Gülümsedim. Tamam, Liam Payne’i yani aile babasını bulmak iyi bir şey sayılırdı, değil mi?

Filenin sağ tarafına, Liam’ın oynadığı kısma sıvışınca beklemeden ona seslendim. “Liam Payne?”

Gelen topa karşılık verirken, yüzünü bana dönmeden konuşmuştu. “H-hayran mısın?” diye sordu endişeyle.

Ne diyeceğimi bilemedim. “Aslında sadece seninle ve diğerleriyle konuşmam gerek.”

Gelen topun dışarı çıkması için amatör bir toptan uzak durma rolü yaparken, nihayet yüzüme bakabilmişti. “Perri- yani şey..”

Kaşlarımı sorarcasına kaldırdım.

“Bunun mümkün olduğunu sanmıyorum. Tatildeyiz, biliyor muydun?” dedi servisi atmadan önce.

“Görüyorum ama benim durumum biraz fa-” lafımı bitiremeden Liam’ın verdiği karşılığa rağmen bu tarafa düşen topu manşetle file arkasına yolladım.

Behind These Hazel EyesWhere stories live. Discover now