3. BÖLÜM

3.9K 317 145
                                    

Mine

Yazar: HavocLight

Çeviri: Minnie Hyung

BÖLÜM 3

Jongdae nihayet iki yeni nakil öğrenciyi tüm arkadaşlarıyla tanıştırmayı bitirdiğinde (ki görünüşe bakılırsa Shinjae'deki her öğrenciyle), bir parka oturup tüm öğle arasından kalan zamanda atıştırmalıklarıyla içeceklerini tüketmişlerdi. Derslerin tekrar başlamasına halen yirmi dakika vardı, bu yüzden üç çocuk hızla yiyeceklerini çıkarıp kendilerini parktaki çimlerin üzerine atmışlardı.

"Eee okulumu nasıl buldunuz?" Sandviçini çiğnerken ikiliye sordu. 'Okulum' derken öyle çok kasıntı olmuştu ki, şaka yapıyor olsa da olmasa da kendini okuldaki herkesten üstün gördüğünü fark etmemek imkansızdı.

"Güzel." Jongin diğerine bakmadan basitçe cevapladı. "Herkes hoş görünüyor."

"Tabii ki öyleler!" Jongdae neşeyle söyledi. "Hepsi benim sevimli, küçük itaatkâr evcil hayvanım!"

Görünüşe bakılırsa, Jongdae kendini Shinjae'nin kralı ya da ona eşit gerzekçe bir şey falan olarak tahayyül ediyordu. Okul müdürünün oğlu olmak ona bu fikri aşılamıştı.

Sehun biraz homurdandı, ayak bileklerini sağa sola oynattı ve uzun bacaklarını esnetti. Bu kadar çok yürümeye alışık değildi ve hiç de umrunda olmayan sayısız insanla tanıştırılmaktan da kesinlikle hoşlanmıyordu. Sehun, televizyon dizilerinde gördüğümüz o tipik zengin, şımarık veletlere mükemmel bir örnekti.

"Şimdi sen neredeyse herkesle arkadaş olduğundan," Jongin çilekli sütünden bir yudum aldıktan sona aniden söylemişti. "Genellikle hangi grupla takılıyorsun? Demek istediğim, senin şu of... uhh... 'evcil hayvan' koleksiyonundan seçilecek bir sürü grup olduğundan..." Neredeyse diğeri kadar gerzekçe konuştuğunu fark ettikten sonra sesini alçaltarak sustu.

"Hmm. En sevdiğim grup mu?" Jongdae tekrarladı, Jongin'in şaşırtıcı, aptalca sorusuyla nereye varmak istediğini anlamıştı. "Hmm. En sevdiğimi seçmek durumundaysam... Joonmyun ve arkadaşları olurdu, sanırım."

Jongin dolgun dudaklarından kaçıvren sırıtışıyla boğuşuyordu. "Ah, şu cılız oğlanın olduğu grup mu?"

"Kyungsoo'yu mu kastediyorsun?" Jongdae tüm sandviçini sadece beş dakika içinde yiyip bitirdikten sonra kola kutusunu kavrarken sordu. "Evet, o grup."

"Şu Kyungsoo dediğiniz çocuk sessiz görünüyor..." Jongin sütlü çayından başka bir yudum alırken söyledi. Yapabildiği kadar rahat olmak için elinden geleni yapmıştı ancak Sehun, esmer tenli çocuğun tüm bu zaman boyunca Jongdae ile konuşmak istediği tek konunun bu olduğunu başından beri biliyordu. "Gerçekten o kadar utangaç mı başka bir şey mi var?"

"Evet, Kyungsoo yalnızca doğası gereği utangaç ve tuhaf." Jongdae normal bir biçimde yanıtladı, Sehun'un Jongin'den tarafa gönderdiği art niyetli bakışlardan bihaberdi. "Ama son zamanlarda cidden iyi idare ettiğini fark ettim. Yani demek istediğim, yavaş yavaş kabuğunu kırıyor. Artı, gerçekten de öyle sevimli bir çocuk ki neredeyse hepimiz aynı yaşta olduğumuz hâlde herkes onunla 'hyung'culuk oynamak istiyor; bazen daha büyük olduğunda bile." Jongdae aptalca bir tebessümle açıklamayı bitirdi.

"Ah, öyle mi?" Jongin sütlü çayından son yudumunu alarak tekrar rahat biçimde cevapladı. "Kesinlikle hoş görünüyor."

Gerçi bu yorum Jongdae'nin dikkatinden kaçmamıştı. Jongin'in, sanki kaçıveren bir sırıtmayı kontrol ediyormuş gibi kalın dudaklarının en küçük köşelerinin nasıl şekillendiğini fark etmişti. Sonra hızlıca omuz silkti ve konuştu. "Kesinlikle öyle ve siz ikiniz yakınlaşabilirseniz bu çok güzel olurdu."

Mine ★ [ÇEVİRİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin