Mine ★ [ÇEVİRİ]

22. BÖLÜM

Mine

Yazar: HavocLight

Çeviri: Minnie Hyung

BÖLÜM 22

"Ne?! Ciddi misin la sen?!" Jongdae'nin ani açıklamasını duyduktan sonra, Jongin gözleri Kyungsoo'nunkiler kadar pörtleyerek avazı çıktığınca bağırmıştı.

"Ciddiyim!" Troll çocuk önündeki bronz tenli oğlanı sinir etmek isteyerek tiz bir sesle cevapladı. "Böyle ölümüne falan ciddiyim, Jonginnie."

Günlerden Pazartesi idi ve grup öğlen arasında kantindeki her zamanki masalarında oturuyordu, herkes önündeki yemeği deşip didiklemekle meşguldü. Jongin ile Kyungsoo birbirlerine aşırı yakın oturuyorlardı, dizleri ve kolları aralarındaki yakın mesafeyle birbirlerine dokunuyordu. Jongdae kulaklarının sinir ve panik karışımıyla kızarmasına neden olarak aniden bir şey söylediğinde erkek arkadaşına komik bir hikâye anlatmanın ortasındaydı.

Diğeri ona rahatsız bir bakış atıp sinirle gözlerini devirirken Jongdae, dırdırım işe yaradı belli ki, diye düşündü.

Kyungsoo sadece gülmüş ve yanındaki erkek arkadaşının yüzüne bakmıştı. "Bunun nesi bu kadar kötü ki, Jongin? Sen yaptığın veya planladığın her şeyde her zaman havalı ve özgüvenli değil misin?" Diğerini dirseğiyle dürterken sataşan bir tavırla söyledi.

"Öyleyim. Buna şüphe yok." Jongin sanki kısa oğlanı etkilemeye çalışırmış gibi hemen kendini savundu. "Ama okulun mini festivali -aç parantez- Jongdae'nin babasının doğum günü kutlamasında dans gösterisi yapmak bunun veya planlarımın hiç de bir parçası değil!"

"Hadi ama Kkamjong!" Sehun aniden yaramaz bir tavırla tısladı. "Nasıl olsa tek başına bir solo gösteri yapmayacaksın!"

Kyungsoo diğer insanların Jongin'e lakaplarla seslenmesinden hiç hoşlanmıyordu ancak Sehun geçmiş yıllarda onun en iyi arkadaşı olduğundan, herhangi bir kıskançlık veya husumet hissetmemek için kendini ikna etti.

Jongdae buna güldü ve düz suratlı oğlanla beşlik çaktı. "Aynen! Zaten gösteri yapacak olanlar yeni gelen üç nakil öğrenciydi. Bunun eğlenceli bir fikir olduğunu düşündüm ve babam da onayladı o yüzden surat asmayı kes ve biraz adam ol!"

"Tanrı aşkına eğer tırstığımı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz çocuklar." Jongin yeniden iç çekmeden önce tısladı. "Ve ayrıca Luhan tüm okulla o kadar kaynaşmadı ve sen onu şimdiden kim olduğunu zar zor bildiği tüm o insanların önünde sahneye mi atıyorsun?"

"Aslında, benim için pek sakıncası yok, Jongin-ssi." Luhan tatlı bir tebessümle her zamanki aksanıyla söyledi. "Zaten iyi dans ettiğimi düşündüğümden benim için büyük bir mesele değil."

Jongin ona ümitsiz ve ihanete uğramış bir bakış atarak yenilgiyle somurttu. "Of, çocuklar..." Umutsuz bir tavırla söyledi. "İyi ya, yapacağım."

Masalarından gürültülü bir 'Yaşasın!' yükseldi ve herkes dönüp onlara baktı ancak grup bunu önemsememiş (bundan etkilenmek için fazla alışmışlardı) ve gürültüyle konuşmaya devam etmişlerdi.

"Siz üçünüz şimdiden nasıl dans edeceğinizi tamamen planlamalısınız!"

"Unutmayın, şu andan itibaren iki hafta var o yüzden yapabileceğiniz kadar çok hazırlanın!"

"Beni dans koçunuz yapın! Ya da dans hareketleri yapıcısı, ne diyorsanız artık!"

"Ona koreograf deniyor, Chanyeol. Ne mal adamsın ya."

"Vay Luhan cidden dans mı ediyorsun? Ben de dans ediyorum! Futbolun yanında yeteneklerimden biridir. Hadi, daha fazla konuşalım!"

"Dans derslerimizde her zaman yaptığımız o dansı yapmalıyız."