15. BÖLÜM

2K 212 137
                                    

Mine

Yazar: HavocLight

Çeviri: Minnie Hyung

BÖLÜM 15

Kyungsoo, o sabah sadece öylesine erken kalktığına dair kendini ikna ederek okula erken gitmeye karar verip o gün okula normalden 30 dakika erken gelmişti (aslında Jongin'in 3 günlük uzaklaştırmasından sonra onu göreceği için çok heyecanlıydı).

Büyük bir beklentiyle sınıfına koştu ve Jongin'in çoktan arkasındaki sırada oturduğunu gördüğünde gerçekten şaşırdı, kollarını çaprazlar vaziyette oturuyordu.

Gülümsemesiyle cebelleşerek, Kyungsoo hafifçe boğazını temizleyip ardından sırasına yürümeye başladı.

Ancak sırasına doğru yürürken Jongin ona bakmaya tenezzül bile etmemişti. Bronz tenli oğlanın gözleri çantasını yerleştirdiği sırasına yapışmıştı. Kaşları da biraz çatıktı; ahu gözlü oğlan acayip tuhaf hissetmiş ama görmezden gelmişti.

Ancak kısa oğlan sırasına düzgünce oturduktan sonra, Jongin boğazını temizledi ve aniden ona seslendi. "Kyungsoo..."

"Hm?" Diğeri yapabildiği kadar rahat olmaya çalışarak hımladı.

Jongin biraz somurttu. "Bana bak."

Kyungsoo bu ani talepkâr ses tonuyla biraz kaşlarını çattı ve diğerine bakmak için başını çevirerek yana eğdi. Jongin'in sağ gözünün yakınında bir yara bandı taktığını fark etti; Pazartesi günü yediği yumruk yüzünden olmalıydı. "Ne var?"

"Cumartesi günlerinin seninle özel günlerim olduğunu çoktan belirtmiştim..." Jongin hunharca somurturken tapılası derecede üzgün ve mutsuz bir ifadeyle aniden söyledi.

Kyungsoo kızarmasını kontrol etmek için elinden geleni yaptı. "Ah... Demek çoktan duydun."

"Sehun söyledi." Bronz tenli oğlan neredeyse carlayarak söyledi. "Bunu yapamazsın, Kyungsoo! Seninle yalnız zaman geçirmem gerekiyor!"

"Yah! Bağırma!" Kyungsoo diğerini sustururken parlayıverdi. Derslerin başlamasına hâlâ zaman olsa da birkaç öğrenci şimdiden sınıftaydı ve Kyungsoo, Jongin şımarık bir velet gibi davrandığı için etrafa gıybet malzemesi vermek istemiyordu.

"Bu hiç adil değil..." Jongin sinir krizi geçiren küçük bir çocuk gibi söyledi.

"İyi de ben zaten her Cumartesi günümü seninle geçireceğimi onaylamamıştım ki." Kyungsoo önüne dönmeden önce biraz kıkırdayarak söyledi.

Jongin sadece somurttu ve dudaklarını daha çok büzdü, ani gelişen olaylar yüzünden hayal kırıklığına uğramıştı.

"Ama yine de senin odanda kalacağım. Bunu elimden alamazsın."

Kyungsoo sadece güldü ve omuz silkti.

----------------

Kyungsoo'nun arkadaşları o Cumartesi günü öğle civarlarında Do ailesinin malikânesine gelmişlerdi, devasa koridorlardan ve hollerden geçerlerken hepsi şaşkınlıkla bakıyor ve salak gibi gülümsüyorlardı (geldiklerinden beri surat yapan Jongin hariç).

Kyungsoo'nun malikânesinin büyüklüğü yüzünden şaşkın değillerdi; kendi evleri ve malikâneleri Kyungsoo'nunkinden çok daha büyüktü. Ancak şaşırdıkları şey bütün malikânenin ne kadar temiz ve düzenli göründüğü idi; her bir eşya ve mobilya birbirine mükemmel uyuyor, mekâna görkem ve zarafet katıyordu.

Do ailesinin işi mobilyalarla olduğundan Kyungsoo'nun evinin güzel mobilyalarla ve dekorlarla aşırı döşenmesini bekliyorlardı zaten ancak açıkçası bu kadar harika olmasını beklemiyorlardı.

Mine ★ [ÇEVİRİ]Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt