23. BÖLÜM

1.2K 117 18
                                    

Mine

Yazar: HavocLight

Çeviri: Minnie Hyung

BÖLÜM 23

Tüm okulun önünde performans sergileyeceği gerçeği yüzünden kendini sakin tutmaya ve çıldırmamaya çalışırken haftanın geri kalanı Kyungsoo için oldukça zor ve stresli geçmişti. Yixing Baekhyun'un ve kendisinin okul partisi için performans sergilemeye seçildiklerini söyledikten sonra, kulüplerinin başkanı onları her gün okul bittikten sonra kulüp odalarında kendisiyle çalışmaya mecbur etmişti. Baekhyun piyano kısmıyla çok çalışırken Kyungsoo da sesiyle çalışıyordu (gerçi çare bulunması gereken ses yeteneği değil sahne korkusuydu).

Performans sergilemek için seçilen (zorlanan) Jongin, Sehun ve Luhan için de durum aynıydı. Jongdae üç nakil öğrencinin dans etmesinin kutlamalara harika bir ilave olacağına inanıyordu ve babası da buna katılmaktaydı. Üç oğlan koreografi oluşturmak ve buna çalışmak için kulüp faaliyetlerine katılamayacaklarından izinli idiler (okul müdürünün onayıyla tabii). Çalışmak için okulun dans salonunu kullanmaya da izinleri vardı (tekrar, Jongdae'nin babasının onayıyla).

Günlerin kalanı çoğunlukla hepsinin kendi performanslarıyla meşgul olması ile çabucak geçiyor ve çocuklar normalde her zaman yaptıkları gibi okuldan sonra beraber takılma fırsatı bulamıyordu. Kyungsoo ve Jongin buna çok üzülüyordu; gösterilerine çalışmaları gerektiği için okul bittikten sonra hızlı ve ufak randevulara çıkamıyorlardı.

Ama Cuma günü geldiğinde ve öğle yemeği için tekrar hep beraber otururken Baekhyun, Kyungsoo'nun kendisine endişeli (daha çok beklentili) ve meraklı gözlerle bakmasına neden olarak aniden konuştu. "Millet, okul bittikten sonra hepinize söylemem gereken bir şey var..."

"Ama dans çalışmamız var, Baekhyun." Jongin sadece kendisinin duyabileceği bir homurdanma koyuvermeden önce konuştu. O gece Kyungsoo'yu yemeğe götürmeyi planlıyordu ancak Baekhyun gruba aniden önemli bir şey söylemekle ilgili bir şey söylemişti ve Jongin planlarını iptal etmek zorunda kalmaktan hoşlanmıyordu.

"Çabuk olacağım, söz veriyorum." Baekhyun her zamanki gibi parlak olmayan bir gülüşle savundu. Kyungsoo Baekhyun'un gergin olabileceğini fark etmişti. "Ben... Ben sadece..."

"Baekhyun sadece bize önemli bir şey açıklamak istiyordu, biliyor musunuz?" Chanyeol Baekhyun'un endişeli tebessümünden daha geniş ve mutlu bir sırıtmayla söyledi. "Kişisel bir mesele ve çok önemli, bu yüzden bence hepimiz onu dinlemeliyiz."

"Yani sen ne olduğunu zaten biliyorsun?" Sehun her zamanki düz sesiyle sordu. Kyungsoo Sehun'un cidden bununla hiçbir şekilde ilgilenmiyormuşa benzemesine rağmen niçin sorular sorduğunu merak etti. Ahu gözlü çocuk daha sonra Sehun'un belki de duygularını ifade etmekte kötü olduğunu farz etti (ki bu, aslında, biraz doğruydu).

"Evet." Chanyeol şaşırdı.

"Elbette biliyordur. Zaten o, Baekhyun ile ilgili her şeyi bilir." Minseok Baekhyun'a bakıp başparmağını yukarı kaldırmadan önce kıkırdayarak söyledi. "Ve evet, tabii ki seni dinleyeceğiz. Bizimle nerede konuşmayı düşünüyorsun, bu arada?"

"Bilmiyorum. Siz nereyi isterseniz. Yakınlardaki kafe olur mu?" Baekhyun önerdi ve herkes başını sallayarak onayladı (dürüst olmak gerekirse bir çay bahçesini tercih edecek olan Kyungsoo hariç). "Çalışmalarımız bittikten sonra orada buluşalım."

"Olur." Jongdae gözlerindeki afacan parıltıyla aniden cevapladı, sanki Baekhyun'a daha sonra söyleyeceği şeyin ne olduğunu şimdiden anladığını söyler gibi.

Mine ★ [ÇEVİRİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin