17. BÖLÜM

1.9K 197 45
                                    

Mine

Yazar: HavocLight

Çeviri: Minnie Hyung

BÖLÜM 17

Kyungsoo Luhan'ın ona gönderdiği tatlı tebessümle donakalmış, kafa karışıklığı onu bunaltmış ve cevap vermek, kıpırdamak ya da herhangi bir şey düşünebilmek için fazlasıyla şoka girmişti.

Hem Jongin hem de Joonmyun hemen afallamış durumlarından sıyrıldılar ve diğerini rahat bir biçimde selamlamak için ellerinden geleni yaptılar, gülümsediler ve hafifçe eğildiler.

Luhan masum bir çocuk gibi hepsine gülümsemeye ve sersemce eğilmeye devam ediyordu. Jongin sanki diğerinin her bir hareketini değerlendirirmiş gibi kaşlarını çatmıştı.

"Hepinizle tanıştığıma memnun oldum!" Bebek yüzlü, akıcı bir Korece ile ciyakladı ancak aksanında Joonmyun ve Jongin'in fark ettiği garip ve yapay bir şeyler vardı. Korece kelimeleri söyleyişinde hafif ama yine de mevcut bir pürüz vardı ve bu da onu bariz biçimde bir yabancı yapıyordu.

Öte yandan Kyungsoo bir şeyler konuşmak, idrak etmek ya da farkına varmak için hâlâ fazlasıyla şok içindeydi. Hâlâ sakin ve aklıselim kalmak için elinden geleni yapmaya çalışırken pörtlek gözleriyle durmaya devam ediyordu.

"Hey, Soo!" Baekhyun Çinli öğrencinin yanında dikilirken ona seslendi. "Onu selamlamayacak mısın?"

Kyungsoo bununla birlikte kendini başarıyla toplamış ve gergince boğazını temizlemişti. "B-Ben... Ben Kyungsoo. Tanıştığıma memnun oldum."

Luhan ona masumca kaşlarını kaldırdı, gülümsedi ve konuştu. "Bilmukabele!"

"Tamam!" Jongdae aniden gruba hafifçe bağırırken elini havaya kaldırdı. "Bugün Pazartesi olduğundan ve kimsenin kulüp faaliyeti olmadığından, hep beraber takılmalıyız!"

Sessiz ve garip olan üç rahatsız oğlan hariç kalan herkes heyecanla "Evet!" diye bağırmıştı.

"S-Sanırım ben bugünlük yokum, çocuklar..." Kyungsoo sesi biraz çatlarken söyledi. Jongin de Joonmyun da ona endişeyle bakmıştı. "Ben... Şu an pek iyi hissetmiyorum da..."

"Neden?" Minseok (çocuk onlarla tanıştığından beri Luhan'ın yüzüne ziyadesiyle uzun bir süre baktıktan sonra) aniden endişeyle söyledi. "Hasta mısın?"

"Hayır. Pek sayılmaz..." Ahu gözlü çocuk Luhan'ın masum bakışları altında parmaklarıyla oynayarak kendini savundu. "Sadece dinlenmek istiyorum."

"Tamam." Joonmyun aniden yanından söyledi. Birdenbire Kyungsoo'yu kollarından kavradı ve konuştu. "Sana park yerine kadar eşlik edeyim. Gidelim."

Ve Kyungsoo'nun bildiği sonraki şey, arkadaşlarının yanından Joonmyun tarafından nazikçe sürüklenerek götürüldüğü ve doğruca binadan çıkarıldığı idi.

Ve muhtemelen ilk defa, Jongin Joonmyun'un yaptığı şeyden rahatsız olmamıştı. Aslında diğerinin Kyungsoo'yu karşı karşıya kaldıkları durumdan kaçırmasına minnettar olmuştu, tabii ki yine de Joonmyun yerine bunu kendisi yapmayı tercih ederdi.

İki oğlan yapabildikleri kadar hızlı bir biçimde alelacele binanın dışına ulaştılar. Joonmyun aniden konuştuğunda kendileri gibi aceleyle yürüyen bir koridor dolusu öğrenciyle birlikte hızla yürüyorlardı. "Bence o Hyun Woo değil..."

Kyungsoo biraz irkildi ve sonra iç çekti. Ana binaya ulaşıp ana girişi geçmek için yürümeye başladıklarında, Kyungsoo ufak bir "Bilmiyorum..." İle cevaplamış, diğerinden omzuna şefkatli bir sıvazlama almıştı.

Mine ★ [ÇEVİRİ]Where stories live. Discover now