25. BÖLÜM

1.2K 111 46
                                    

Mine

Yazar: HavocLight

Çeviri: Minnie Hyung

BÖLÜM 25

Jongin o sabah gerçekten kasvetli ve düşünceli görünerek Kyungsoo'nun evine geldiğinde, Kyungsoo bir çapanoğlu olduğunu biliyordu.

Her Cumartesi sabahı kendisini selamlayan genelde neşeli yüz yoktu, yerini Kyungsoo'yu hafifçe korkutan ve endişelendiren yarı kapalı gözler ve kasvetli bir ifade almıştı.

Jongin evine her zamankinden biraz geç de gelmişti; normalde uzun oğlan tam kahvaltı saatinde gelirdi ama o gün Kyungsoo'ya Cumartesi buluşmaları için biraz gecikeceğini haber vermeden saat 10 civarında gelmişti.

Jongin aniden boğazını temizlediğinde Kyungsoo'nun odasında, kısa oğlanın yatağının üzerindeler idi, hâlâ sessizdi ve aklından geçen bir sürü şey varmış gibi görünüyordu. Kyungsoo sevgilisinin ona bir şey söyleyecekmiş yahut bir şey soracakmış da konuyu açamıyormuş gibi göründüğünü fark etmişti.

Kyungsoo doğrudan sormaya karar verdi. Sıkkın görünen sevgilisinin yanına oturdu ve ona sevgi dolu gözlerle baktı. "Jongin? Sorun ne?"

Diğeri iç çekmeden önce ona şaşkın ve sinirli bir biçimde baktı. "Salı günü neredeydin, Kyungie?"

Kyungsoo sevgilisinden gelen ani soruyla taş kesildiğini hissetti, olduğu yerde neredeyse donakalmıştı. Neyse ki hâlâ cevaplayacak gücü vardı. "Ne demek istiyorsun? O gün okuldaydık..."

"Okuldan sonrasını kastediyorum, Kyungsoo." Jongin hafif sinirli bir sesle söyledi. Kyungsoo cevaben sertçe yutkundu. "Baekhyun Salı günü onunla çalışmaya gitmediğin için seni bir yerlere götürdüğümü düşündüğünü söyledi bana dün. Nereye gittin?"

Dıkşın. "Ben..."

"Evet?"

"Ben... Iıı..." Ahu gözlü oğlan düşünceli bir tutumla söyledi, içinden yalan söylemek ya da gerçeği dürüstçe itiraf etmek arasında karar vermeye çalışıyordu.

Sonra çabucak Jongin'in şu anki durumunu düşündü. Kendini sevgilisinin yerine koymaya çalıştı ve aniden kendini korkunç hissetti; Jongin gibi sahiplenici ve paranoyak biri şu an muhtemelen öfkeden kuduruyor olmalıydı ama o orada Kyungsoo'yu hiçbir biçimde korkutmak istemediğinden sadece sessizce ve sakince oturuyordu. Aniden yalan söylemenin hiçbir zaman uzmanlık alanı olmadığını ve kendisine de yalan söylenmesinden asla hoşlanmayacağını hatırlamıştı.

Birden Jongin'in sırf onu geri kazanmak için verdiği mücadeleleri ve Kyungsoo'ya layık olmak için durmaksızın gösterdiği değişimleri anımsadı. Kendi kendine hafifçe iç çekti ve sadece doğruyu söylemeye karar verdi, özellikle yanlış bir şey yapmadığını bildiği ve kendine güvendiği için. "Minseok ile beraberdim."

Jongin bunun ardından sinir ve şaşkınlık karışımı bir ses çıkarıvermişti. "Kıskandığımı bildiğin bir adamla randevuya mı çıktın?"

"H-Hayır, öyle değil." Kyungsoo paniklememek için elinden geleni yaparak kekeledi. Paniklediğini ve endişelendiğini ne kadar çok gösterirse, Jongin de o kadar şüphelenecekti ve bunu istemiyordu. Olduğu yerde öylece kaldı ve sevgilisini ikna etmeye çalışarak sakin ve kendinde bir sesle konuştu. "Sadece... Biraz konuştuk. Hepsi bu."

"Ne konuda?"

"Biraz kişisel..."

"Benden sır mı saklıyorsun?"

"Minseok'un sırrını saklıyorum." Kyungsoo düz bir sesle savundu. "Benlik bir şey değil, onunla ilgili ve kişisel..."

"Öyleyse neden bana onunla konuşacağını söylemedin?"

Mine ★ [ÇEVİRİ]Where stories live. Discover now