21. BÖLÜM

1.8K 148 43
                                    

Mine

Yazar: HavocLight

Çeviri: Minnie Hyung

BÖLÜM 21

Ertesi gün Jongin, arkadaşları arayıp AVM'ye gelmelerini ve o gün beraber takılmalarını söyledikleri için Kyungsoo'nun onu zorla uyandırmasına ciddi anlamda hiç memnun değildi.

Jongin miskince kendini oturur konuma geçirdi ve gözlerini açılmaya zorladı. Delice ensesini kaşıdı ve saçma uyandırılma biçimiyle esnedi.

Öte yandan Kyungsoo, önündeki darmadağın ve uykulu Jongin manzarası yüzünden gülümsemesine engel olamıyordu. Sevgilisinin tam karşısına oturdu ve dikkatini çekmek için dağınık saçlarını karıştırdı. "Yeni uyandığın zaman çok sevimli oluyorsun, Jonginnie."

"Sevimli değilim. Sinirliyim." Jongin gözleri hâlâ kapalıyken tıslayarak söyledi. Hâlâ parlak sabah güneşine alışamamıştı ve gerçekten gözlerini tamamen açamıyordu. "Neden bugün onlarla takılmak zorundayız ki? Neden tüm gün burada kalmıyoruz?"

Kyungsoo diğerinin çocuksu mızmızlanmalarına kıkırdadı ve Jongin'i ayılmaya zorlamak için yanaklarını çimdikledi. "Çünkü onlara her şeyi açıklamamız gerektiğini söylediler, hatırladın mı?"

"Ama daha birbirimizle konuşmayı bile bitirmedik ki." Jongin boğuk bir sesle tekrar karşı çıktı (Kyungsoo hâlâ yanaklarını mıncırıyordu). Arkadaşlarına her şeyi açıklamak ve böylece ciddi anlamda sevgilisine daha da yakınlaşmak konusundaki haklarını savunmak ve sınırlamak istediği doğruydu ama gayet iyi farkındaydı ki ikisi aralarındaki meseleleri henüz tamamen çözmemişlerdi. "Daha biz kendimiz konuşmamışken onlara neyi açıklayacağız--"

"Ama ben artık her şeyi anlamamız için konuşmamız gerektiğini düşünmüyorum zaten, Jongin." Kısa olan ellerini sevgilisinin yanaklarından indirmeden önce söyledi. Devam etmeden önce diğerine baş döndürücü bir tebessüm etti. "Yani... Seni seviyorum, sen de beni seviyorsun, işte bu kadar. Aramızdaki şeyleri açıklamaya gerek yok. Birbirimize âşık olduğumuzu bilmemiz yeterli, değil mi?"

Jongin gözlerini şak diye açtı ve şaşkın bir ifadeyle diğerine baktı. Kyungsoo'dan gelen bu ani sıradan sözlerle bir miktar şok olmuş ve afallamıştı, bir ihtimal hâlâ rüya falan mı görüyorum acaba diye düşünüyordu. Ancak gerçekten rüya görmediğine ve her şeyin gerçek olduğuna ikna olmak için kollarını onun dar ve kırılgan bedenine dolamak amacıyla Kyungsoo'nun omuzlarını kavradı. "Ayy Kyungie?! Niye bu kadar tatlı olmak zorundasın?!"

"Tatlı falan değilim!" Kyungsoo utançtan yanan yanaklarıyla karşı çıkmaya çalıştı. Az önce söylediklerine bakılırsa kendisini birazcık özgür ve açık hissetmişti anlaşılan. "B-Ben sadece..."

"Evet evet ne kastettiğini biliyorum." Jongin ona hâlâ sıkıca sarılırken sözünü kesti. "Sadece karşılık olarak bana sarıl da bugün evde kalarak tüm gün sana sarılıp yatmak yerine dışarı çıkmayı kabul edeyim."

Kyungsoo buna samimiyetle güldü ve sevgilisinin ricasını yerine getirdi. Kollarını Jongin'in bedenine doladı ve başını omzuna yasladı. "Yine de hâlâ sana daha sonra soracaklarım var, Jongin."

"Olur." Bronz tenli oğlan kıkırdayarak cevapladı. "İstediğin kadar soru sorabilirsin."

"Tamamdır." Kyungsoo yüzüne yapışan tebessümüyle cevapladı, hiçbir baskı, şüphe yahut korku hissetmeden sevdiği çocukla nihayet birlikte olabildiği için mutlu ve heyecanlı hissediyordu. "Seni seviyorum, Jongin."

Bununla beraber Jongin'in Kyungsoo'ya doladığı kolları sıkılaşmıştı. "Ben de seni seviyorum, Kyungie." Gülümseyerek cevapladı.

------------

Mine ★ [ÇEVİRİ]Where stories live. Discover now