3.

2.7K 300 124
                                    

•••

"Geliyor bizim aşık dangalak."

Nisan ayının perşembe sabahında, Yixing'in sinirleri her zamanki gibi yine bozuktu. Bunun günle bir alakası olup olmadığını bilmiyordum ama onu bildim bileli perşembe, haftanın kara günüydü onun için. Sadece kendine zehir etse iyiydi, boş yere yaptığı sinirli hareketler ve yerli yersiz gelen sövmeleri yüzünden biz de kara gün olarak ilan edecektik artık.

Biri sesimizi duymalı ve bizi Yixing'in gazabından korumalıydı. Aksi takdirde; ne Baekhyun'un, ne Joonmyeon'un ne de benim akıl sağlığım gelecek sene, bu sene ile aynı olmayacaktı. Haftada birden, ayda dört gün eden bu kara perşembe, Yixing'in yaptığı bütün iyilikleri tek bir küfür ile silebilirdi. O derece çekilmez oluyordu.

Joonmyeon elindeki ders notlarını gözden geçirirken, "Yixing, artık kessen mi şu tavırlarını?" diyip iç çekerek mırıldandı.

Yemin ediyorum ki, kesinlikle sonuna kadar haklıydı. Ağzımı açıp kes sesini artık, kafa beyin koymadın, bi' ağzımıza etmediğin kaldı gibi atarlı giderli şeyler söylemek istesem de, oldukça yorgundum. Bedenimin üzerinden gece buldozer falan geçmiş olabilir diye düşünmüyor değildim. Bu sebepsiz yorgunluğu açıklayacak herhangi mantıklı bir açıklama bulamıyordum çünkü. Bir de bütün bu huysuzluğumun üstüne Yixing'in sövmelerini dinlemek mi?

Ölümden daha beter.

"Ne kesmesi?" dedi Yixing şaşırmış gibi sandalyesinden doğrularak.

"Jongdae'nin yorgunluğunu koridorun başında olmasına rağmen fark edebiliyorum," Joonmyeon başıyla bize doğru savsak adımlarla ilerleyen adamı gösterdi. Başımı sandalyenin arkasına yaslayarak, yavaşça oraya doğru döndüm. "Yorgun işte. Belli ki Xiumin ile ilgili bir şeyler olmuş. Rahat bırak çocuğu."

"Daha yeni başladık güzelim," dedi sandalyesinden ağır abi edasıyla doğrulup, Joonmyeon'un yanağından sert bir makas alırken. "Şikayet etme."

Daha yeni mi başladık?
Ben şimdiden bunaltı yolunun sonunu görebiliyorum ama.

Tamam, itiraf ediyorum.

Ben şimdiden perşembe gününü kara gün olarak ilan etmiştim sanırım. Her hafta, aynı gün üzerime böyle bir asabiliğin ve huzursuzluğun çökmesi kesinlikle normal değildi çünkü. Belki de psikolojikti?  Yixing'in üzerimde kurduğu sikerim böyle hayatı temalı bir psikolojik baskı da olabilirdi. Adam garip tavırları ve görünüşünün aksine sert duruşuyla kafamı allak pullak ediyordu. Bakınız; siz siz olun dış görünüşe kanmayın. Çünkü karşımda oturan bu mafya kılıklı, gamzeli bey; kesinlikle tehlikeliydi. Üstüne tabela asmayı düşünüyorduk hatta bazen Baekhyun'la.

"Dikkat! Isırır."

Düşünsenize: Yixing'in omzuna asılmış böyle garip bir yazı. Gelen geçen cidden ona yanaşmak ve gülümsemek konusunda biraz daha seçiçi olurdu belki a-

"Kyungsoo?"

"Hım?" diye mırıldandım, sandalyenin üstündeki bacaklarımı gövdeme daha da yaklaştırarak. Yixing'in o görüntüsü ve çatılmış kaşlarıyla normal bir perşembe günü gözlerimde canlanmıştı an itibariyle. Ses vermemesi nedeniyle gözlerimi ona çevirerek yorgunca baktım.

he never knows // kaisoo Where stories live. Discover now