6.

2.3K 242 107
                                    

•••

"Dilek Festivali'ne geleceksiniz değil mi?"

Jongdae'nin sorusuyla başımı okuduğum kitaptan zorlukla kaldırdım. Avucuma yasladığım elimin içinde başımı düşünceli bir şekilde sağa sola yatırdım.

"Bilmiyorum," diye mırıldandım. "Bu sene oraya yazıp götürebileceğim bir dileğim yok."

"Nasıl yok?" dedi hayretle Jongdae. "Elbette var. Yıldızlara göndermek isteyeceğin onlarca hayalin olduğunu daha geçen sene söylemiştin?"

Jongdae haklıydı. Ki şu sivri zekanın her şeyi böyle net hatırlaması bazen canımı ciddi manada sıkıyordu. Bir şeylerin üstünü kapatmaya çalışıyordum ama o hatırlamakla kalmıyor, başkalarına da hatırlatıyordu. Şimdi festivale dönersek 'sanki başka işin var ha!' diyeceklerdi. Sadece Jongdae değil. İşin kötü tarafı da buydu ya zaten. Onun yanında Joonmyeon, Yixing ve Baekhyun... Gerçi, Baekhyun konusunda pek emin değildim ama önemli olan da bu değildi zaten. Her neyse...

Sonuç olarak, bir festivale asık suratla giden ilk ve son adam olacaktım.

"Jongdae haklı," diyerek ona katıldı Joonmyeon. "Bizi geçiştirmen fayda etmeyecek."

"Sizi geçiştirmiyorum ki!" dedim iki elimi ve omzumu havaya kaldırarak. "Cidden bir dileğim yok. Oraya gidip de dileği olan insanların yanında boş yer kaplamak istemiyorum."

"Şuna bak sen," Yixing arka sıradan alaylı bir ses tonu ile bana laf attı. "Saçma sapan düşünceleri ve teorileriyle, Do Kyungsoo yine aramızda."

Oysa ki söylediğim şey kesinlikle onları geçiştirmek için ortaya attığım saçma sapan bir düşünce değildi.

Bunu cidden düşünmüştüm.

Bir Japon festivaliydi bu. Baharın geldiği ve kendini iyiden iyiye göstermeye başladığı zamanlarda kutlanıyordu. Sadece Japonların ikâmet ettiği yerlerde olmasına rağmen, o günkü coşku Koreli halkın bile kendini bu geleneğe alıştırmasına neden olmuştu. Birkaç sene önce şans eseri bir Japon sokağından geçmem ve kendimi cümbüşün arasında bulmamla; bizimkilerle beraber her sene gitmeye başlamıştık. İşsizliğin ve kendi grubumuzda eğlenceyi hala tadamamış olmamızın etkisi büyüktü. Nerede bir eğlence görsek, oraya dadanıyor ve sıkılına kadar da bırakmıyorduk peşini. Tabiri caizse, bokunu çıkarana kadar.

"Gelmeyeceğim."

Sesim sert olmasına rağmen kalbim eriyordu. Sebebi ise bu festivale deli gibi gitmek istememdi. Lakin yemin ederim, edebileceğim tek bir dilek yoktu. Boş boş,insanların o güzel ve manevi duygularıyla süsledikleri yere gitmek istemiyordum. Çünkü orada siyahın üstüne koyulan turuncu gibi duracağımdan emindim. Herkesin yüzünde dileğinin kabul edilmesi için bir umut ışıltısı olacaktı...

Benim ise anılardan önümü göremediğim karanlık bir gece.

İnsanlar aslında umursamadığım ama genelde önüme çıkan sikik ayrıntılardı. Her ne kadar onların ne düşündüğü umrumda olmasa da, bir şekilde kendimi kısıtlamama neden oluyorlardı. En yakın örnekleri belli değil mi zaten? Örneğin; masanın üstünde bacak bacak üzerine atmış ve bana doğru eğilmiş olan Jongdae... Uyumak ile ders çalışmak arasında gidip gelen Joonmyeon... Ve arka sırada bacaklarını masanın üstüne rahatça uzatıp siktirin gidin bakışı atan Yixing...

he never knows // kaisoo Where stories live. Discover now