bölüm on dokuz ➡️

3.7K 330 28
                                    

"YeonSu..!" dedi ve bileğimden tuttu. "Açıklamama izin v-" Kolumu zorla elinden kurtardım. "Açıklama filan istemiyorum ben !" dedim ve omzundan bir daha ittirdim. "O kızı öpmen ve sarılmanın nasıl bir açıklaması olabilir ?!" Sulu gözlerle oradan uzaklaştım. Bilmediğim sokaklara girdim , hıçkıra hıçkıra ağladım.
İlk aşkımdı ve kalıcı bir yara bırakmıştı. Bundan sonra başkasını sevebileceğimi ya da güvenebileceğimi düşünmüyordum.
"Acı veriyor , değil mi ?" Karşımda dikilip konuşan kapüşonlu adama baktım. "Ne diyorsun sen?"dediğimde kahkahası kulaklarımı doldurdu. "Sasaeng deyip dövdün. Gördün mü sasaenglerin istediği olmayınca ne olduğunu ?" Elindeki bıçağı gösterdi. "Y-yoksa Yoongi-" Lafımı kesti. "Evet tatlım. O da aynen senin bulunduğun durumda." dedi ve sırıttı. "Derdiniz ne cidden.!" diye bağırdım. "İşiniz gücünüz tehdit edip öldürmek mi ? Öldür o zaman. Kolaysa." dedim ve bir anda elindeki bıçağı alıp , adamı yere düşürdüm. "Siyah kuşağım ben." diye mırıldandım. "Seni mi dövemeyeceğim." burnunun yanına bir tekme attım ve orada bayıldı.
Araba ezmesin diye vicdanımdan da kaldırım kenarına sürükledim.
"Canın cehenneme." dedim ve yere düşen telefonuna uzandım. Ekranda çıkan aramayı onayladım.

'Chun**** sokağındaki ,soldan üçüncü depoya gel.'

Arama sonlandığında şansıma sevindim.

Taksi durağına gittim ve bir taksiye bindim.
Adresi söyledikten sonra depoda indim.
Hızlıca kapıyı açtım ve içeri girdim. 
Bana dönen gözlerle ürkmedim değil.
Daha dün bahöede dövdüğüm, Yoongi'yi öpen ve Yoongi'nin sarıldığı kız.
Üçüde aynı kişiydi.
"Y-yeonSu ?" diye kekelediğini duydum sandalyede bağlı Yoongi'nin.
"Sushimiz de mi gelmiş ?" diyen kıza güldüm. "Evet. Kendim geldim."dedim ve kıza pis pis baktım.
Ondan korkmazdım. "Ha , baştan söyleyeyim. Eğer bileğimi filan kesmeyi düşünüyorsan dur derim. Çünkü bilirsin siyah kuş-" Lafımı kestiğinde yumruğumu sıktım. "Diyorsun zordan alalım ve yumruklarımızı konuşturalım." Başımı sağa sola salladım. "Juda mantık işidir güzelim." dedim ve yanına ilerledim. İlk hamleyi ondan bekliyordum.
Elindeki yumruğunu kafama atacağı sırada eğilip bacağını tuttum ve çektim.
Sırt üstü yere düştü. Karnına tekme attım. "Tam bir salak olduğunu biliyor muydun ?" dedim ve yüzüne eğildim. "Öldürmediğime şükret." dedim ve ayağa kalkıp Yoongi'nin yanına ilerledim. "Seninle sonra konuşacağız." dedikten sonra bileğindeki ipleri çözdüm.
"Normalde erkek kızı kurtarır..." diye mırıldandım. "...mevzu Yoongi olunca." Kollarını bana sarmaya çalıştığı anda geri çekildim. "O kızı öpüp kokladıktan sonra bana sarılmaya mı çalışıyorsun ? Tam bir itsin." dedim ve kapıya ilerledim.
Cebimdeki adamın telefonunu öylesine bir yere fırlattım ve kendi telefonumdan taksinin numarasını tuşladım.

"Bana hala kızgın mısın ?" Kızgın olmadığım söylenemezdi. Yani en azından gelip söyleyebilird-
Daha bugün söylemeye çalıştı YeonSu. Ama sen onu ittirip küfrettin.
Tam bir salaksın.
"Hayır." dedim. "Aslında biraz.." diyerek düzelttim. "O kıza uyuz olduğumu bilmelisin. Okulda onu öptün ! Tanrı aşkına ,sadece ittirip yanıma gelemez miydin ?" dedim ve gelen taksiye bindim.
"Yoongi ev adresin ?" dedim ama ses gelmeyince tekrarlamadım. Kendi ev adresimi söyledim.

..

Eve geldiğimizde Yoongi'yi banyoya ittirdim ve babamın dolabından ona uygun bir şeyler alıp banyoya attım. "Çabuk çıkarsan sevinirim." dedim.
Açıkçası iyice temizlenmeden benim yanımda durması benim için ileri derecede rahatsız ediciydi.
O evimden gittikten sonra ben duş alacaktım. Sonuçta kızı döverken dokunmuştum.

..

Yanıma üstünü giyinmiş ama saçları hala ıslak bir Yoongi geldiğinde çekip karşıma oturttum.

"Özür dilerim." dediğinde yüzündeki mimiklere bile dikkat ettim.
Keskin yüz hatları , minik dudaklar , küçük gözler. Tam anlamıyla çok şirin ve fazla yakışıklı.
Tarif edilemez.
"Ne yapıyorsun ?" diye sorduğunda sırıttım. "Yüzünü aklıma kazıyorum." dedikten sonra gözlerine baktım. "Bitti." Gülümsedi ve kollarını açtı. "Özledim de birazcık..." dediğinde kolları arasına atladım ve iyice yapıştım.
"Ne kadar ağladığımdan hatta fobilerimin sınırlarını zorladığımdan haberin var mı ?" dedim ve kokusunu içime çektim. "Hala çikolata kokuyorsun." dedim. Duşa girmesine rağmen çikolata koktuğu bir gerçekti. "Hala beni seviyor musun ?" dediğimde ellerini gevşetti.
Korktum.
Ya sevmiyorsa ? Ya her şey gerçekten bir oyunsa ?

Uzaklaşıp gözlerini gözlerime dikti. Endişeden ellerim titriyordu.
Gözlerimin içine bakarak konuştu. "Seni çok seviyorum." dedi ve alnıma sevimli bir öpücük bıraktı.
Bir anda endişem mutluluğa dönmüştü.
Tabii.
Kapı çalmasa her şey daha iyi olabilirdi.

youtube || min yoongiWhere stories live. Discover now