otuz dokuz

1.4K 111 78
                                    

"Aramalarımıza cevap vermiyorlar," dedi ekranda gözüken, şık giyimli sunucu.

Paylaştığımız videodan beri akşam saatleri yayınlanan magazinlerin hepsinde konu olmuştuk. İkimizin barışması bizden çok onlar için büyük bir olaydı.

Kucağımda uyuyakalmış olan Yoongi'nin saçını okşamaya devam ederken ekranı yanıp sönen telefonuma baktım. Instagram'dan bir sürü mesaj geliyordu.

Videomun yorumlarına bakmaya çekinmiştim açıkçası, bizi destekleyenlerden çok ne kadar dengesiz olduğumuzu söyleyecek insanlar olacaktı. Buna emindim.

Televizyon kanalını değiştirerek daha önce katılmış olduğumuz magazin programını açtım. Videomdan bir kesit yayımlanıyordu, orada oturan sunucular da bideoyu yorumluyorlardı.

"Zaten onların ayrılmalarına rağmen sürekli aynı ortamda olmaları da şaşırtıcıydı," dedi bir tanesi. Yanında oturan erkek sunucu heyecan içinde onu onayladı. "Zaten videoda da ayrılık sebeplerini anlatmış, YeonSu." İstemsizce kafamı dallaysrak adamı onayladım.

Yoongi kötü hissetmişti, bana zarar verdiğini düşünerek benden ayrılmıştı. Ancak bir yere kadar içinde tutabilmişti bu kötü hissiyatı.

  Bacağıma kafasını yaslamış olan Yoongi uyanmış, saçları arasında duran elimi tutarak oturur pozisyona geçmişti. "İzleme şunları," dedi ve diğer elimdeki kumandayı alarak televizyonu kapattı. "Ne yaptığımızı biliyoruz."

Onu onayladım ama yine de insanların tepkisini merak ediyordum işte.

Kollarımı ona sararak kafamı göğsüne yasladım. O da ellerini sırtıma koyarak okşadı, elleri saçlarıma çıktı. "YeonSu," dedi kısık sesle. "Endişelenmene gerek yok," diye de ekledi. "Herkes kabullenecek. Kabullenmeyen olursa da umurumuzda olmamalı. Ben yanındayım, sen yanımdasın. Birbirimize destek olalım."

 Sırtındaki ellerimi oynatarak sırtını okşadım. 

 Son zamanlarda kilo vermişti ve sırtını ellediğimde neredeyse tüm kaburgalarını sayabilecektim, bu hiç iyiye işaret değildi.

 Kolları arasında sıcacık hissediyordum. Sevgi ve güven dolu. 

 Kokusuna o kadar aşina olmuştum ki artık, herhangi bir yerden o kokuyu alsam 'Yoongi geldi,' diyebilirdim. Onunlayken mutluydum, huzurluydum. İkimiz bir olduğumuzda yenemeyeceğimiz hiç bir güç yoktu. 

 Başımı çevirip sıcacık olan boynuna minik bir öpücük koydum. Hoşuna gitmiş olacak ki boynunu oynatmış, bana sarılı olan kollarını daha da sıkılaştırarak beni kucağına çekmişti. Bu durumdan bir gram dahi rahatsız olmuyordum.

 Onunla daha önce nişanlanma aşamasına kadar gelmiştim, şimdi ise evlenmeye çok yakın olduğumuzu hissediyordum. "Seni bir daha asla bırakmayacağım," demesiyle birlikte boynuma değen gözyaşları eşliğinde onayladım kendimi. Bu sefer bozulmayacak bir nişan, ardından bozulmayacak bir aile yaratacaktık.

"Min Yoongi," dedim kafamı boynundan azıcık uzaklaştırarak. Kısık bir mırıltı çıkardığında cümleme devam ettim. "Benimle evlenir misin?"

 Güldüğü için sallanan vücudu ile birlikte ben de sallanmıştım. Kafasını benden uzaklaştırarak bakışlarımızı birleştirdi. "Bir kaç gün dayanamadın mı? Ben teklif edecektim."

"Ben teklif etmedim ki, sadece sordum." 

Gülümseyerek söylediğim cümleye karşılık sadece dudaklarıma bir öpücük kondurmuştu. Sırtındaki elimi omzuna çıkardım ve gülümsedim. Öperken bile gülümsediğini, dudaklarının gergin olmasından hissedebiliyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 23, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

youtube || min yoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin