youtube || min yoongi

otuz altı.

(...)

Gözleri sürekli telefonumda olan Yoongi'nin kafasını hafifçe ittirdim ve mırıldandım. "Umarım buradan sonra evine gidersin."

"Seninle geleceğim." Dediğinde ise bıkkınca göz devirdim yalnızca. "Peki. Peki nasıl istiyorsan öyle yap."

yeonSUshi:
Seninle görüşmek istiyorum
Hemen şimdi
Seni merak ediyorum

jjkop:
kaçtım ki
Ben çekingen biriyim
Basıp kaçtım çoktan

yeonSUshi:
Korkak

jjkop:
Kabul ediyorum
Korkağım

Telefonu kilitleyip onu görme umuduyla öylece etrafa bakındım ama kimseyi göremedim elbette. Elimdeki telefonu omzumdaki çantanın içine attım ve yoluma devam ettim.

Yoongi peşime kuyruk gibi takılmış, nereye dönersem oraya geliyordu. Yanında gergin hissediyordum. Onu görmezden gelmek çok zordu.

(...)

Alışveriş merkezinin içine girdiğimizde Yoongi esnemişti. "Buraya kadar yürümek zorunda mıydık?"

"Peşime takılmasaydın!" Dedim ve saçımı geri attım.

jjkop: alışveriş merkezine kadar yürümek zorunda mıydınız?
Öldüm

  Hemen arkamdaki giriş kapısına baktım. Giren ya da çıkan yok, bomboş. Yine saklanmış olmalı.

yeonSUshi: nereye saklandın
deliriyorum

jjkop: yalnızca keyfinize bakın
Ben sizi izleyeceğim
Ciddiyim

yeonSUshi: neden böyle davranıyorsun
Ne var görüşsek işte
Sasaeng gibi davranıyorsun, beni korkutuyorsun

jjkop: Öyle biri değilim be
Evet bir hayranınım
Ama seni internetten tanımadım, daha eskiden tanıyorum

yeonSUshi: ee o zaman
Neden kaçıyorsun
saçma

jjkop: burası işin duygusal boyutu
Hadi hadi
ağaç oldun ayakta beklemekten

Telefonu kilitleyerek omzuma asılı çantaya koydum ve çantayı kapattım. Güvenliğin yanından uzaklaşırken Yoongi sordu:

"Ne yapacağız?"

"Bugün benim günüm. Ben ne istersem onu yapacağım. Sen de ne istersen onu yapacaksın; ama içine beni karıştırma."

Gördüğüm aksesuar dükkanına zıplayarak girdim. Uzun zamandır aradığım türden bilezikleri bulabilmeyi umuyordum.

Altın rengini es geçip gümüş renkli bileziklerin bulunduğu kısma geldim ve bilezikleri incelemeye başladım. "Sıkıcı."

"Git kendi başına takıl." Dedim hızlıca. "Seni zorla burada tutan yok."

(...)