10. (Korku.)

7.7K 305 10
                                    

Ecrin;

Gözlerimi araladım. Başıma saplanan ağrı ile tekrar kapattım gözlerimi. Zorlukla doğruldum. Zor da olsa açtım gözlerimi. Bedenime indirdim bakışlarımı. Hala bornozum vardı üzerimde. Dolaba ilerledim. Üzerime beyaz t-şört ve siyah pantolonumu geçirdim. Ben ne zamandır uyuyordum? Saate baktığım zaman saatin '3' olduğunu gördüm. Gece 3.. kendime gelmek için gözlerimi ovuşturdum. Odamdan çıktım yavaşça. Merdivenlere yöneldim.

Salona girdiğim zaman kocamın ve cem abinin konuştuğunu gördüm. Cem abinin söylediği sözler ile olduğum yere çivilendim. "Kutay.. ecrin bu zamana kadar akıl hastanesindeydi.." afalladım. Bunu kutay'ın bilmemesi gerekiyordu. Neden ona söylemişti? Nefesim kesilmiş, kutay'ın hafifçe açılan gözlerine bakıyordum. "Ne?.. yani.. ecrin?" Diye fısıldadı. Cümleyi bitirmek için kullandığı sözler kalbime saplandı. "Deli mi?" Cem abi başını salladı.

Çaresizce bağırdım. "Ben deli değilim!" Kutay, sesim ile irkildi. İkisinin gözleri bana döndü. Kutay ayağa kalktı. "Ben deli değilim!" Dedim. Ona doğru ilerlemeye başlamıştım. Kutay, korkuyla geri adım attığı anda dondum. Gözlerim doldu. Benden korkmamalıydı. "Ben deli değilim." Dedim çaresizce. "Bana yaklaşma!" Dedi. Boğazımda oluşan yumruyu, başımdan aşağıya dökülen kaynar suyu umursamamaya çalıştım.

Ona elimi uzattım çaresizlik beni karanlığa çekerken. "Bana güven.. ben deli değilim.." diye fısıldadım. Konuşmak için dudaklarını araladı. Beni bitiren o sözler çıktı hayran olduğum dudaklarından. "Sana güvenmiyorum. Uzak dur benden." O an.. herşey bitti bizim için. Kaybolmayı dilerken gözümden bir damla yaş firar etti. Bana güvenmiyordu.

Gerçek, yüzüme tokat misali çarparken geriye doğru gittiğimi fark etmemiştim. Sırtım duvara çarptı. Son kez baktım mavi gözlerine. Ağzımdan kaçan hıçkırık ile sağ tarafımdaki kapıyı açıp dışarıya fırladım. Cem abinin sesini duydum. "Durun! Ecrin hanım hayır!" Diye bağırdı. Umursamadım. Bahçe kapısını da geride bıraktığım zaman cem abi kükredi. Ne dediğini anlamamıştım. Nerede olduğumu bilmesem de bacaklarıma daha da yüklendim.

Ben deli değildim! Kutay'ın sözleri bedenime hançer gibi saplanırken hıçkırdım. 'Sana güvenmiyorum!' 'Ne?.. yani.. ecrin?' 'Deli mi?' Görüşüm, gözyaşlarımdan dolayı bulanıklaşsa da umursamadım. Hızımı daha da arttırdım.

'Ölmeyi dilerken..'

Kutay;

Ecrin'in dışarıya çıkmasıyla vücudum gerildi. Şoktan çıktığım anda kapıdan fırladım. Cem arkamdan koşarken endişe vücuduma hükmediyordu. Cem'in arkamdan bağırarak söylediği sözler korkumu ikiye katladı. "Kutay daha hızlı koş! Eğer ecrin hanıma birşey olursa patron beni öldürür!" Daha da hızlandım. Arkama kısa bir bakış attım. Cem, çok geride kalmıştı. Ecrin'i bulamamak tedirginliğimi üst seviyeye taşırken etrafıma bakıyordum.

Parkın önünden geçtiğim anda gözüme çarpan ecrin ile durdum. Park'a neden gelmişti ki? Kapıdan geçtim. Temkinli adımlarla yanına yaklaştım. Korku? Evet. Hemde çok korkuyordum. Bir adım daha atacakken iken kolumun tutulmasıyla durdum. Kolumu kavrayan kişiye döndüm. Cem'di. Aynı anda ecrin'e döndük. Kendi kendine birşeyler mırıldanıyordu. Dikkatimi sözlerine yönlendirdim.

"Korkuyormusun? Yoksa seni korkuttularmı küçüğüm?
Gel annene sarıl seni güzelce çok çok güzelce şımartsın mı küçüğüm?
Yanıma yaklaş. Sana zarar vermem. Yanıma yaklaş. Sana zarar vermem.
Hayır..hayır..hayır ağlamak yok küçüğüm. Ağlarsan anneni üzersin.
Hayır hayır hayır kırılmak yok küçüğüm. Kırılırsan kim tamir eder küçük yüreğini?"

Gözümden akan yaşın çizdiği yolu hissettim her saniye. Dakikalar birbirini kovalarken sadece ecrin'in hafifçe sallanırken söylediği ninniyi dinliyordum. Bu ninniyi biliyordum. Annemin ninnisiydi bu.. ecrin'in bizde kaldığı zamanlar bize söylediği ninniydi bu. Çok korkmuş olmalıydı. Ninniyi sürekli başa alıyordu. Tebessüm oluştu yüzümde.

Cem, ecrin'e hamle yaptığı sırada kolunu tuttum. Bakışlarını yüzüme çevirdiği anda afalladı. "Lütfen cem. Biraz daha söylesin. Çok korkmuş.. benim gibi.." İlk başlarda fısıltıyla çıkan sesimle sona doğru tamamen kayboldu. Cem başını salladı. İkimizde dinledik onu bir süre. Ecrin; başını salıncağın zincirine yaslamış, öylece önüne bakarken hafifçe sallanıyordu. İç çektim.

Cem, bunu bekliyormuş gibi salıncağa ilerledi. Ecrin'in önünde durdu. "Ecrin hanım, eve geri dönmemiz gerekiyor. Lütfen benimle gelin." Dedi. "Git başımdan. Senin yüzünden kocam beni sevmiyor." Dedi ecrin. Cem bana döndü. Yüzümde hafif bir tebessüm oluştu. Ecrin sinirle başını kaldırıp cem'e baktı. Cem'in bana baktığını fark edince bana döndü. Şaşkınlıkla açılan ağzı ve gözleri ne kadar masum gözüktüğünü anlatıyordu.

Salıncaktan çırpınarak kurtulmaya çalıştı. Gözlerini benden ayırmıyordu. Belindeki bandı gösterdim. Durdu. Banda bakıp güldü. Daha yeni aklına gelmiş gibiydi. Güvenlik bandından kurtuldu. Bana doğru koştu heyecanla. Boynuma atladığı anda ellerimi beline yerleştirdim. "Hoşgeldin hoşgeldin hoşgeldin kocacığım!" Dedi heyecanla. "Beni çok endişelendirdin." Diye fısıldadım kollarımı beline sararken. Güldü. "Beni salıncakta sallar mısın?" Dedi tatlı bir sesle.

Bu anı değişimine şaşırmıyordum. Küçükken de aynı şeyi yapardı. 'Hatalarını oyun ile örtmeye çalışırdı.' Hatalı olan bendim. Ona o şekilde davranmasaydım, ecrin evden kaçmazdı. Cem'e döndüm. Saatini gösterdi. Ecrin'e döndüm tekrar. Üzüntüyle başımı iki yana salladım. Gülümseyen yüzü yavaşça soldu. "Peki. Eve gidelim." Diye mırıldandı. Benden ayrıldı. Parkın çıkış kapısına ilerledi kollarını kendine sarmış bir şekilde.

Peşinden ilerledim. Sokağa çıktım. Duyduğumuz gök gürültüsü; hızla yağacak olan yağmurun habercisiydi. Ecrin korkuyla başını yukarıya çevirdi. 'Doğru ya..' Dedim kendi kendime. 'Ecrin gök gürültüsünden çok korkardı.' Koluma değen damla ile yağmurun yağacağını anladım. Umursamadan ecrin'i izlemeye devam ettim.

'Bana yaşattığı onca şey.. hepsi.. kendine sahip olamadığı, kendini kaybettiği için miydi?' Aklıma gelen düşünceye 'daha sonra düşünürüm.' Dediğim anda yağmur yağmaya başladı. Ecrin.. durmuştu. Başını yukarıya kaldırdı. Kollarını açtı. "Sizi hissedebiliyorum.. Anne! Baba!" Dedi. Yutkundum. Nergis teyze, Faruk amca.. ölmüş müydü? Bedenim acı gerçek ile sarsılırken bende yüzümü kaldırdım.

Yüzüme düşen yağmur damlaları bana huzur verirken güldük aynı anda. "Seni hissedebiliyorum.. anne.." ağzımdan kaçan fısıltı kalbime bir yük kadar ağır gelmişti. Yanımızdaki cafe/ bar'dan duyduğumuz 'Bilal sonses- eden bulur.' İle yüzümü indirdim. Ecrin'e yönelttim bakışlarımı. Hıçkırarak ağlıyordu. Bedenim benim komutum dışında hareket etti. Ona doğru ilerledim.

Bazen; insanlar 'Hayatta yapmam!' Derlerdi ya.. yalandı. İnsan yapardı. İnsan yapmam dese de yapardı. Benim gibi.. ecrin'in kolunu tutup kendime çektim. Sıkıca sarıldım ecrin'e. Kollarını kaldırmayı denedi güçsüzce. Hıçkırıkları ile bedeni sarsılırken konuştu. "Çok özledim." Konuşamadım. "Artık uslu bir kız olacağım anne.. lütfen geri dön.." kendisiyle yüzleşiyordu adeta. "Baba.. yemin ederim bir daha sigara paketlerini çöpe atmayacağım.." dedi çaresizce.

Acıyla yutkundum. Onun için çok zor olmalıydı. Benden ayrıldı hışımla. Hala ağlıyorken çığlık attı. "Sizi çok özledim! Geri gelsenize!" Cem'e döndüm. Korkuyla bana bakıyordu. Dudaklarımı hareket ettirerek 'eve git.' Dedim. Başını salladı. Karşı kaldırıma geçti. Ecrin, dizlerinin üzerine düştü. "Sizden başka kimsem yok!" Diye yakardı. Bir süre oluşan sessizlikten sonra konuşmaya devam etti. "Anne!" Diye yalvardı. "Saçlarımı kestiğim zaman bana çok kızmıştın?! Neden şimdi susuyorsun!?" Kendini kaybetmiş gibiydi.

"Baba!" Diye yalvardı bu sefer. "Bana 'ailene sormadan evlenmek yok!' Demiştin!" Yüzüğünü kaldırdı. "Bak! Kızsana bana! Allah kahretsin! Anne! Beni.. korumaya çalışsana.. neredesiniz?" Sonuna doğru sesi fısıltıya dönmüştü. Başını eğdi. Yanına ilerledim.

Elimi uzatsam da dokunamadım. "Biliyordum.. benim gibi 'basit' bir kadına kim yardım eder?" Diye fısıldadı. Doğruldu. Kırgın gözlerini yüzüme sabitledi. Gülümsediği anda kırgınlığı, sanki bir perdenin arkasına saklanmış gibiydi. "Bu zamana kadar bana 3 kişi yardım etmişti.." dedi. Sustum. "Şimdi sadece ben varım." Diyerek bakışlarını kaçırdı.

Önüne döndü; ben onun arkasından bakarken kollarını kendine sardı. Ardından yağmurun altında yürümeye başladı.

"Ecrin.." diyebildim fısıltıyla.
'Ben ölmedim..' diye ekledi iç sesim. Ben ölmemiştim..

BUZDAN KALP (Mafyanın Doğuşu) (Tamamlandı.)Where stories live. Discover now