12. (Zor.)

8.4K 270 8
                                    

    Güzel bir güne 'merhaba!' Diyerek gözlerimi araladım. Gerindim. Heyecanla sırıttım. Yakışıklı kocama döndüm gülümseyerek. 'Çok yakışıklı' diye geçirdim içimden. İlginç bir şey vardı. Bugün baş ağrısı ile uyanmamıştım. Gülümsedim. Göğsüne yerleştim. Elini belime attı. Uykusuna kaldığı yerden devam edince gözüm saate kaydı. Bugün babam ile kocamın ilk iş günüydü. Telaşla kalkmaya çalıştım. Belimi bir bıraksa kalkacaktım ama Kutay bey belimi sıkıca sardığı için kalkamıyordum!

Kutay'ın burnuna dokundum. Burnunu kırıştırdı. Kirli sakallarına dokundum. Yüzünü kaşıdı. Güldüm. Birşeyler mırıldanarak yüzünü boynuma gömdü. "Kutay.." "hı?" "Kalksana saat 8. Bir saate kadar şirkette olman lazım." "Hıhı." "Ya Kutay!" "Hıı?" "Kalksana yaa!" "I-ııı" 'farklı bir cevap' diye düşündüm. "Kutay ben hamileyim!"
"Bende bende." dedikten bir süre sonra gözleri hızla açıldı. Benden uzaklaştı.

"Ne?! Lan daha dün birlikte olmadık mı?" Bağırmıştı. Güldüm. "Çok güzeldi değil mi?" Kutay kaşlarını çattı. "Sen durumun ciddiyetini kavrayamadın herhalde. Daha ne çocuğu ecrin? Ben hazır değilim baba olmaya. Hele de senden asla." Dedi hızla. Afalladı. Gözlerim doldu. Benden çocuk istemiyor muydu? Zorla gülümsedim. "Kalkman için yapmıştım zaten. Hamile değilim. Korkma.." dedim. Ağrıyan kasıklarıma rağmen banyoya koştum. Kendimi banyonun kapısına yaslayıp ağladım.

İşte yine yapmıştı! Beni önce mutlu etmiş! Sonra beni ölüme sürüklemişti! Duşa girdim. Gözyaşlarım hızla akarken; hıçkırıklarımı duymaması için elimi ağzıma kapatmıştım. İşim kısa sürmüştü. Çıktım banyodan. Bana pişmanlıkla bakarken gülümsemeye çalıştım. "Ben.. özü-" "Hayır! Yani problem değil.. ben alışığım böyle şeylere. Küçükken de benim anne olmamı kimse istemezdi. Yine aynı.. Değişen birşey yok yani. Sen şimdi yıkan. İşe gitmen gerekiyor." dedim. Ardından dolaba ilerleyip önce iç çamaşırı daha sonra kıyafet ayarlayıp odadan çıkmak için kapıya yöneldim. "Nereye?" "Başka bir odaya." "Neden?" "Miden sabah sabah bulanmasın diye." Dedim. Hızlıca terk ettim odayı.

Onun odasına girdim. Kıyafetlerimi üzerime geçirdim. Kokusunu özlemle içime çektim. Biraz daha beklemeyi düşündüm. Kutay'ın işe gitmesi gerekiyordu. Onu hızlandırmak için odasından çıktım. Kapıda karşılaştık. Vücudu çıplaktı. Sadece havlu vardı üzerinde. Vücudunu süzmek istemiştim. Ama yapamadım. Öylece duruyordu karşımda. Daha fazla dayanamadan merdivenlere yöneldim.

Mutfağa girdim. Derin bir nefes alıp ise başladım. kahvaltıyı hazırladıktan sonra sandalyeye oturup onu beklemeye başladım. Merdivenlerden gelen ayak seslerinden; indiğini anladım. Önümdeki tabağa indirdim bakışlarımı. "Nasılım? Takım yakışmış mı?" Bana seslenmesiyle kafamı hızlıca kaldırdım. Siyah takım elbise ona ne kadar da güzel olmuştu! Çok yakışıklı gözüküyordu. Ona hayran hayran bakarken; "Ecrin? Dediğimi duydun mu?" Kutay'ın sesi ile irkildim. Beklemediğim için ağzımdan 'hı?' diye bir ses çıkmıştı.

"Diyorum ki acaba nasıl olmuşum?" dedi. Kendimi tutamadan hayranlıkla konuştum. "Her zamankinden daha yakışıklı.." diyiverdim. Sonra bi anda ağzımı kapattım. Yanaklarım alev alev yanıyordu. Gözlerimi tekrar ona çevirdiğimde elini ensesine atmış ne diyeceğini bilemez halde bana bakıyordu. Durumu toparlamak için "Gel hadi sofraya otur. Senin için hazırladım bunları." dedim. Başını salladı. Uzatmadığı için derin bir nefes aldım rahatlıkla.

Masaya oturdu. Yemeğimizi yerken ara sıra ona bakıyordum. Tabi gözlerimiz kesişince hemen başımı eğiyordum. Yemeğimi bitirdiğim zaman doğruldum. Yanından geçerken kolumu tutmasıyla duraksadım. "Yemek yemedin." Dedi önüne bakarken. "Evet. Yedim." Dedim tek kaşımı kaldırarak. "Ne kadar az. Biraz daha ye." Dedi. Yine beni önemsemiş gibi yapıyordu. "Hayır ben tokum. Beni düşündüğün için teşekkür ederim." diyerek salona ilerledim.

BUZDAN KALP (Mafyanın Doğuşu) (Tamamlandı.)Where stories live. Discover now