BUZDAN KALP (Mafyanın Doğuşu) (Tamamlandı.)

22. (İyiki..)

-Medya'da fatih ve fatih'in tatlı halleri var. ❤

Alış-veriş merkezine geldiğimiz zaman arabayı park ettikten sonra indik. Yanına ilerledim. İçeriye doğru yürürken fatih elimi tuttu. Kaşlarımı kaldırdım. Elimize baktım. Gülümsedim. El ele alış-veriş merkezinde dolaşmaya başladık. Bir mağazaya girdik. Etrafta çeşit çeşit kıyafetler vardı. "Kutay bey.. hoşgeldiniz. Bize şeref verdiniz." Mağaza görevlisine gülümsedi fatih. Sonra bana döndü. "İstediğini al ben şurda olacağım." Dedi.

Kabinin karşısındaki koltuğu gösterdi. Başımı salladım. Askıya yöneldim. Elime siyah dekolteli bir elbise aldım. Fatih'e döndüm. Tek gözünü kısıp başını hafifçe yana yatırdı. 'Olmaz' der gibi kaşlarını kaldırıp indirdi. Tekrar önüme döndüm. Bu sefer omuzları açıkta kalan uzun balık kesimi yavruağzı renkli bir elbiseyi gösterdim. Gözlerini kıstı. Kabini gösterdi.

Kabine ilerledim. Kapıyı kapattım. Üzerime elbiseyi geçirdim. Arkamdaki aynaya baktım. Sırtımdaki dekolte kalçamın üstünde bitiyordu. Yutkundum. Çok cesaret isteyen bir elbiseydi. Yavaşça kabinden çıktım. Elindeki telefonla  oynuyordu. "Fatih?" Dedim sorar gibi. Gözlerini bana çevirdi. Telefonu kapatıp cebine attı. Eliyle dönmemi işaret etti. Yavaşça etrafımda tur attım. Arkamı görünce "Yuh!" Diye sesini yükseltti fatih.

Tekrar önüme döndüm. "Alalım mı?" Diye sordum. Kaşlarını çattı. "Sence? Ben bu yarısı olmayan elbiseyi alır mıyım sana?" Diyerek kabini gösterdi. Başımı öne eğdim. Kabine ilerledim. Kapının tıklatılmasıyla durdum. "Ecrin bunları da dene." Fatih'in sesiyle kapıyı açtım. Elinde dört tane elbise vardı. Onları alıp kapıyı kapattım. Uzun, mor olanı aldım elime. Üzerimdeki elbiseyi çıkartıp askıya geri astım.

Diğer elbiseyi giydim. Aynaya baktığımda küçük dilimi yutuyordum resmen. Mükemmeldi! Omuzlarımı tüller kapatıyordu ve siyah işlemeleri ile gerçekten mükemmeldi. Kabinden yavaşça çıktım. Fatih bana döndükten sonra tekrar telefonuna döndü. Sonra başını kaldırdı. "Dön." Dedi düşünceli sesle. Olduğum yerde döndüm. Tüller etrafımda uçuştu. Etkilenmiş gibiydi. "Alıyoruz." Dedi keyifle. Gülümsedim. Tekrar kabine girdim.

Bu sefer elime siyah kayık yaka kısa elbiseyi aldım. Güzeldi. Üzerime geçirdim. Alacağımız elbiseyi kenara astım. Dışarıya çıktım. Fatih başını kaldırdı. Beni baştan aşağıya süzdü. Eliyle dönmemi işaret etti. Olduğum yerde yavaşça döndüm yine. Gülümsedi. "Benim yanımda giymek, ayrıca bu elbiseyi giyerken yanımdan ayrılmamak şartıyla giyebilirsin." Dedi. Gülümsedim. Başımı salladım. Telefonuna döndüğü zaman kabine girdim.

Prenses modeli göğüs kısmı siyah, belden aşağısı ise yavruağzı bir elbiseyi giydim. Bu çok güzeldi. Belinde gri işlemeler vardı. Çok sevmiştim. Kabinden çıktım. Fatih beni süzdü. Ayağa kalktı. Bana doğru ilerledi. Elini uzattı. Elini tutunca beni çekip döndürdü. Sol elinin üzerine yatırdı. Benim bir elim kolunda bir elim ise elindeydi. "Sence alalım mı? Prenses?" Diye sorunca güldüm. Kalbim çok hızlı atıyordu.

"Prens ne derse o." Diye fısıldadım. Güldü. "O halde alıyoruz prenses." Diyerek beni doğrulttu. Kabine ilerledim hızla. Yanaklarım yanmıştı. Ellerimi yanaklarıma bastırdım. Siyah, kısa, dantel işlemeli bir elbiseyi giydim. Aynaya döndüm. Aşırı.. etkileyiciydi! Kabinden yavaşça çıktım. Tek kolumu kabinin kapısına koydum. "Nasılım?" Diye etkileyici bir sesle sordum. Fatih başını kaldırdı. Beni görünce elindeki telefonu üzerine düştü.

Ağzı açılmış bana bakıyordu. "Mükemmel." Diye fısıldadı. Ayağa kalktı. Bana doğru ilerledi. Geriye doğru yürüyerek kabine girdim. İşaret parmağımla 'gel' hareketi yaptım. Kabin büyüktü. İçeriye girince arkasından kapıyı kapatıp kilitledi. Beni kabin duvarı ile arasına aldı. Kafasını kulağıma eğdi. "Ateş gibisin bebeğim. Bu ateş ikimizide yakar." Diye kulağıma fısıldadı. "Ben varım." Dedim. Boynuma yöneldi. Boynuma öpücük kondurdu. Daha sonra ısırdı.