19. (Cesur +18)

11.4K 245 8
                                    

   Holding'e bakıyordum. Yanımda bir hareketlenme oldu. Başımı çevirdim. Fatih'ti. Yüzündeki duyguları silmişti. İfadesiz bakıyordu. Gözlerindeki korkuyu sadece ben görebiliyordum. Eline baktım. 'Tutsam kızar mıydı?' diye düşündüm. Elimi eline götürdüm. Kocaman elini tuttum. Önce bana daha sonra ellerimize baktığını hissettim. Yüzümü kaldırdım. Gözlerine baktım.

Hafif bir tebessüm yakaladım yüzünde. Ellerimizi kenetledi. El ele holding'e doğru yürüdük. Onun bir eli cebindeydi. Ben ise bir elimle çantamı tutuyordum. İçeriye girdiğimiz zaman asansöre yöneldik. İçeriye girdik. Asansörde sadece ikimiz vardık. Elini sıktım. Asansörden korkuyordum. "Asansörden korkuyor musun?" dedi fatih. "Ya düşersek?" diye ağzımdan kaçtı düşüncelerim.

"Merak etme düşmeyiz. Olurda kötü bir durumda kalırsak.. ben seni korurum." Ona güveniyordum. Derin bir nefes aldım. Şimdi daha rahattım. En üst kata geldiğimizde kapı açıldı. Fatih en üst katta mı çalışıyordu? Kaşlarım havaya kalktı.

Bir odaya doğru ilerledik. Masa başında bir kadın duruyordu. Çok güzeldi. Kıskanmıştım. Fatih'e biraz daha yaklaştım. Karşımızda 2 tane kapı vardı. Birisinde 'Kutay kor' diğerinde ise 'Doruk kor' yazıyordu. 'Kutay' yazan odaya gireceğimizi sanmıştım ama fatih "Asya, babamı odasından uzak tut. Bizim eşimle küçük bir işimiz var." Dedi.

Elimden çekerek beni 'doruk kor' yazan odaya soktu. Arkamızdan kapıyı kapattı. Daha demin 'eşim' mi demişti? Mutlu olmuştum. Yüzümde gülümseme oluştu. Bana döndü. "Ecrin şimdi yapmamız gereken tek şey üzerinde '644' yazan dosyayı alıp senin çantana koymak.. sen şu tarafa bak bende bu kısıma bakacağım. Zamanımız kısıtlı." Diyerek gösterdiği alana ilerledi. Dosyaların üzerindeki numaralara bakmaya başladı. Ben de arkamı döndüm.

Bana gösterdiği yeri taradım. '637' '638' '640' '642' '644!' Bulmuştum. Dosyayı elime aldım. Heyecanla arkamı döndüm. "Fatih! Dosyayı buldum!" Hızlıca bana döndü ve bana doğru hızlı adımlarla ilerleyip elimdeki dosyayı aldı. Dosyanın kapağını açıp içinden birkaç satır okudu. Gülümseyerek dosyayı kapattı. Bana sarıldı. Bende mutlulukla sarılmasına karşılık verdim. Dosyayı hızlıca çantama attıktan sonra aklıma dank etti.

'Biz sarıldık!' En önemlisi ise; 'ona fatih diye seslendim.' Durdum. Babamın sesi geliyordu. Fatih hala bana mutlulukla bakıp gülümsüyordu. Asya denen kız babamı durdurmaya çalışıyordu büyük ihtimalle. Sadece ikisinin sesi duyuluyordu. Bu sefer cesaretten çok korkuyla fatih'in ceketinin yakasından tutup kendime çektim. Bana bir şey diyemeden dudaklarına yapıştım. Kapı sesi geldi.

"Kutay? Ecrin?" Fatih anlamış olmalı ki öpüşüme karşılık verdi. Eli belimi kavradı. Diğer eli ise kalçama indi. "Bu ne saygısızlık böyle doruk bey?! Siz misafirlerinizi böyle mi karşılıyorsunuz?!" Bu tanımadığım birisinin sesiydi. Fatih'i hızlıca ittim. Kapıdaki 4 adam ile babam bize şaşkınca bakıyordu. Korkuyla fatih'in elini tuttum. Elimi kavradı. İçlerinden gözüme çirkin gözükeni "Oğlunuzun yanındaki kim bilir hangi kadın?! Bu kadar saygısızlık fazla." Demesiyle fatih'in boynundaki damarlar belirginleşti.

"Karımla düzgün konuş lan orospu çocuğu?!" diye kükredi. Adam'ın üzerine yürüdü. Adam geriye kaçtı korkuyla. Elini sıkıca tuttum. Kendime çekmeye çalışırken "Tamam bitanem sakin ol.. Boşver beni tanımıyor.." Gibi şeyler söylüyordum. Babam "Tamam oğlum birşey yok. Bi anda böyle bir görüntü ile karşılaşınca ağzından kaçmıştır. Şimdi odamdan çıkar mısınız? Toplantı yapmamız gerekiyor."

O adam babamın arkasına geçti. Biz kapıya doğru ilerledik. Kapıdan çıkarken yüksek sesle; "Ağzını sikeceğim haberi yok. Tombul piç. Yemiş de sıçamamış." dedi. Babamın odasından çıkıp fatih'in odasına girdik. Dediği şeyin aklıma gelmesiyle ağzımdan kahkaha sesi kaçtı. Kendimi tutamadım ve gülmeye başladım. Biraz güldükten sonra gözlerimi açtım.

BUZDAN KALP (Mafyanın Doğuşu) (Tamamlandı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin