16. (Nefes.)

5.5K 248 16
                                    


Oturduğum koltuktan; zor da olsa kalktım. Kadın; "Bebeğim! Daha sonra görüşürüz!" Dedi. Kadının dışarıya acele ile çıkışını izledim güçsüzce. Yine bitmişti. Yine çaresizce izlemiştim. Yine kalbim acı çekmişti. Benim için birçok şey ifade eden 'adam'a döndüm. Bana 'zafer' ifadesi ile bakarken gülümsedim. Bakışı aniden buz kesti. Esen rüzgar tenimi parçaladı. Beni vursaydı, bana türlü işkenceler yapsaydı dahası az canım yanardı. Emindim.

Üzerinde sadece siyah pantolonu vardı. Koluna yaptırdığı dövme çok dikkat çekiciydi. Yakışıklıydı.. bana acımıyordu.. Seviyordum.. nefret ediyordu.. yutkundum. Yanından geçerken gözlerimiz kesişti. Yine o ifade.. nefret.. yine o soğukluk.. merdivenlere yöneldim. Her bir anı sırtıma yük olurken odama girdim. Nefesim kesildi.. yatağın hali ile bir anda çığlık attım. Ellerimi saçlarıma geçirdim. Dayanamıyordum.

Yatağa koştum. Herşeyi yıkamaya attıktan sonra odama koştum tekrar. Kriz geçiriyordum.. tekrar. Yatağı tüm gücümle alıp kenara çektim. Hıçkırıklarım, boğazıma saplanırken çığlık attım tekrar. Öne eğilirken haykırdım acımı. Duyduğuna emindim. Gülüyordu büyük ihtimalle halime. Umursamadım. Sadece haykırdım. Gücüm tükenene kadar..

Kutay;

Silahımı temizlerken cem kahkaha attı. Güzel bir sohbet dönüyordu ortada. Tam birşey söyleyecektim ki içeriye dalan vedat ile sözüm bölündü. Tek kaşımı kaldırdım. Neden sinirliydi? Keyifle konuştum. "Benim sağ kolum da geldi." Dedim gülerek. Nefretle silahını sehpaya attı. İrkildim. Beklemiyordum. "Artık değil." Dedi nefretle. Kaşlarımı kaldırdım. İçmiş miydi bu herif?

"Ne?" Dedim kuşkuyla. 'Korumam' olduğunu bildiren kimliği de önüme fırlattı. Sinirle dişlerimi sıktım. "Vedat? Ne anlama geliyor bu?" Diye tısladım. Ellerini sertçe masaya vurdu ve üzerime eğildi. "Artık senin gibi aşağılık bir ruhsuzla çalışmak istemiyorum demek oluyor!" Diye tısladı. Anılarımı gözden geçirdim. Ona hiçbirşey yapmamıştım! Vedat benden uzaklaştı. Yukarıya çıkmasıyla ayağa kalktım. Arkasından bağırdım.

"Vedat! Buraya gel lan hemen!" Diye bağırdığım sırada içeriye giren korumalarım ile afalladım. Hepsi, sanki bir kurala uyuyormuş gibi silahlarını ve kimliklerini sehpaya fırlatarak merdivenlere yöneliyorlardı. Beni en çok şaşırtan şey; Emir ve Sedat bile ciddiydi. Sedat kimliğini göğsüme attı. "Bir işte ikizim yoksa ben hiç yokum demektir! O kadın senden daha iyilerine layık! Ne bok yersen ye bu saatten sonra!" Dedi nefretle. O da merdivenlere yöneldi.

Emir elindekini bana fırlatmak için hamle yaptı. Sonradan durdu. Nefret ile yüzüme bakarken masaya bıraktı kimliği sertçe. "Sen buna bile değmezsin.. şerefsiz." Diye tısladı. Ben ise afallamış bir halde masadaki yığına bakıyordum. Şaşkınlıkla cem'e döndüm. O da afallamıştı. Beklemiyorduk böyle bir tepki.. 'Ecrin..' aklıma ecrin geldiği zaman silahımı masaya bıraktım.

Merdivenlere yöneldim. Ecrin'in odasının önünde durdum. Kapısı açıktı. Gördüğüm görüntü, beni çileden çıkarırken yumruklarımı ve dişlerimi sıktım. Vedat ve ecrin birbirlerine sımsıkı sarılmışlardı. Ecrin'in gözleri yaşlıydı. Sımsıkı kapatmıştı gözlerini. Ecrin yerde oturuyordu. Vedat diz çökmüştü. Heryer darmadağındı. Burayı ecrin mi dağıtmıştı?

Tüm korumalarım şu an ecrin'in odasındaydı. Konuşmaya başladığı zaman dikkatimi onlara yönlendirdim. "Ağabey? Gitmek zorunda mısınız? Ben burada siz olmadan nasıl ayakta durabilirim?" Dedi titreyen sesiyle. Vedat iç çekti. Ecrin'den ayrıldığı zaman yüzünde oluşan şefkati gördüm.

"Ben daha fazla o adi şerefsizin emri altında çalışamam güzelim.. diğerleri de benimle aynı fikirdeymiş. Hiç bir ağabey dayanabilir mi kız kardeşinin acı çekmesine? Ben ve kardeşlerim dayanamadığımız için istifa ettik. Merak etme sen.. ararım konuşuruz. Anlaştık mı?" Dedi vedat ecrin'in çenesini nazikçe tutarken. Ecrin gözyaşlarını silmeye çalıştı.

BUZDAN KALP (Mafyanın Doğuşu) (Tamamlandı.)Where stories live. Discover now