14. (Yeniden.)

6K 250 10
                                    


-Şuraya da bir fatih kor bıraktım. ❤

Kutay;

Holding'e vardığımız zaman içimi kemiren kötü hissi uzaklaştırmaya çalıştım. 'Babam yüzünden böyle hissediyorum.' Diye düşündüm. Arabadan indim. Yavaş adımlarla holding'e ilerledim. Gözlerim 'onu' aradı. Yoktu. Sanırım bugün gelmeyecekti. Gülümsedim rahatlıkla. Asansöre bindim. Odama çıktım. Odama girdiğim anda bilgisayarın başına geçtim.

Telefonumun çalmasıyla irkildim. Hiç beklemediğim bir anda.. arayan kişi ile şaşkınlığım ikiye katlandı. Arayan.. vedat'tı. Telefonu açtım. Nefes nefeseydi. 'Ecrin..' diye geçirdim içimden. "Ne oldu vedat?" Dedim. Söyledikleri ile afallarken ayağa kalktım. Telaş, bedenimi esir alırken, anahtarımı aldığım gibi odadan fırladım.

Asansör en alt kattaydı. Bekleyemezdim. Merdivenlere yöneldim. Korkuyla indiğim 18 kattan sonra bedenimin yorgunlukla sarsılmasını umursamadan çıktım holding'ten. Koşarak arabama ilerledim. Arabaya bindim ve hiç bir saniyeyi tüketmeden gaza yüklendim. Nefesimi düzene sokmaya çalışırken vedat'ın sesi yankılandı kulağımda. 'Patron.. bir an önce eve gelmeniz gerekiyor. Ortalık karıştı.' Gaza daha da yüklendim.

Eve yaklaşınca kenara çektim arabayı. İndiğim gibi koşmaya başladım. Eve vardığımda gördüğüm görüntü ile duvara tutundum. Yerde bir sürü ceset yatıyordu. Vedat, sedat'ın koluna pansuman yaparken içimdeki tarifi zor hissi bastırmaya çalıştım. Yerde; başından vurulan dan, göğsüne vurulana kadar bir sürü kişi vardı. Vedat'ın yanına koştum. Endişe ile "Ne oldu burada? Ecrin.." gözlerim hafifçe açıldı.

"ECRİN NEREDE?!" Diye kükredim. "Patron.. yengeyi aldılar. Onları durdurmaya çalıştık. Ama.. sayıca üstünlerdi. Ben.. arabanın peşinden koştum ama yetişeme-" sözünü, suratına indirdiğim yumruk ile kestim. Ellerimi saçlarımdan geçirdim endişe ile. Nefes almaya çalışıyordum.

Yerdeki cesetler daha da nefesimi keserken Cem'in uzattığı ilacı aldım elinden. İçime çektim hızla. Derin bir nefes aldım. Gözlerimi kapattım. Ecrin'i kim kaçırmıştı? Önce bunu düşünmeye başladım. Gözlerimi araladım. Vedat'ın cem'e nefretle baktığını gördüm. "Vedat.. Cem.. ecrin'in olabileceği bütün depoları tartışmadan araştırın." Vedat yanağını tutarken nefretle gülümsedi.

"Cem biliyor patron. Ona sor." Hızlıca cem'e döndüm. Gözleri hafifçe açılmıştı. Vedat'a bakıyordu şaşkınlıkla. "Nerede? Söyle! Vedat arabaları hazırla!" Cem yutkundu. "Tamam Kutay. Ben seni götürürüm. Fazla adama gerek yok." Duraksadım. "Neden?" Etrafımı gösterdim. "Bu kadar adamı katleden kişilere tek giremeyiz." Dedim gergince. "Dediğimi dinle Kutay." Başımı salladım.

Arabaya bindik. Endişelerim benim ile dalga geçerken içimden dualar ediyordum. Son hızla depo'ya gelmiştik. İçeriye girdik. Zincirli korkuluğu olan bir köprüden geçtik. Cem'in gösterdiği kapıdan içeriye daldım hızla. O adam ile ecrin'in konuştuğunu gördüm.
Duyduklarım karşısında dondum kaldım. Hareket edemiyordum. sadece fısıltıyla "Ecrin.." diyebildim..

Ecrin;

Bahçede dolaşmak beni susatmıştı. İçeri girmek için hamle yaptığım anda, kulağımı sağır eden silah sesleriyle çığlık attım. Korkuyla kapıya koştum. Yetişemeden enseme aldığım darbe ile bedenim karanlığa gömüldü.

Bir süre sonra;

Gözlerimi zorlukla açtım. Başım ağrıyordu. Elimi kaldırmayı denedim. Ben.. bağlıydım! Etrafa göz gezdirdim. Burası depo gibi bir yerdi. Gözüme giren keskin ışık ile gözlerimi kıstım. Işığın arkasında gördüğüm kişiyle afalladım. "Babacığım! Beni kurtarmaya mı geldiniz? Ellerimi çözer misiniz? Burası çok korkunç gidelim burdan." Babam güldü. Hatta kahkaha attı diyebilirim. Yutkundum. Korkuyordum. Kocamı istiyordum.

BUZDAN KALP (Mafyanın Doğuşu) (Tamamlandı.)Where stories live. Discover now