20. (Gerçek.)

7.8K 234 0
                                    


    Nefeslerim birbirine karışıyorken üzerine yığıldım. Yanına attım kendimi. Yorgunluk, gözlerime kepenk misali kapanırken gülümsedim. Çok güzeldi yaşadığım o an. Uykum, nedeni bilinmez bir halde benden uzaklaştı. Fatih'e döndüm huzurla. Yorgundu benim gibi. Yanına yaklaştım. Güçlü kolları beni sardığı zaman gülümsemem genişledi. Saçlarıma yasladı yüzünü. Derin bir nefes aldı. Huzurluydum. Huzurluyduk.

Dudaklarının tatlı baskısı ile iç çektim. "İyi geceler güzelim." Dedi huzurla. Afalladım. "Saat kaç ki?" Dedim şaşkınca. "Bak." Dedi gülerek. Arkamdaki saate çevirdim yüzümü. 21:36 'ydı! Gözlerim hafifçe açıldı. Biz o kadar saat birlikte mi olmuştuk?! Şaşkınlıkla önüme döndüm. "Zaman ne kadar hızlı geçiyor öyle değil mi?" Dedi gülerek. "Hemde ne hızlı! İnanamıyorum!" Dedim hayretle. Gülümsemesi genişledi.

"Ben acıktım." Dedi. Yüzümdeki ifade soldu yavaşça. Bende acıkmıştım. "Bende.." diye mırıldandım keyifsizce. Odadan çıkmak istemiyord- aklıma gelen ani fikir ile güldüm. "Benim yaptığım sandviçleri yiyebiliriz!" Dedim el çırparak. Güldü. "Önce duş alalım. Tamam mı?" Dedi. Başımı salladım. "Önce sen!" Dedim keyifle. Başını salladı. Yataktan çıktı. Onun kaslı bedenini izledim yüzümdeki sırıtma ile.

"Beni süzmeyi kes!" Dedi keyifle. Kaşlarımı çattım. "Seni süzmüyorum!" Dedim sinirle. Birkaç saniye düşündüm. "Kesiyorum!" Dedim savunurcasına. Kahkaha attı. Banyoya girdiği zaman sırıttım tekrar. Biz.. sanırım.. Barışmıştık! Bir süre çıkmasını bekledim. Belindeki havlu ile dışarıya çıktı. Kalbim hızlanırken dolaba yöneldi. Hala onu izliyordum dikkatle. Üzerine düz siyah eşofmanını geçirdi.

Aynaya gözlerini çevirdi. Gözlerimiz kesiştiği zaman sırıttım. Tek kaşını kaldırdı. Banyonun kapısına çevirdi gözlerini. Tekrar bana baktı. Ardından tekrar banyonun kapısına bakınca garipseyerek baktım ona. "Niye öyle bakıyorsun?" diye sordum. Omuzlarını kaldırdı. "Bilmiyorum. Sanki banyonun ayaklanıp sana koşmasını bekliyor gibisinde.. merak ettim. 'Acaba gelecek mi?' diye." Güldüm.

Gülümsedi. Bir süre daha baktım aynadaki yansımasına. "Gitsene!" Dedi bıkkınlıkla. Kaşlarımı çattım tekrar. "Bakma ama.." afalladı. "Ne?" "Bakma gireceğim. Gözlerini kapat!" Dediğim zaman hızla bana döndü. Çok şaşırmış gibiydi. "Ecrin yaklaşık 1,5 yıldır beraberiz. Bugün 7 sefer yaptık. Benden hala utanıyor musun?" Yanaklarım alev aldı bir anda. Kollarımı çaprazladım utançla. "Banane ya! Arkanı dönmezsen bende burda böylece kalırım. Hıh!" Dedim hızla.

Başımı başka yöne çevirdim. Bekledim bir süre. Hareket etmiyordu. Gözümün ucuyla baktım. Ağzı hafifçe açılmıştı. Çok tatlıydı.. ama ben kararlıydım! Ciddi olduğumu kavramış olmalı ki bir süre sonra ellerini gözlerine götürdü. Yataktan çıktığım gibi banyoya koştum. Kapıyı kapattım gülerek. Duşa girdim. Temizlenip gerekli işleri de hallettikten sonra bedenime havluyu sardım. Banyodan çıktım. Fatih pijama takımıyla yatağa bağdaş kurmuştu.

Önündeki bilgisayarı, çenesini eline yaslamış bir şekilde karıştırıyordu. Gözlerini bana çevirip tekrar Bilgisayar'a yönlendirdi. Sonra aniden tekrar bana baktı. Beni baştan aşağıya süzmesi, tekrar yanaklarımın yanmasına sebep olmuştu. Odadan çıkmak için kapıya ilerledim.

"Hey? Nereye?" Dedi hızla. Fatih'e döndüm. Gülümsedim. "İç çamaşırlarımla birlikte geceliğimi de almam lazım. Hemen dönerim." Dedim. "Sadece iç çamaşırını al. Geceliği giyme." Dedi. "Çıplak mı dolaşayım?" Sırıttı. "Aslında güzel olurdu." Kaşlarımı çattım ve ellerimi belime koydum. "Giderim de dönmem bir daha!" Dedim. Sağ ayağımı yere vurdum. Güldü. "Sen dediğimi yap. Git. Sadece iç çamaşırını al." Merak etmiştim ne yapacağını.

Başımı salladım. Odama girdim. Hızla iç çamaşırımı alıp odaya geri döndüm. Fatih'e baktım. Gülümsedim. "Hadi ama!" Diye yakardı. Gözlerini kapattı. Hızla iç çamaşırımı giydim. "Tamam şimdi aç gözünü." Gözlerini açtı. "Gel yanıma." "Daha yeni kalkmadık mı yataktan?" Dedim. Güldü. "Gel!" Dedi bıkkınlıkla. Yanına doğru ilerledim. "Gözlerini kapat!" En sevmediğim kısım buydu işte. Aşırı meraklanırdım. "Ben beceremem! Ben çok meraklanırım!" Fatih güldü tekrar.

"Biliyorum! Kısa sürecek merak etme!" Gözlerimi kapattım. Beni tanıdığını onun dudaklarından duymak beni mutlu etmişti. Elime poşet tarzı birşey değdi. Gözlerimi açtım. Elimde bir hediye paketi vardı. Gözlerimi kocaman açtım. "Bu?... bu?.... bana mı?" Başını salladı. Hızlıca sarıldım. Kulağına; "Teşekkürler teşekkürler teşekkürler teşekkürler.." diye sıraladım.

Gülerek karşılık verdi. Yavaşça geriye çekildim. "Açsana!" Telaş ve merak bedenimi sararken paketi açtım. Gördüğüm şeyle çığlık attım. Tekrar sarıldım fatih'e. Bana pijama takımı almıştı! Hemde üzerinde küçük siyah yunuslar vardı! Geriye çekildim. Yatağa oturdum. Hediyeyi kenara bıraktım. Ellerimi yüzüme kapattım. Fatih elini sırtıma koydu. "Ne oldu? Beğenmedin mi?" Dedi endişeli sesiyle. Elimi yüzümden çektim. "Çok beğendim."dedim titreyen sesimle.

"Neden ağlıyorsun?" Elimle yüzümdeki yaşları silmeye çalıştım. "Şu yaşadığım hayatım boyunca sen dışında kimse bana hediye almamıştı. Herkes beni hor görürdü. Benden korkup kaçarlardı. En son ben 9 yaşındayken bana bir araba hediye etmiştin... ondan 10 yıl sonra seninle karşılaştım zaten. Ben..ben.." hıçkırarak tekrar Fatih'e sarıldım. Elleri belimi sardı. Artık hıçkırarak ağlıyordum. "Biliyorum.." diye mırıldandı. "Senin bunca yaşadığın her şeyi en ince ayrıntısına kadar biliyorum..." diye devam ettirdi sözünü.

Bir süre daha ağladım. Beni kendinden ayırdı. "Hediyeni denemeni istiyorum. Üzerinde nasıl duracağını merak ettim." Diyerek elime hediyemi tutuşturdu. Eliyle gitmem için beni ittirdi. Gülümsedim. Banyoya ilerledim. Takımı giydim. Aynaya baktığımda bana tam olduğunu fark ettim. Yine gözlerim doldu. Gözlerimi yukarı çevirdim. İçimden 'Şimdi değil.' Dedim.

Banyodan çıktığımda fatih'in gözleri hemen beni buldu. Beni süzdü. Kollarımı iki yana açıp olduğum yerde döndüm. "Nasılım?" Dedim sevinçle. Gülümsedi. "Çok güzelsin." Diye mırıldandı. İlk defa böylesine iltifat alıyordum. "Teşekkürler... sende öyle... yani hayır sen güzel değilsin! Yani evet güzelsin ama yakışıklısın yani! Ben şey..." elimle yüzümü kapattım. "Ben odayı terk edebilir miyim?" Diye homurdandım. Kahkaha sesiyle elimin arasından ona baktım.

Başını geriye yatırmış kahkaha atıyordu. Sinirlendim "Ben çıkıyorum! Öf! Konuşmuyorum seninle birdaha!" Dedim ve ayaklarımı yere vura vura kapıya yöneldim. "Hey! Dur! Tamam gel! Hani bana yemek verecektin!" Diye bağırdı. Durdum. Aklıma gelen sinsi planla sırıttım. Fatih'e dönmemle "bir şartla sana yemek veririm." Dedim. "Neydi o şart?" dedi kuşkuyla. "Birbirimizin saçlarını kurutacağız!" Diye çığlık attım. El çırptım.

Gözleri korkuyla açıldı. "Boşver. Ben 1 gün de aç kalsam sıkıntı olmaz bence." Dedi. "Hadi ya! Bak o kadar sabah işini yaptım. Hadi ama!" Dedim. Düşündü. "Önce yemek yiyelim bari." Dedi yenilmişlikle. Sevinçle el çırptım. Çantamdan sandviçleri çıkarttım. Dosyayı görmemle dosyayı da aldım. Önce sandviçi daha sonra dosyayı uzattım. Dosyayı yavaş hareketlerle aldı. "Bir sorun mu var?" Dediğim zaman kendine geldi. Gülümsedi.

"Hayır. Gel yemek yiyelim." Diyerek sandvicin streçini çıkardı. Bende streçini çıkartıp yemeye başladım. Karşılıklı konuşup bir yandan da sandviçlerimizi yiyiyorduk. Ara sıra kahkaha atıyorduk. Ara sıraysa düşünüyorduk. Çok komik ve eğlenceli bir gece geçirmiştim. Herşeyi bitirdikten ve topladıktan sonra yatağa yattık. Benim belimi tuttu. Kendine çekti. Yatağın nevresimlerini değiştirmiştim. Ona döndüm ve başımı göğsüne yasladım.

"İyi geceler cüce." Dedi gülerek. Cimcikledim. "Sanada iyi geceler dörtgöz." Diyerek sırıttım. Saçımı çekti. Güldük aynı anda. Çok mutluydum.

Yarının hayalini kuruyorken sevdiğim adamın kollarında derin bir uykuya teslim oldum...

BUZDAN KALP (Mafyanın Doğuşu) (Tamamlandı.)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang