36. (Sevgi +18)

10.7K 189 5
                                    

  Ateş şaşkınca bana bakıyordu. "Neden?" Diye sordu kırgınlıkla. 'Söylesem mi?' Diye düşündüm. "Masa başı evlilik teklifi basit kalır sonuçta benim hayalle... şey.. neyse ya... tamam evlenelim. Ne zaman?" Diye sordum. Uzatmak istemiyordum hiçbirşeyi artık. Bu kaçamaklar bizi çok yormuştu.

Ateş'in yüzünde küçük bir tebessüm yakaladım. "Ne zaman istersen." Dedi keyifle. "Şimdi." Dediğim anda şaşkınca bana baktı. "Şimdi? Hemen?" Başımı salladım. Aklıma gelen şeyle yüzüm düştü. "Ama evlenemeyiz." Dedim üzüntüyle. "Bu sefer ne oldu?" Diye sordu bıkkınlıkla. Elimin arkasını gösterdim. "Yüzük.." dedim. Elime baktım.

"Yüzüğüm?! Yüzüğüm nerde?!" Dedim bi anda. Etrafıma döndüm. "Sen neden yüzük kullanıyorsun?" Dedi. "Bir kadın neden yüzük kullanabilir?" Dedim. Yüzündeki ifade soğudu bi anda. Kaşlarını çattı. Çok sinirlenmişti. "Evlendin mi?" Diye sordu buz gibi bir sesle. Güldüm. "Hayır tabiki de. Seni severken başkasıyla neden evleneyim?" Dedim. "Öyleyse neden yüzük kullanıyorsun?" Bebeğim uyumuştu. Ayağa kalktım. Yanlarına ilerleyip bebeğimi kucağından aldım. Koltuğa koyup etrafına yastık koydum.

Ateş'e dönmeden önce kapıyı kilitledim. Ateş'in yanına gittim. "Ne yapıyorsun?" Dediği zaman içimdeki cesaretle kucağına ata biner gibi oturdum. Yüzümü boynuna gömdüm. Ellerim omuzlarındaydı. "Bana bir soru sordun değil mi?" Diye fısıldadım. Başını salladı.

"Yüzük kullanmamın sebebi.. beni evli gibi görüp bana dokunmasınlar diye.. her gece korkuyla uyuyorum ben.. bebeğime birşey olacak diye.. seninle evlenirim.. bana söz verir misin?" Dedim. Geriye çekildim. "Ne sözü?" Dedi.

"Bebeğimi ve beni sonuna kadar koruyup seveceğine söz verir misin? Biliyorum bu senin için çok zor... beni sevmiyorsun ama en azından bebeğimi koruya-" sözümü kesti. "İkinizi koruyacağıma söz veriyorum." Yüzümde buruk bir gülümseme oluştu. Dudaklarına yaklaştım. "Seni öyle özledim ki... seni eve atabilirim." Dedim. Güldü. "Sen hep böyle gül. Duygularını saklama benden.." dedim. "Seni öyle özledim ki.. sana burda sahip olabilirim.." dedi o da fısıltıyla.

"Lütfen.." diye fısıldadım. Dudaklarımız birleşti.

(+18)

İkimizde bu sefer açlıkla öpüyorduk birbirimizi. Kendimi ateş'in aletine sürtmemle inledik. Elim pantolonunun fermuarını buldu. Özlemle açıp aletini çıkardım. O ise eteğimi sıyırdı. İç çamaşırımı kenara çektim. Ucunu kadınlığıma yasladım. Üzerindeki t-şört ve deri ceketten kurtuldu. Bende göğüs kısmını açtım üzerimdeki elbisenin. İlk olarak aletinin ucunu içime aldım.

İnleyerek alnımı omzuna yasladım. Ateş'in bir eli belimdeyken diğer eli kadınlığımı okşuyordu. Bende bir elimi diğer omzuna yerleştirdim. Diğer elimle aletini okşadım. Yavaşça aletini içime aldım. Omzunu acıyla sıktım. Belimdeki eli kasıldı. Benim alnım omzuna yaslıydı. Göz ucuyla başını geriye yatırdığını gördüm. En derine kadar aldım aletini. Hıçkırık kaçtı ağzımdan. "Acıyor.." Diye fısıldadım. "Tamam güzelim.. şimdi geçecek.." diyerek belimi okşadı. Başı hala arkasına yaslıydı.

Bir süre sonra gerçekten geçti acı. Yavaşça kalktım. Tekrar oturdum. 4-5 kere tekrarladıktan sonra üzerinde hoplamaya başladım. Kesik kesik inlemelerim odada yankılanıyordu. Hızlıca kafasını kaldırdı. Ayağa kalktı. Hala içimde git-gel yapıyordu. Omzunu iki elimle sıkıca tuttum. Başımı kaldırdım. Ateş ise tek eliyle masadakileri yere attı. Beni masaya yatırdı. Gözlerimiz buluştu. Ellerini iki yanıma yasladı. Daha hızlı içimde git-gel yapmaya başladı. Ben kesik kesik, o ise hırlama tarzı inliyordu.

Göğüslerim yukarı aşağı sallanıyordu git-gel'in hızıyla. Bacaklarımı kendime çektim. Daha çok açtım iki yana. Ellerimi ensesinde birleştirdim. Birbirimizin gözlerine bakıyorduk. Boynundaki ellerimi tuttu. Ellerimizi kenetlememizi sağladı. Masaya yatırdı ellerimizi. Küçük bir feryat firar etti dudaklarımdan. İçimdeki sıcaklığını tüm hücrelerimle hissediyordum. Hızlıca git-gel yaparken boynundaki şişmiş damarları onu etkileyici yapıyordu. Kasları daha da gelişmişti.

Yeterince sessiz olmaya çalışıyorduk. "Geliyorum!" Dedim gözlerine kenetlenmişken. "Bekle beni bebeğim!" Dedi o da. Bacaklarımı beline sardım. Hızını daha da arttırdı. "Şimdi!" Der demez ellerimi bıraktı. Kalkıp boynuna sarıldım sıkıca. Boynuna yüzümü gömdüm. Kendimi bıraktım titreyerek. Belime sıkıca sarıldı o da. Hırlayarak yüzünü boynuma gömdü. En derine itti aletini. İçime akan sıcak sıvısını hissedince daha sıkı sarıldım. Birbirimize sıkıca sarıldık öylece. Derin soluklarımız birbirine karışıyordu. Tüm sıvı içimde olduğu için masa kirlenmemişti. İçimden yavaşça çıktı.

(+18 son)

Başını kaldırdı. Yürümeye başladı. "Nereye?" Diye sordum. "Banyoya." Dedi. "Burda banyo yok ki." Dedim masumca. Sesim kedi mırıltısı gibi çıkıyordu. "Benim odamda var." Dedi. Büro sandığım kapıyı açtı. Başımı kaldırdım. Burası banyoydu! Ben büro sanıyordum. Kaşlarım kalktı havaya. Kapı kapanmadan önce bebeğime baktım. Uyuyordu.

Beni yere indirdi. İki tane kabin vardı. Burası kocamandı! "Seç birini." Dedi. Soyundu. Bende soyundum. Sağdakine ilerledim. İçeriye girdim. Ateş ise yanındakine girdi. Suyu açtı. Bende açtım ve duşumu aldım. "Çok güzeldi."dedim. "Bencede. Diğerlerinin arasından en iyisi buydu." Dedi. Saçlarımı köpükledim.

"Şimdi ne yapacağız ateş?" Diye sordum. Diğer gerekli işleri halledip doğruldum. Onunda buzlu camın ardındaki siületinin eğilip doğruluşunu izledim. "Bilmem. Evleneceğiz herhalde." Dedi bir süre sonra. Suyu kapattım. Kahkaha attık aynı anda. Kabinin kapısını açtım. Bornozu alıp üzerime geçirdim. Büyük gelmişti bana. İpini iyice sıktım.

Yanıma döndüm. Ateş'in kaslı kolunun bornozu içeri alışını izledim. O da bornozla çıktı. Bana bakıp güldü. "Ne?" Hala gülümsüyordu. "Yok bir şey.. seneye de giyersin." Dedi. Güldü tekrar. Üzerime baktım. Bende gülmeye başladım. Büyük aynanın önüne geçtik. İki tane saç kurutma makinesi vardı. "Neden herşeyden iki tane var?" Diye sordum şüpheyle. "Geçen sene yaptırdım burayı. Seni düşünerek. Ama... sen olmayınca iki tane kaldı." Diyerek önüne döndü. Elimi koluna koydum.

Bana baktı. Buruk bir gülümseme oluştu yüzümüzde. Ayak ucumda kalkıp dudağına küçük bir öpücük kondurdum. Gözlerini kapattı. "Herşey üst üste geldi." Dedi. Tekrar öpücük kondurup geri indim. "Ben yanındayım şimdi. Sonrada yanındayım. Her zaman yanındayım. Senin yanında olacağıma söz veriyorum. Sen?" Dedim. Gözlerini açıp mavi-yeşillerini görmemi sağladı. "Söz." Dedi. Önüme döndüm. Saç kurutma makinalarının fişini taktım. Düğmeye basıp saçımızı kurtumaya başladık. Saç kurutma işleminden sonra kıyafetlerimizi tekrar giydik.

Odaya ilerledik. Güldüm. Ne kadar da dağılmıştı heryer. Yerdeki t-şörtünü uzattım. O da gülerek aldı. Ceketini de aynı şekilde uzattım. Onu da giydi. Etrafı topladık. Bebeğimizi aldı. Çıktık. Asansöre bindik. "Heyecanlı mısın?" Diye sordu. Başımı
sallayıp derin bir nefes aldım. Gülümsedim. O da gülümsedi. Asansörün kapısının açılmasıyla lobi'dekilerin gözleri bize döndü. Gülümsedim. Şaşkınca bize bakıyorlardı.

Personele ilerledi. Bende onu takip ettim. Personele birşey söyledi ve bana bakıp göz kırptı. Utanmıştım. Güldüm. Personel eline mikrofonu alıp "sayın ateş kor konuşacak.. lütfen dikkatle dinleyin.." dedi. Herkes durdu. Ateş'e baktım şaşkınca. Eline mikrofonu aldı.

"Evet sayın ateş holding çalışanları 2 saat sonra yapılacak düğünümüze hepiniz.. tekrar ediyorum hepiniz davetlisiniz. Burda çalışan temizlikçiden tutun kafeterya görevlisine kadar herkes.. oğlum bi dur baba konuşsun... davetli. Mekanın adını personele bırakacağım... Yahu bekle baba konuşsun.. Ona göre. Gelmeyen işten atılır. Anlaşıldıysa düğüne bekliyoruz." Diyerek zorla efecan'dan alıp personele verdi mikrofonu. Oğlum versene dediği sırada herkes gülmüştü. Şaşkındım.. benim yanıma gelip elimden tuttu. Diğer elinde efecan vardı. Dışarıya çıkana kadar alkışa maruz kaldık.

Nasıl bir adamdı bu? İçimden kahkahalarla gülmek geliyordu. Ama.. şaşkındım...

BUZDAN KALP (Mafyanın Doğuşu) (Tamamlandı.)Where stories live. Discover now