14. Bölüm

3.9K 373 54
                                    

Yarıyı geçtik!

Taehyung ders bitimi kitaplarını bırakmak için dolabına ilerledi. Kendi boylarındaki dolabın kilidini açtıktan sonra kapağı kendine doğru çekti. Kapağı çekmesiyle üstüne düşen kutu ile birlikte geri çekilmek zorunda kaldı. Bu kutu neyin nesiydi, dolabı nasıl açmışlardı ve en önemlisi bunu kim yapmıştı?

Jungkook mu?

Hayır.

Kutuyu koyan Jungkook değildi, onun yapmadığı kesindi. Kim kendini yalancı çıkarmak isterdi ki? Kutunun içinde yüze yakın kağıt vardı ve hepsinde de farklı el yazılarıyla "Bu kadar çabuk mu inandın, seni küçük? Çok safsın." yazıyordu. Taehyung neye inandığını anlamamıştı. Bunu yazan her kimse ne demeye çalışıyordu?

Kuşkuyla çevresine bakındı ve kendine bunu yapabilecek kişilerin kimler olabileceğini düşündü.

Koridorun sonunda arkadaşlarıyla konuşan pembe saçlı güzel kız daha önce Taehyung'a teklifte bulunmuştu. Reddedildiği için yapmış olabilir miydi? Düşününce, o kız böyle şeylerle uğraşacak bir tip değildi.

Jungkook'un arkadaş grubunun en büyüğü olan Namjoon olabilir miydi? Belki de küçüğünün böyle bir ilişkisi olmasını istemiyordu. Ama hayır onun Seokjin'den hoşlandığını herkes biliyordu. Hatta Taehyung da birkaç kez tanık olmuştu.

Yine Jungkook'un yaşıtlarından Yugyeom ilgisini çekti o an. Bu çocuğun sevgilisinden hoşlanma ihtimalini düşündü. Mide bulandırıcıydı. Kimse onun sevgilisine ilgi duymamalıydı. Bu ismi aklının bir köşesine not etti. Lazım olabilirdi.

Diğer ihtimalleri düşünürken yanına yaklaşan Yoongi'yi gördü. Yüzüne gönülsüz bir gülümseme yerleştirdi. Bu konuyu konuşacak son kişi bile değildi Yoongi. O kişi her kimse bulur ve hastanelik ederdi. Gerçekten yapardı ama Taehyung buna ihtiyaç duymuyordu. O hiçbir zaman kaba kuvvetten hoşlanan biri olmamıştı.

"Hey, Taehyung! Naber?"

Aynı arkadaş grubunda olmalarına rağmen neredeyse hiç beraber vakit geçirmediği bu çocuğun fazla yakın tavrı tuhaf hissetmesine neden oldu. Omzuna atılan eli çaktırmadan indirdi ve dolabıyla uğraşıyormuş gibi yaptı.

"İyi, hyung. Sen?"

Diğeri dolaplara yaslanmış Taehyung'u izliyordu. Etraflarında onlara tanıdık kimse yokken çekinmeden küçüğün yüzünü incelemek hoşuna gitmiş gibi duruyordu. Taehyung gözlerini kaçırdı.

"İyi. Eve gidiyordum da bizimkiler kafedeymiş, orada buluşacakmışız. Seni de almamı istediler. Gelecek misin?"

"Ah, tabii. Sen git istersen benim birazcık işim var."

"Yok, sorun değil. Bekleyeceğim."

'Gitsene işte, şunu yapan kimse bulmam lazım.' demek istese de gülümsemekle yetinmişti.

Elindeki kutuyu dolaba koyduktan sonra kapağını kapattı ve kilitledi. En kısa zamanda kilidi değiştirmeliydi.

"O kutu ne? Aşk mektubu falan mı alıyorsun hala?"

Alayla söylenen cümlenin altındaki iğneleme canını sıkmıştı.

"Ben ne zaman aşk mektubu aldım, hyung?"

"Şu alt sınıflardan olan Jungkook, onunla nasıl sevgili olduğunuzu herkes biliyor."

"Gerçekten mi?" Şaşkınlıkla sordu küçük olan.

'Hayır.'

"Evet, hiç iyi oyuncu değilsiniz." Cümlenin sonunda Yoongi küçük bir kıkırtı bırakmıştı baştakinin aksine boş olan koridora.

O sırada sınıfına gitmek üzere olan Jungkook ikilinin yanına geldi. Taehyung'a sarılmak için atak yaptığında diğeri kendini geri çekti. Bir sorun olduğu anlayan küçük bunun sadece Yoongi'nin varlığı olmasını diledi.

Jungkook'un gelişiyle yüzü düşen Yoongi, Taehyung'un hareketiyle içten içe sevinse de belli etmedi. Kendini ele vermek için çok erkendi.

Taehyung aldığı notla kafasının karıştığını ve ne kadar istemese de içinde bir kuşkunun olduğunu sevgilisine söyleyemedi. Çünkü ona güvenmediğini düşünecek ve kalbi kırılacaktı ama Taehyung'un yaptığı şeyle bunun alakası yoktu. Sadece her şey çok hızlı gelişmişti ve o bütün bunları anlamlandıramıyordu.

En büyük korkusu o kutudakinin gerçek oluşuydu ama Jungkook'a güvenmek istiyordu.

Ortam sessizleşince Taehyung Yoongi'nin kolunu dürttü. Yoongi zaferle sırıtmış, Jungkook'a kötü bakışlar atmıştı.

"Artık gidelim mi, hyung?"

"Evet. Geç bile kaldık. Umarım bize kızmazlar."

"Öyleyse görüşürüz, Jungkook."

"Görüşürüz, Yoongi hyung."

"Biz gidelim."

Jungkook, Taehyung'a yaklaştığı sırada Yoongi, Taehyung'u kolundan çekmiş, kendine yaklaştırmıştı. Bu davranışı küçüğün dikkatini çekmişti ama Taehyung yeterince gerginken üstüne gitmek istemedi.

İkili ayrılırken Jungkook arkalarından onları izledi. Sınıfına ilerleyecek iken yerde gördüğü kağıtla duraksadı. Onun bıraktığı post-itlere benziyordu ama onun yazısı değildi. Yerden aldığı kağıtta okudukları kaşlarını çatmasına sebep oldu.

"Bu yüzden mi bana soğuk davranıyorsun,Taehyung?" diye söylendi ve her şey yeni yeni yerine otururken ortaya çıkan soruna lanet etti.

MystérieuxWhere stories live. Discover now