8.Bölüm

11.9K 692 212
                                    

Gamze bir şeyler planlıyordu ama bununla ilgili hiçbir fikrim yoktu. Sorduğumda bile her şeyi ona bırakmamı söylüyordu. Bir şey bilmediğim için ne yapacağınıda kestiremiyordum. Endişelenmekte sonuna kadar haklı olduğumu bildiği halde sürekli sakin olmamı söylüyordu.

Her zaman olduğu gibi kantinde Uğur ve Asuyla oturuyorduk. Gamze kantine girer girmez bize el salladı ve gülümseyerek yanımıza geldi.

"Naber?"

Uğur benden önce davranmıştı.

"İyi. Otursana."

Gamze sadece kafasını salladı ve yanıma oturdu. Yanağıma küçük bir öpücük bırakmayıda ihmal etmemişti.

"Bir önerim var."

Bana bakarak söylemesinden bunun planın bir parçası olduğunu anlamıştım.

"Ne peki?"

Uğurun soruyu Gamze duraksadığı için devam etsin diye sorduğuna emindim. Onu çok iyi tanıyordum.

"Bugün bizde toplanalım mı? Kimse olmayacak, dördümüz birlikte vakit geçiririz. Ne dersiniz?"

Bakışlarını Asuya odaklayarak ondan bir cevap bekliyordu anlaşılan. Asu biraz düşündükten sonra kabul etmişti. Uğur zaten dünden razıydı. Bense sevgilim olduğu için kabul etmek zorundaydım.

Saat 8 gibi hepimiz Gamzelerdeydik. Evleri gayet güzel ve genişdi. Galiba maddi durumlar bize göre daha iyiydi. Biz gelmeden çerezleri, içecekleri hazırlamıştı bile. Ama bir eksiklik vardı, Asu yoktu. Uğura sorduğumda gelemeyeceğini söyleyerek geçiştirmişti.

Gamze mutfağa gittiğinde hemen peşinden bende gittim.

"Plan ne?"

Sorduğum soruyla irkilerek bana baktı.

"Korkuttun Efe."

"Plan ne Gamze?"

Gerçekten fazla merak ediyordum ve Gamze bana söylemedikce daha çok merak etmeye başlıyordum.

"Plan yok, sadece birlikte vakit geçirelim dedim."

Emin misin der gibi ona baktığımda derin bir şekilde aldığı nefesi geri verdi.

"Sadece sizi gözlemleyeceğim, bir şey yok yani."

"Asuyu neden çağırmıştın peki?"

Sinsi bir şekilde gülümsedi.

"Gelmeyeceğini biliyordum. Asu geceleri dışarı çıkmaz, ailesi izin vermiyor."

Uğurun seslenmesiyle Gamze hemen bardakları aldı ve oturma odasına geçtik.

"Ben gideyim, siz birlikte takılın. İki sevgilinin arasındaki fazlalık olmak istemem."

Göz kırparak kahkaha attığında hayranlıkla onu izledim. Gülüşü o kadar kusursuz ve güzeldiki, beni tamamen başka bir boyuta getiriyordu.

"Saçmalama. Hem seninlede daha yakından tanışırız böylelikle."

Uğur tekrar kendini kalktığı koltuğa geri attı. Gamze masadaki bira şişelerinden birini Uğura uzattığında teşekkür edip aldı. Pek içki içmeyen ben, daha doğrusu içemeyen ben kendime bir kola alacaktımki, Gamze elime bira sıkıştırdı.

"Ben kola alayım ya."

"Oyunbozanlık yapma be Efe."

Masum masum bana bakarak bunu söyleyen Uğurun isteyini nasıl kırabilirdimki? Kendimde o kadar güç bulamıyordum açıkcası.

Gece normal ilerliyordu. Normal başlayan sohbet, sonradan bir birimizin rezilliklerini anlatarak devam ediyordu.

Her kes biraların etkisiyle baya rahatlamıştı. Resmen sarhoş olmuştuk ama Gamze hala iyi durumdaydı. Çünki o çok az içmişti, genellikle kola içiyordu.

"Uğur Efeyle ne zamandır arkadaşsınız?"

Gamzenin sorduğu soruyla Uğur biraz düşündü. Daha sonra beyninde bir ampul yanmış gibi dikeldi.

"3 sene oldu, değil mi Efe?"

Gülümseyerek başımla onu onayladım.

"Çok mu yakınsınız?"

Uğur elindeki şişenin dibinde kalan son birayıda içtikten sonra yüzünü ekşiterek kafasını salladı.

"Efe senin için ne ifade ediyor peki?"

Bu soru üzerine Uğur kahkaha atmaya başlamıştı. Şaşkınlıkla ona bakarak vereceği cevabı merakla bekliyordum.

"Ne saçma soru bu ya? Arkadaşım işte. En yakın, hatta tek arkadaşım bile diyebilirim."

Cevabının ve alkolün etkisiyle gözlerim dolmaya başladığında hemen kafamı geriye yaslayıp gözüme üşüşen yaşları geri gönderdim.

"Efe benim için çok değerli. Gözüm kapalı güvenebileceğim tek insan."

Hemen bakışlarımı ona odaklayarak gülümsedim. Şu an o kadar çok ona sarılmak istiyordumki. Onu tanıdığımdan beridir bu isteklerimi hiçbir zaman yapamıyordum. Hep kendimi durdurmak zorundaymışım gibi hissediyordum. Ama bu sefer bunu yapmayacaktım. Sonuçta arkadaşımdı ve ona istediğim an sarılabilirdim.

Heyecandan kalbim teklerken ona yaklaşıp kollarımı boynuna doladım. Kokusuyla ciğerlerim buluştuğunda içimde solan çiçekler yeniden canlanmaya başlamıştı. Yanağımı okşayan saçları, hissettiğim bedeninin sıcaklığı kontrolümü kaybetmeme neden oluyordu. Burnumu boynuna gömerek derin bir nefes çektiğimde kahkaha attı.

"İçki yaramadı buna. İyice delirdi galiba."

Alay etmesi beni incitmişti açıkcası. İçimden gelerek yaptığımı anlayamamıştı.

Yüzümü boynundan kaldırıp gözlerine baktığımda aşık olduğum gülümsemesi hala yüzündeydi. Belirginleşen gamzesine küçük bir öpücük bıraktığımda bedeninin gerildiğini hissettim. İçimdeki cesaret son kurşunlarını sıktıği an, gözlerinin içine bakarak uzun zamandır söylemek istediğim kelimeleri fısıldadım.

"Sana aşığım."

ÇaresizlikWhere stories live. Discover now