34.Bölüm

8.3K 563 192
                                    

Az önce paylaştığım bölüm kısa olduğu için bir kısa bölüm daha paylaşayım dedim. İkisini bir bölüm gibi okuyun siz😂
Seviliyorsunuz❤

Annemin gidişinden sonra ayaklarım güçsüzleşmeye başladı ve olduğum yerde yere çökerek boş boş karşımdaki duvara bakmaya başladım. Kafamın içinde beni ezen düşünceler kafamı duvara vurma isteğine neden olmaya başlamıştı.

Bu kadar mı değersizdim ben lan? Hayatımdaki herkes kolaylıkla vazgeçebiliyordu benden ve ben sadece kendime acımakla meşguldüm. Küçüklüğümden beri her zaman çok sevilmeyi sevmişdim ama hiçbir zaman bu isteğim gerçekleşmemişti. Okulda hiç arkadaşım yoktu, mahelle desen hiçkimseyle bir ilişkim yoktu. Ulan ailemin bile umrunda değildim.

Tüm gücümü toplayarak ayağa kalkarak kendime acımaya kısa süreliğine bile olsa ara vermek için kendimi banyoya attım. Üzerimdeki kiyafetleri teker teker çıkarırken sanki ruhum rahatlamak için hazırlık yapıyordu. Suyu açarak altına girdiğimde ise ruhumun azda olsa dinlendiğini hissettim. Vücüdumu tarayan su damlalarının derimin üzerinde çizdiği yollar sanki nefes alıyordu. 

Banyodan çıkıp odama yavaş adımlarla gittim. Dolaptan elime geçen ilk eşofman altını ve tişösrtü alıp hızla üzerime geçirerek kendimi yatağa bıraktım.

Bir kaç dakika tavanla bakıştıktan sonra aklıma gelen fikirle hemen ayağa kalkıp masamın üzerinde duran test kitaplarını alıp  yatağa geri döndüm. Hayatımda geçen olaylar yüzünden derslerimi fazla ihmal etmiştim ve böyle devam ederse üniversite işi hayal olarak kalacaktı.

Ne kadar süre ders çalıştığımın farkında bile değildim. Karnımdan gelen sesler dikkatimin tamamen dağılmasına neden olmuştu. Uyuşmuş bedenimi gererek yataktan kalkmadan kendime gelmeye çalıştım ama midemin yemek diye bağırmasıyla buna bir son verip hemen odadan çıkarak mutfağa gittim ama normal olarak dolapta hiçbir şey bulamadım. Çaresizce telefonu elime alıp pizza sipariş vermeyi düşündüm ama gelen mesajlarla kaşlarımı çattım. Uğurdan 2 mesaj vardı.

Gönderen: Uğur

"Efe, annem annenlerin bugün boşandığını söyledi. İyi misin?"

Gönderen: Uğur

"Küslük işine sonra devam etsen."

Cevaplama gereği duymadan hemen rehbere girerek kaydettiğim numarayı tıklayarak pizza siparişimi vermiştim.

15 dakikalık bekleyişimin ardından kapının çalmasıyla fazla aç olduğum için hızla kapıyı açtım. Karşımda Uğuru görmemle gözlerimi devirmeme engel olamamıştım.

"Efe, iyi misin?"

"Evet, iyiyim. Neden geldin?"

Sert bir şekilde konuşmamla yüzündeki ifade değişmişti.

"Ben duyunca yalnız kalma diye geldim. Mesaj attım ama cevap vermedin. İyi değilsindir diye yanına geldim."

Gözlerimi onda çekerek başımı geriye atarak bıkkınlıkla ofladıktan sonra yeniden bakışlarımı ona yönlendirdim.

"İyiyim gördüğün gibi, artık gidebilirsin."

Kapıyı kapatmaya yeltendiğimde kapı kulpundan tutarak kapatmama engel oldu.

"Efe son olayları unutalım bu aralar. Sadece eskisi gibi arkadaş olarak yanında olayım. Ne dersin?"

Sinirle gözlerimi kapayarak içimden kendimi yatıştırmaya çalıştım ama tabiki bu işe yaramamıştı.

"Siktir git derim. Yanımda olmana ihtiyacım yok. Kendi başımın çaresine bakarım ben."

Bir şey söylemeyince fazla beklemeden kapıyı kapatarak salona geri döndüm. Bana acımalarına dayanamıyordum artık. Bu kadar şey yaşadıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi onunla arkadaşlığımı devam ettirmeme gerek yoktu sonuçta.

Kapının zil sesi yeniden duyulduğunda sinirlerime hakim olamadan kapıyı açar açmaz bağırdım.

"Yeter ama lan, siktir git dedim."

Karşımda gözleri fal taşı gibi açılmış çocuğu görünce kendime ve Uğura içimden bir küfür savurdum.

"Pizza siparişinizi getirdim."

Bana uzattığı pizzaya kısa bir bakış attıktan sonra akıl edip almıştım.

"Ben başkası zannettim, kusura bakma."

Kafasını "sorun yok" der gibi salladığında gülümseyerek az önce cebime koyduğum parayı ona uzatarak içeri girdim.

Pizzamı nasıl yediğimin bile farkında değildim. Kafam o kadar fazla doluyduki ne yaptığımı, saatin kaç olduğunu bile bilmiyordum ama havanın kararmasından baya süre geçtiği belli oluyordu.

Gecenin gelmesiyle huzursuzluk, sorunlar etrafımı sarmaya başlamıştı bile. Omuzlarımdaki sıkıntıların oluşturduğu yükler beni fazla zorlamaya başlamıştı.

Kararsızlığın hükm ettiği bir gün olduğunu hissediyordum. Daha fazla düşünmemek için sehpanın üzerinde duran telefonumla bakışmamı keserek başımı ellerimin arasına aldım ama nafileydi. Beynimin içindeki sesler bir türlü susmuyordu zaten.

Bir kaç dakikanın ardında ne olacağını umursamadan telefonu elime alarak son aramalardan ismini bulup üstüne tıkladım. Bir kaç çalıştan sonra boğuk sesi duyulmuştu. Gözlerimi utançla sıkıca kapattım ve içimdeki cümlelerin dudaklarımdan dökülmesine izin verdim.

"Barış sadece bir şey soracağım ve cevabını aldıktan sonra bir şey söylemeden kapatacağım. Şu an yanımda olmanı istediğimi söylesem tepkin ne olurdu?"

ÇaresizlikWhere stories live. Discover now