49.Bölüm

8.7K 444 164
                                    

Tüm gece ders çalışmıştım ve bu yüzden uykumu yeteri kadar alamamıştım. Zorlukla ayaklarımı sürükleyerek okula gidiyordum. Aslında kalbim büyük bir mutlulukla doluydu, çünkü Barışı görücektim ve bu okulu sevmeme yeterli bir sebepti.

Barışın bana hissettirdikleri aklıma gelince yine tüm vücudum mutlulukla kaplanmış ve onu biran önce görmek istememe neden olmuştu. Yüzümdeki gülümseme genişlerken karşıma çıkan sınıf arkadaşlarımla kaşlarımı çatmıştım. İçimi bir huzursuzluk kaplamıştı o an. Nedenini bilmiyordum ama bana yönelttikleri bakışları fazla rahatsız ediciydi.

Benden biraz uzun olan Okan onlardan uzaklaşarak bana yaklaştığında merakla söyleyecek şeyi beklemiştim. Bir şey vardı ve benim bunu bilmediğim aşikardı.

"Okula gelebilecek kadar yüzsüzsün yani?"

Söyledikleriyle çatılı olan kaşlarım daha fazla çatılmıştı. Ne diyordu bu çocuk?

"Anlamadım? Ne diyosun sen?"

Okan arkadaki arkadaşlarımıza bakarak hahlayarak gülümsedi.

"Demek anlamamazlığa yatıyorsun."

Ne ima ettiğini anlamadığım için gözlerinin içine sinirle bakmayı devam ettirdim ama o ezici bakışlarını üzerimde gezdirmeye başladığında sinirle omuz atarak oradan uzaklaşmaya çalışmıştım ama malesef bunda başarılı olamamıştım. Okanın kolumdan tutarak beni sertçe geri atmasıyla sendeleyerek geri gittim.

"Derdin ne senin Okan?"

Sinirle burnumdan soluduğumda yüzüme bir yumruk atarak yere yığılmama neden olmuştu. Bedenimdeki sinir yerden aniden kalkmama yardımcı olmakla beraber yüzüne güzel bir yumruk atmama sebep olmuştu.

"Noluyor lan?! Kavga mı istiyorsun durduk yere?!"

Bağırdığımda yerden kalkarak beni ittirdi ve iğrenek bana bakmaya başladı.

"İbneymişsin."

Söylediği kelimeyi duymamla sanki yere çivinlenmiştim. Bedenim sinirle titrerken ben hareketsiz kalarak ona bakmayı sürdürüyordum.

"Sensin lan ibne. Senin gibi zihniyyetler ibne."

Dişlerimi sıkarak sinirle konuştuğumda kahkaha atmaya başlamıştı. Diğerleride ona katıldığında karşımdakilere iğrenerek bakma sırası bendeydi. Hepsi birer zavallıdan farksızdı benim gözümde.

"Uğur doğru söylüyor yani. İbne olduğunu kabul ediyorsun."

Uğur ismini duymamla kalbimin acıyla kasıldığını hissetmiştim ama bu aşık olduğum için, ya da sevdiğim için değildi. Onunla bunca sene geçirdikten sonra gerçekten bunu yapacağına ihtimal dahi vermediğim içindi. Sonuçta hep beni kardeşi gibi görmüştü ve şimdi eşcinsel olduğumu söyleyecek kadar değerim yoktu gözünde.

Bir şeyler daha söylediğinde onu umursamdan yanlarından çekip gittim ama arkadan diz arkama yediğim tekmeyle yere yığıldım. Yerde yatan bedenime sayısız tekmeler sıralamaya başladıklarında ellerimle başımı kormaktan başka bir şey yapamıyordum. Beş kişiydiler ve onlara karşı tek hiçbir şey yapamazdım. Tekmeleri vücuduma her çarptığında acıyla inlememek, onlara istediklerini vermemek için dişlerimi sert bir şekilde bir birine kenetlemiştim. Söyledikleri küfürler, aşağılamalar attıkları tekmelerden daha fazla canımı yakmaya sebep oluyordu.

Bir kaç dakikanın ardından tamamen baygın bir şekilde yerde öylece yığılıb kalmıştım. Hırslarını aldıktan sonra beni bırakıp, defolup gitmişlerdi. Gözlerimi bulutların arkasından azıcık görünen güneşin kamaştırmasıyla acıyla kapadım ve buda bilincimi tamamen kaybetmeme neden olmuştu.

ÇaresizlikWhere stories live. Discover now