13.Bölüm

10.8K 646 84
                                    

"Ne tarafa gittiler?"

Gamze hemen Uğurun sorusunun cevabı olarak parmağını bana dayak atanların gittiği tarafa doğrultdu. Uğur o tarafa doğru bakarak  ayağa kalkmak istediğinde kolundan tutup kalkmasını engelledim.

"Gitmene gerek yok."

Gözlerini yüzümde gezdirdi.

"Yüzünü dağıtmışlar lan. Başka yerinede vurdular mı?"

Benim cevap vermeme fırsat vermeden Gamze lafa atlamıştı.

"Karnınada baya vurdular. Hatta bazı tekmeleri sırtına bile geldi."

Sinirle Gamzeye bakıp ne yapmaya çalıştığını anlamak istedim. Bu bakışlarıma karşılık olarak Gamze omuzlarını umursamazca havaya kaldırmıştı.

"Ben gidip bir bakayım buralardamılar diye."

Uğur onları bulmakta ısrarcı gibiydi ve ben bunu yapmasını istemiyordum. O yüzden öksürerek dikkati kendime çektim.

"Suç bendeydi, o yüzden peşlerine düşmek aptallık."

Gamze "ne diyorsun sen" bakışları atarken bende az önce bana yaptığı gibi omuzumu hafifce kımıldatdım.

"Neden oldu peki? Ne yaptın?"

Ne söyleyeceğimi düşünmeye başlamıştım ki, Gamze beni kurtardı. Ona minnet dolu bakışlar yolladığımda Uğurun görmeyeceği bi şekilde göz kırptı.

"Sorularını sonra sorsan Uğur? Hadi yardım et Efeyi kaldıralım."

Uğurun yardımıyla birlikte beni kaldırdıktan sonra Gamze kolumun altından çıkıp tüm ağırlığımı Uğurun üzerine vermeme sebep oldu.

"Benim eve dönmem gerek. Biraz daha geç kalırsam annemler beni fena haşlar. Hadi görüşürüz."

Bizim ağzımızı açmamıza izin vermeden bir nefesde konuşup gitmişti.

Uğurla yalnız kalmıştık. Kalbim teklemeye, nefesim yine düzensizleşmeye başlamıştım. Sevdiğim adam nihayet eski günlerdeki gibi kolumun altındaydı ve bir eliyle benim kolumdan tutuyordu. Dokunduğu yerler alev alırken, kokusuda bedenimi uyuşturuyordu.

"Gebericeksin birazdan."

Anlamayarak ona baktığımda gülümsediğini fark ettim. Benim ona bakmamı anladığında yüzündeki aşık olduğum gülümseme silinmişti malesef.

"Ne?"

"Nefesin hızlandı, ölüceksin birazdan."

Bunu hissetmesi utanmama sebep olmuştu. Bu da yüzümüm kızarmasına, kalbimin deminkine nazaran dahada fazla atmaya başlamasına, nefesimi deminkine göre dahada hızlanmasına neden olmuştu.

"Yan etki."

Diyerek kahkaha atmasıyla ölümümün yaklaştığını hissetmişti. Resmen aşkıma alışmıştı. Artık bedenimin veridiği tepkilere sinirlenmiyordu. Bu benim için büyük bir anlama sahipti. 

Beynimden yankılanan bir kaç cümle vardı ama hangisini söylemem gerektiğine birtürlü karar veremiyordum.

"Neden kavga ettin?"

Ben cevap düşünürken o beni bu dertden kurtarıp konuyu değiştirmişti.

"Bilmem."

Yolun ortasında durduğunda yüzüne bakmamak için diğer tarafa baktım.

"Ne demek bilmem lan?"

"Gidelim mi? Canım yanıyor, eve gidip uyumak istiyorum."

Bir şey söylemeden sadece yeniden yürümeye devam etti.

"Annenler bu halde seni görürse büyük olay çıkar yalnız."

Görmediğini bilsemde alayla gülümsedim.

"Babam eve gelmiyor, annemde bu gece arkadaşında kalacak."

"Arkadaşında mı?"

"Evet, babam eve gelir diye bazen arkadaşıma gider. Zaten babamda gelmez. Kendi kendine gelin güvey oluyor anladığın."

Histerik bir kahkaha attığımda içimde bir şeylerin kırıldığını hissetmiştim.

Eve geldiğimizde cebimden anahtarı çıkarıp Uğura uzattım. Beni bekletmeden hemen kapıyı açıp benide içeri aldı.

"Sen burada otur ben banyodan ilaçları alıp geliyorum."

Yatağıma oturmama yardım etti ve hızla banyoya koştu. Fazla bekletmeden elinde ilaçlarla geri dönmüştü. Pamuğa ilacı batırdığı sırada konuştu.

"Efe anlatacak mısın olanları artık?"

Pamuğu dudağıma bastırdığında kısık sesle inledim.

"Gittim bulaştım işte. Ne anlatayım?"

Canımın acıdığın8 fark ettiğinde daha dikkatle hareket etmeye başladı. Pamuğu yavaş bir şekilde yaralarımın üzerine gezdiriyordu ve bu ürpermeme neden oluyordu.

"Neden bulaştın peki?"

"Bilmiyorum."

Bir süre odaya sessizlik hükmetti. Yüzümdeki yaraları bitirdikten sonra ellerini tişörtümün eteyine getirdi.

"Gerek yok, bir şey olmadı karnıma."

Tek kaşını havaya kaldırarak yüzümü inceledi.

"Emin misin? Gamze öyle demedi ama."

Bir şey söylemeden çıkarmasına izin verdim. Karnımdakı yaralara bakarken yüzünü ekşitmişti. Parmaklarını karnıma uzatarak yaraların üzerinde gezdirdiğinde nefesimi tutmuştum. Uğurun bana dokunması o kadar güzel hissettiriyordu ki, mekan, zaman kavramı yok olup gitmişti. Sadece o vardı benim için. Dokunuşlarında huzur bulduğum adam vardı.

Bu duyguya ruhumun daha fazla dayanamayacağını anladığımda konuşmaya çalıştım ama sesim çıkmamıştı. Yutkunarak tekrar denediğimde fısıltıyla konuşmayı başarmıştım.

"Yapma."

Büyük çaba sonrası sadece tek kelime edebilmiştim. Sesimi duymasıyla bakışlarını yüzüme odakladı.

"Ne oldu? Acıyor mu?"

"Dokunuşlarına dayanamıyorum."

ÇaresizlikWhere stories live. Discover now