27.Bölüm

9.5K 552 257
                                    

Uğurun bana hissettirdiklerinin hepsini bende Barışa mı hissettiriyordum? Ben Uğurun fotoğraflarını bakarak huzurumu bulduğum zaman Barışda benim fotoğrafalarıma mı bakıyor?

İşte bu tarz sorular kafamın içinde yankılanıyor ve beni acayip bir şekilde rahatsız ediyordu. Barışın mutsuz olması düşüncesi o kadar fazla üzüyorduki beni onunla sevgili olmayı kısa anlığına bile olsa düşünmüştüm. Ama sonra ona haksızlık olacağını anladığım için kesinlikle umut vermeme kararını almıştım.

Barışla o konuşmadan sonra yüzleşmeye hazır hissetmediğim için okula gitmeme kararı almıştım. Okula gitmemem fazlasıyla işime gelmişti aslında. Okul saatinde annem eve uğradığı için kısa süreli bile olsa onu görmüş, ayak üstü biraz konuşmuştuk. Varlığını hissetmem, yanımda kısa süreli bile olsa bulunması mutlu etmişti beni.

Annemin gidişi üzerine laptopda bir film açıp onu izlemeye başlamıştım. Filmin en heyecanlı yerinde kapının çalmasıyla içimdeki tüm küfürleri sıraladım. Neden hep filmin en güzel yerinde birileri kendilerini bunu bozmak zorundaymış gibi hissediyorlar?

Kapı ısrarla çalmaya devam ettiği için bakmaktan başka şansım olmadığını anlamıştım. Ayaklarımı sürüyerek kapıya doğru yürüdüm. Kısacık mesafe bana kilometrelerce gelmişti. Ağır hareketlerle kapıyı açtığımda hiç beklemediğim bedeni karşımda görmek şaşırtmıştı beni.

Eskisi gibi sıcakkanlı değildi bana karşı. Eskiden üstüme atlar, salak salak hareketler yapardı ama şimdi o kadar mesafeli davranıyorduki kalbim acıyordu. Kapıda öylece bana bakmaya devam ediyordu sadece. Şaşkınlığı üstümden atıp hemen çekilerek eve girmesini bekledim. Bunu bekliyormuş gibi hemen içeri geçti.

Salonda kanepeye oturduğunda burda olduğu gerçeği içimi heyecanla doldurmuştu. Acele hareketlerle yanına oturduğumda bana bakarak gülümsedi.

"Neden okula gelmedin?"

Demek beni merak etmişti. Gerçi beni her zaman merak ederdi ama son olaylardan sonra merak edeceğini, etse bile bunu hissettireceğini düşünmemiştim.

Onun bu kadar yakınımda olmasını özlediğim için bir şey söylemeden sadece ona bakmaya devam ediyordum. Biraz daha bekleyib yeniden dudaklarını kıpırdatdı.

"Efe, iyi misin? Neden gelmedin? Bir şey mi oldu?"

Kafamı hayır anlamında salladığımda gülümsedi.

"Peki neden gelmedin?"

Sorusu Barışı hatırlatmama sebep olmuştu. Dün bana söyledikleri, bakışları tekrar zihnime hücum ettiğinde kafamı hızla sağa sola salladım.

"Efe?"

Uyarıcı sesi kulaklarımdan içeri dolarken kendime gelmiştim.

"Sadece yorgun hissediyorum."

Barışın bana karşı hissettiklerini ona söylemek niyetinde değildim. Zaten bizi sevgili sanıyordu ve dün yaşadığım olayı anlatırsam sevgili olmadığımız anlardı.

"Yorgun mu? Sen yorgun hissettiğin için okulu kırmazsın Efe. Ne oldu?"

Uğurun beni bu kadar iyi tanıdığını tamamen unutmuştum. Benimle ilgili her şeyi bildiğini, bir zamanlar en iyi arkadaş olduğumuz aklımdan uçup gitmişti.

"Efe fazla garip davranıyorsun."

Bir cevap vermek zorundaydım ve ne söyleyeceğimi hiç ama hiç bilmiyordum. Bu durumdan çıkabilmek için her şeyimi vermeye hazırdım resmen.

Uğur sert bakışlarla bana bakmaya devam ederken ben hala bir bahane uydurmaya çalışıyordum.

"Barışı gördüm bugün, o da pek iyi gözükmüyordu. Sizin aranızda bir problem mi var?"

Barışın ismini duymamla kalbim sıkışmıştı. Hayır, hayır bu ona karşı bir duygum olduğundan değildi. Sadece onun kötü hissetmesini ve üstelik buna benim neden olmamı hiç ama hiç istemiyordum.

"Barışla küsüz."

Uğur kaşlarını çattı.

"Sana bir şey mi yaptı?"

Gözlerimi bıkkınlıkla devirdim.

"Barış bana bir şey yapmaz, merak etme. Sadece bir sorunumuz var, o kadar. Sevgiliyiz sonuçta ve aramızda problemlerin olması çok normal."

"Sevgilisiniz? Kimi yiyorsunuz siz? Barışı sevemezsin Efe. Gaysin diye önüne çıkacak her erkeği sevecek değilsin ya. Barışda sevilecek bir taraf görmüyorum zaten."

Alay edercesine konuşmasıyla bu kez benim kaşlarım çatılmıştı. Ne yani, benim önümde Barışla ilgili bu tarz konuşmasına izin vereceğimi mi düşünmüştü?

Sinirle ayağa kalktığımda yüzünde şaşkınlık belirdi.

"Barışı ne kadar tanıyorsunda bu şekilde konuşuyorsun? Sevilmeyi sonuna kadar hak eden bir insan. Etrafındaki insanlara karşı hep düşünceli, merhametli biri. Seni seviyorum ya Uğur, sana aşığım ya, sen benim için mükemmelsin ya. Aslında sadece benim için öylesin. Neden biliyor musun? Çünkü sana aşığım ama Barış öyle değil. Barış gerçekten mükemmel. Her kes için mükemmel bir insan. Ona aşık olmadığım halde bile bunu bana söylettirebilecek biri."

Uğur sinirle konuşmamın ardından ayağa kalktı ve aramızda hiçbir boşluk bırakmayacak bir şekilde bana yaklaştı. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmaya başladığında fısıltıyla kulağıma doğru konuştu.

"Az önce sevgilinin mükemmel biri olmasına rağmen bana aşık olduğunu söyledin. Barış yine kaybetti Efe. Bana karşı hep kaybedecek, bunu sende çok iyi biliyorsun."

ÇaresizlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin