KAPIDUVAR

2.9K 619 461
                                    

Göğsümü sıkan bu acı ne?

İçimde ki bu korku ne?

Ne? Ne? Neden bu yaşlar durmuyor?

Beynime gönderdiğim sorularım duvara çarpıp, karanlık boşluğa dönüşüyordu. Başımda oluşan ani zonklamayı geçirmek istercesine iki elimle başımı tuttum.

Yatağın kenarındaki adam hala bir cevap bekliyordu.

Ellerimi başımdan çekmeden;

"Ben ben adımı bilmiyorum." Kısık söyledim duymuş muydu?

" sen sen ne " duymamıştı.

"Ben Adımı bilmiyorum." Biraz daha zorlamıştım sesimi nefes alır gibi konuşuyordum.

" Doktor gelince konuşursunuz." dedi ayağa kalkarken.

Yalnız kalmak, kafamdaki karanlık boşluğa düşmekten, bir daha yüzeye çıkamamaktan korkarak elini tuttum.

"bekleyin." elini hemen geri çekti. Tekrar oturdu.

Yüzüne baktım ne diyeceğimi bilemiyordum oda bana bakıyordu. Simsiyah gözleri, uzun kıvrık kirpikleri, bakımlı havalı saçları olsa da yorgun görünüyordu. Gözlerinin altında hafif kızarıklıklar oluşmuştu. Belirgin yüz hatları vardı. Hafif çıkmış sakalları yakışıklı ve güven vermeyen alaycı bir sırıtması...?

"Gördüklerin hoşuna gitti mi?" utanmıştım. Bakışlarımı ellerime kaydırdım.

"Ka kalın lütfen korkuyorum" dedim. Duydu mu diye gözlerimi kaldırıp yüzüne baktım. Tek kaşı havada öylece bana bakıyordu. Yüz ifadesi alaycı sırıtmaya dönüştü.

Kafamdaki bilinmezlik, cevap arayan sorular, o kadar çoktu ki konuşma isteğime, yardım çağrıma verdiği tepki daha çok zihnimi bulandırmıştı.

Neden öyle bakıyor düşüncelerim, duvara çarpıp düşünce tekrar karanlık boşluğa dönüştü.

"Bak... bir saat sonra doktor gelecek, onunla hallet sorunlarını. O gelene kadar uyumaya devam et." dedi kalkarak.

Konuşması sıkkın ve sertti.

Gözlerimdeki yaşlar elime damladı. Bu adamın alaycı bakışları, sert konuşması, kafamdaki bilinmezlikler her sorgulayışımda duvara çarpıp düşen cevaplar, boşluğu genişletirken, beni de içine çekmeye başladı.

Yatağa tekrar kayarak gözlerimi kapadım. Adımı hatırlamıyorum, kimseyi hatırlamıyorum, bu adam kim hatırlamıyorum, Tanışmamıştık dedi oda beni tanımıyor, ben neden buradayım? bana neden öyle bakıyor? doktor gelecek dedi, başım çok ağrıyor, içimde dalgalanan şeyde ne kusacak mıyım? Derin derin nefes almayı denedim panik duygum ve korkularım göğsümü eline almış sıkıyordu. Nefes al ver düşünme. Nefes al ver düşünme. Nefes al ver düşünme. Saymadan tekrar tekrar yaptım. Nefesim düzene girince zonklamalarda hafiflemişti.

Uykuyla uyanıklık arasında gidip gelirken, iki kişinin sessiz konuşması tam uyandırmıştı.

"Eğer bir hafıza kaybı varsa çok tehlikeli olabilir." Bu ses yabancıydı. Şöminenin karşısındaki koltuklarda oturuyorlardı.

"Bu durumda güven duygusu çok önemli Yaman. Hasta kendini güvenmediği ortamda bulursa aklını tamamen kaybedebilir. Ama yine de bu gibi hafıza kaybının dereceleri var. Ancak bir hastane ortamında anlaşılabilir. Bu konuyla alakalı doktorlar ilgilenmeli."

"Doktor olan sensin, bana kalırsa hastaneye..." ilaç içiren adamın sesi.

"Hastane için biraz bekleyelim, öncelik..."

DERİNDonde viven las historias. Descúbrelo ahora