MASUM

2.8K 589 408
                                    

Masayı toplatıp bulaşıkları makinaya dizdim.

Onun titiz olduğunu görmüştüm, daha bir özen göstererek tezgâhı sildim. Mutfak küçük olmasına rağmen, tezgâhın üstünde tost makinası, ekmek kızartma makinası, küçük bir fırın ve ocak çok özenle yerleştirilmişti. U şeklinde ki tezgâhın altında bulaşık ve çamaşır makinesi karşılıklı konmuş, tam kenar kısımda orta büyüklükte buzdolabı vardı. U şeklinin önüne gelen kısımda yemek masası, kenarında çok büyük olmayan giriş-çıkış boşluğu vardı. İlk açtığım dolap kapağında kahve kavanozunu, üçüncü açtığım çekmede cezveyi buldum. Değişken, hevesli halime gözlerimi devirsem de fazla düşünmedim.

"Kahveyi bulduğuna emin misin?" Burada teşekkür edeceksin öküz.

"Evet kahve emin olabilirsin, ayrıca kokulardan anlarım." Lafı yiyince bakarsın işte şaşkın şaşkın.

Şöminenin önünde koltukta oturuyordu, bende karşısındaki koltuğa otursam mı diye düşünürken,

"Otur" diye eliyle işaret etti.

Şömine önünde karşılıklı oturmuş, kahve içiyor olmamıza, gülesim geldi, âmâ kendimi durdurdum. Sabah bana neler söylemişti iki saat ağlamıştım, şimdi karşılıklı kahve içiyorduk. Buna ne oldu diye düşünürken içtiği kahveyi yutarken gözünü kısmıştı.

"Çok mu kötü olmuş?" dedim.

Kendi kahvemden içerek tadına baktım. Çok güzeldi neyini beğenmedi? İkinci yudumda da aynısını yaptı. Bilerek yapıyordu, asıl oyuncu sensin Yaman Bey. Ben çok beğenmiştim afiyetle içiyordum.

"Hayır güzel olmuş." Yalancı yüzündeki ifadeyi saklasa da beğenmemişti. Belki de Türk kahvesi sevmiyordu?

"Türk kahvesi sevmiyor musunuz?"

"Türk kahvesi içerim ama fazla değil, şekersiz olanını da içmemiştim." Ben kahveye şeker koymadım ama çok da severek içtim.

"Bilerek yapmadım benimki de şekersiz" dedim. Sevmiyorsan neden evinde bulunduruyorsun?

"Evet çayını da şekersiz içiyorsun." Benim çaya şeker atmadığıma dikkat mı etmişti?

"Şekerle bir sorunum olabilir mi?" Kendime sorduğum soruyu sesli söylemişim.! Yaman gülerek kafasını hayır gibi salladı. Gülmek çok yakışıyordu ama komik olan neydi? neden gülüyordu?

"Fazla kilo korkun vardır belki."

Nee! yok öyle bir derdim. Hatta zayıf bile denilebilir. Bana verdiği kız arkadaşının ya da her kiminse bol gelen pantolon belimden sürekli düşüyordu. Ayağa kalkmış kendimi kontrol ederken buldum. Yaman karşımda gülmemek için kendini zor tutuyordu.

"Senin kız arkadaşın ya da her kiminse onun kadar olmamalı." Pantolonun bol gelen yerini gösterdim. Karın dememiştim. Gülmesi kıkırdamaya geçiş yaptı. Neden gülüyor gerçekten fazla mı kilom diye düşünmeye başladım.

"70 varsındır." Yüzüm düşmüştü.

"Gerçekten mi o kadar var..." adam gülme krizine giriyordu.

"Yaman Bey size inanmıyorum ayrıca neden gülüyorsunuz." Alay mı ediyordu pantolonu yukarı çekip kahve fincanlarını topladım. Gülmesiyle baş başa kalabilir uyuz öküz.

"Tamam tamam." diye iki elini havaya kaldırdı. Gülmesini durdurmaya çalışarak,

"kesin 48 varsın, bir deri bir kemiksin görmüyor musun?" dedi.

" 48 mi! nasıl bilebilirsin?" Birde tam sayı veriyordu uyuz.

"Güzelim her gün kucağımdasın." Ahh! onun normalmiş gibi söylediği kelimelerin beni utandırdığını anlamıyordu tabi. Belli etmemeye çalışsam da yüzümün kızarması beni ele veriyordu.

DERİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin