CESUR

2.1K 485 356
                                    


  ''Burdan bakınca çok cesur görünüyorsun'' dedi kıstığı kara gözleriyle.

"Öyle mi?'' bende kaşlarımı kaldırarak cevap verdim.

Yüzüne yansıyan alaycı sırıtmasıyla, elinde ki kadehi kafasına dikerek, bir yudumda bitirdi. Gözlerini gözlerimden ayırmadan, aramızda ki mesafeyi bir adımda kapatıp, benim elimdeki boş bardağı da alarak masanın üzerine koydu.

Az önce ne kadar cesur görünüyordum bilmiyorum ama belli etmemeye çalışsam da şimdi titreyen bacaklarımla tam tersini hissediyordum. Eğlendiğini belli eden hala alaycı sırıtması gözlerinden çok yüzünde genişlerken, eminim benim yüzümde de az önceki cesaretli bakıştan eser kalmamıştı.

Hemen dibimde olan Yaman'ın yakınlığının verdiği duyguyla, kesilen nefesim de bana ihanet edince, bir an düşecek gibi oldum. Hemen toparladım ama yaptığım bir anlık düşme refleksimi Yaman yakalamıştı tabi.

"Güzelim, daha dokunmadım bile''

Bir elini belime koyarak, beni kendine doğru çekti. Kesin içinden kahkahayla gülüyordu.

Kalbinin hizasında kalan bakışlarımı diğer eliyle çenemden tutarak kaldırdı. Sanki bir şey bekliyordu beni öpmek yerine gözlerime bakıyordu. Gözlerimi yavaşça kapatıp açarak, öpebilirsin komutu verdiğimde, beklediğim öpmesini çok geciktirmedi.

Dudaklarıma yumuşak ve narin dokunuşlarıyla, değdirdiği dudaklarına içimde gittikçe yoğunlaşan hazla karşılık verdim. Doğru değil diyen tarafım mazeretlerini sıralamaya başlamıştı tabi. Yaman'ın bana bakan gözlerinde ki farklılığı düşünerek artırdığım tutkuma salla gitsin taraf onaylayarak, o bakışlarda sevgi var diye bağırıyordu.

Düşünmemeye çalışsam da doğrucu kızın sıraladıklarından en son aile-çocuk kavramları geçti

Yaman'ın derinleşen öpüşlerinden kendimi alamıyordum, almakta istemiyordum. Beni seviyor olabileceği ihtimal dahi olsa, bunun verdiği hazla daha tutkulu verdim cevabımı. Yaman memnun olmuş gibi beni kendine daha çok yapıştırdı.

Bir türlü rahat bırakmayan doğrucu kızın, kadın-erkek ilişkisi diye bağırmasıyla ellerimi göğsüne koyarak, kendimi birden geri çektim.

Ben kesin deliyorum ya da deliydim. Bunun sonu kadın-erkek ilişkisi yani seks. Tiksinti veren bu duyguda neydi? Birden, bedenim verdiği aşırı tepkiye, göğsümün içine acıyla harmanlanmış korkuda katılmıştı.

Neden? Neden? diye, beynime gönderdiğim art arda sorudan bir cevap gelmiyor, sadece korkularımı büyütüyordu. Tam karşım da duran Yaman, o yakıcı kararmış, soru soran bakışlarıyla gözlerime kitlenmişti adeta. Ona ne diyecektim? Aniden yaptığım tepkiyi nasıl açıklayacaktım? Az önceki çok bilmiş düşüncelerimden bu sorunun da cevabı gelmedi. Lanet olsun onlara.

Lütfen, lütfen kızma bana Cennetim.

Yanaklarımdan akan yaşlarla bir şey diyemeden almayı unuttuğum nefesimi içime çekerek, yatağın olduğu bölüme doğru yürüdüm.

Yapacak bir şey yoktu, verecek bir cevapta. Bedenimi korkudan titreten karanlık bilinmezliklerim vardı sadece. Onlara da lanet olsun.

Üstteki ince örtünün altına girip, yatağın uç tarafına doğru kıvrılıp yattım.

Kadın-erkek ilişkisi... Düşündükçe bir his korkularımı da ha çok kabartıyordu.

Neden korkuyorum? Belki de en çok bu sorunun cevabından korkuyorum. Bilmek istiyor muyum? Bunu da bilmiyordum.

DERİNWhere stories live. Discover now