UNUTULMAZLAR

2.2K 515 288
                                    


"Kafana yediklerin mi? '' dedim kahkahaya karışan çığlıklarımla. Ellerimi tutmuş yüzüme bile karlar atıyordu, attığım tekmelerle, kurtulma çırpınışlarımı, dizlerini koyarak tamamen durdurdu.

"Bunlarda diğer isabetlerin için.'' kazağın altından koyduğu kartoplarının karnıma değen soğukluğuyla bağrışlarım, yalvarmaya dönüştü.

"Tamam tamam lütfen dur tamam dondum.''

"Güzelim daha yuvarlama aşaması var.''

"Başım ahhh başım ahhh ufff çekil çekil çok kötüü ahhh" İyice kara bulanmış halimle elimden tutarak kaldırdı. Başımdaki yaraya bakacakken elinden kurtulup kaçtım.

"Görürsün sen, uyurken bütün karları üstüne atmazsam." dedim üstüme silkeleyerek.

"Bu bir tehdit mi? Tekrar yatmak ister misin? "Dedi bana doğru bir adım atarak. Kocaman açtığım gözlerimle ellerimi de kaldırdım.

" Hayır hayır şaka şaka, yapmayacağım. Hem gece gece dışarı çıkamam, lütfen söz gerçekten yapmayacağım" dedim geri geri giderek.

Hemen eve doğru koştum. Anahtarlar ondaydı kapı önünde iyice kendimi silkeledim. Evin arkasına doğru yürüdü. Kısa sürede elindeki çantalarla geri döndü.

İçeri girdiğimizde halime bakıp sırıtması genişledi.

" Bu yaptığının karşılığını alacaksın." dedim. Tehdidim hala geçerliydi. Yukarı kalkan kaşlarıyla, " Aynısını sen çıplakken yaparım, denede gör..." dedi. O da beni daha kötüsüyle tehdit etmişti.

" Tamam pes." dedim ellerimi yukarı kaldırarak.

"Aferin nerde durman gerektiğini biliyorsun." dedi ellerindeki çantaları bıraktı. Beni kızdırmaya mı çalışıyordu?

" Fazla zorlama istersen." dedim elimi belime koymuş kaşlarımı da çatmıştım.

"Sen bilirsin, başka neler yapabileceğimi görmüş olursun." dedi umursamaz gibi.

"Almayayım kalsın, Dışarı çıkacak cesareti bulamam, zaten ondan vazgeçtim." Çıplak kara yatmayı düşününce, her şeyden vazgeçerdim.

"Şu halime bak bir saat önce yeniydiler.'' Kendi kendime söyleniyordum. İçerisi de soğuk üşüyorum. Şömineyle ilgilenmeye başlayan Yaman bana bakmadan, "Çantalarda başka şeylerde var değiştir." dedi. İç çamaşırlarım bile ıslanmıştı. Saçlarım darmadağın halime bakıp pufladım. İç çamaşırına da ihtiyacım vardı. Karıştırdığım ikinci çantada ki iç çamaşır kutularını görünce, ona göstermeden tekrar çantaya koydum.

"Banyo yapmalıyım." diyerek kafamı kaşıdım. Bana dönerek,

"Bir şartla!" dedi.

"Neymiş o?" ne diyecek diye düşünürken,

"Ben yaptırırsam." dedi ciddi ifadeyle. "Olmaz." diye mırıldandım.

"Kafanda ki yara kanamış, dikkatli yıkanmalı." dediğinde gözlerinden gülme geçse de dudakları gülmüyordu.

Gerçekten banyo yaptırmak mı istiyordu? Bunun yara için mi? Ya da başka şeyler için mi? olduğunu ciddi ifadesinden çözemedim. Elimi yaranın üzerine dokundurdum. Egosu tavan yapmış piç kurusu tabi ki yara için değildi.

"Kesinlikle olmaz." dedim. Ani sert çıkışım onu güldürmüştü. Benimle dalga geçiyordu.

"Kanamamış hem de acımadı. Kanamış olsa da kesinlikle olmaz." dedim görüntümü ve ses tonumu bozmadan.

DERİNWhere stories live. Discover now