Bölüm 4-Vicdan

9K 670 228
                                    

Şehir limanına varmak 2 saati biraz geçti.Seul'e gelmeyeli yıllar olmuştu ve kalabalık beni çıldırttı.Dümdüz yolumda ilerleyemiyordum.Omzuma çarpan insanlardan bir ordu kurardım.Kendimi bir an önce Jongin'in yanına atmalıydım zira şimdi cinayet işleyecektim.

"S*ktir!" dedim ayağım tökezleyince. "Önüne baksana!" diye bağıran bir ses işittim.Sahiden belaya bulaşmak istemiyordum fakat bela bana musallat oluyordu.Karaya ayak basalı 10 dakika olmamıştı yahu.

"Ben önüme bakıyordum zaten.Gözleri görmeyen sensin."

Bakın,laf sokmakta pek iyi olduğumu söyleyemeyeceğim.Hazır cevap biriyimdir fakat sözlerim pek süslü çıkmaz ağzımdan.Ben kavgadan anlardım.Kabadayı tarafım yoktur ama insanların fiziksel acıları,manevi uyarılardan daha fazla ciddiye aldığını düşünüyordum.Çoğu zaman böyledir,ben bana bulaşanı sevmezdim.

Fakat çocuk kollarını sıvayıp bana doğru ilerlediğinde etraftaki telaşlı kalabalığın dağıldığını farketmem,beynimde şimşeklerin çakmasına neden oldu.Hak edenleri dövmekte iyiyimdir de,karşımdakinin de elleri armut toplamayacaktı.Biz de birkaç darbeden muzdarip olacaktık elbet fakat şuan hiç de uygun bir durumda değildim.Gözlerim karnıma kaydı.Sinirle nefeslendim.

Yalnız değildim.Şimdilik sorumluluk taşıdığımı farkındaydım.

"Bas git yoluna."dedim.Ardından arkama dönüp ilerliyordum fakat hakkı olmayan bir el omzuma tutundu.

"Dur bakalım," dedi. "Öyle ahkâm kesip gidemezsin."

Yahu nerede ahkâm kestim ben?Sahiden yok yere kavga çıkarmaya ne de meraklılar.

"Uzaklaş." dedim. "Çekil yolumdan."

Genç bir çocuktu.Hafif kirli sakalı vardı ve benim boylarımdaydı.Kıssadan hisse onu benzetirdim,o da beni yamulturdu.

Göze alamadım.Eklemlerim kaşındı ama bir kez daha yanından geçip gitmek için hamle yaptım.Akıllanmadı.İki el kalitesiz saten gömleğimin yakalarını kavradı ardından bir yumruk dudağımın kenarında patladı.Geriye sendeledim.Parmaklarıma kan bulaştı.

Beni zorladılar.Benim suçum yok.Siz de gördünüz.

Geçen 5 dakika da ansızın rastladığım bir herifle asfaltta yuvarlanıyordum.Adam kaşımı patlatmıştı.Eli fena kuvvetliydi.Hamlelerine karşı koymak için direniyordum ama çok hızlıydı.Zevk için adam dövüyordu bildiğiniz.Beni altına aldı.Ardından ben onu yere yapıştırdım ve kasıklarına sertçe dizimi geçirdim.

İlkelerimize göre belden aşağı çalışmak şerefsizliktir fakat çocuk son 5 dakikadır bacaklarıma geçiriyordu ve ben de ilkeleri s*ktir ettim.İyi çocuk olmanın sırası değildi.

Sonrasında polis sirenleri cereyan etti kalabalık sokakta.Biri beni yerden kaldırdı.Sol gözümü yarısına kadar anca açabiliyordum ve sağ gözüm zaten iyi görmezdi.Görmem gereken tipler olmadığını düşündüğüm için boşverdim.

"Sorununuz ne gençler sizin?Götürün bunları!"

Bizi oradan apar topar bindirdiler bir arabaya.Genç çocukla aramıza bir polis oturtmuşlardı ve söylenip duruyordu.

"Sus artık." dedi,Polis Memuru kıl çocuğa. "İşiniz gücünüz yok, kavga çıkarıyorsunuz."

Azarlamalarını dinleyerek karakola kadar uyukladım.Araştırmadım diyemem,bu hamilelik durumlarını baya araştırdım.Sık sık yaşanan uyku halleri,gereksiz açlıklar,yersiz duygu değişimleri başlıca dertlerindendi.Tüm bu maddeler ben de doğduğumdan beri vardı zaten.Bunlar kimi kandırıyordu?

Nitekim teneke masanın başında,bir polis memuru neden kavga etmeye başladığımızı sorarken de açlıktan midem bulanıyordu.

"Ben şikayetçi değilim." dedim. "İşlerim var.Bırakın gideyim."

BUM MOMMYWhere stories live. Discover now