Bölüm 28-Sorumsuz

6.3K 455 277
                                    

Akşam yemeği sonrası Jongin,henüz 3 aylık bebeğe baba demeyi öğretmeye çalışırken onları izliyordum.Yuil ona öylece bakıyordu.Bir tepki verse Jongin çocuğu üstün zekalı ilan ediyordu ama bizden çıkan çocuk için bunlar zor ihtimallerdi.

"Yordun çocuğu." dedim. "Bak sanki 'ba' gibi bir şey çıktı ağzından."

"Dalga geçiyorsun." diye söylendi Jongin. "İlk defa baba oldum ben.Bir an önce benimle konuşsun istiyorum.Ne var bunda?"

"Yok bir şey." dedim. "Devam et."

Jongin Yuil'i kucağına alıp koltuğa uzanınca,"Çocuğa bir şeyler yedirelim." diye konuştum. "Senin elinden iyi yiyor."

Sonrası vakit geceyi bulana kadar Jongin'in sabırlı çabaları devam etti.Yatağa uzandığımızda başını göğsüme gömerek ona sıkıca sarıldım.

"Ee," diye sessizce konuştu Jongin. "Yarın çocukları halan alıyor mu?"

"İşi varmış." diye konuştum. "Mesaiye kalıyormuş bu hafta." Jongin güzel yüzünü asarken,"Nasıl olur?" dedi. "Kendimi nasıl hazırladığımdan haberin var mı?"

Jongin ve ben yalnız kalmaktan bahsediyorduk.Hafta ortası yaptığımız planlara göre,halam çocukları 1 gece evinde misafir edecekti biz de ateşli ve kesintisiz bir gece geçirecektik.Yuil ve Heun'la geçirdiğimiz zamanların keyfini biraz da yanlız kalarak değerlendirmek istiyorduk.

"Çocukları halamdan başka kimseye bırakamam Jongin.İçim rahat etmez."

Jongin burnunu göğsüme sürterken,"Haklısın." dedi. "Ne yapalım?Biz de çocuklar odalarına çekildikten sonra saldırırız biribirimize."

Dudaklarımı saçlarına bastırarak,"Seni sevmeye doyamıyorum." dedim. "Sorun değil Jongin,bir gün de şirketine gelirim ofis fantazisi yaparız."

Bu Jongin'i yatıştırmaya yetti.Dudaklarını boynumda gezdirirken uyuya kalınca onu uzun uzun seyre daldım.Yakın bir zamanda 34. yaşına girmişti ama hâlâ çocuk gibi bir kalbi vardı.Ne dersem enine boyuna düşünür,kimseyi kırmamak için çabalardı.Sözü sözdü,dilinden dökülen kelimeler yeterliydi.Herkese yardım etmeye çalışıyordu ve öyle güvenilir biriydi ki henüz onun kocam oluşuna alışmak çok zordu.

Ertesi sabah Jongin işe gittiği vakit,Heun telefonda halamla konuşuyordu ve bana seslendiğinde yanına çoktan gitmiştim.Halam işlerinin yoluna girdiğini,bugün çocukları alabileceğini söylediğinde Heun mutlulukla çığlık attı.

"O zaman onları almaya gel." dedim. "Ne zaman burada olursun."

"Öğle sonu gelirim." diye yanıtladı halam. "Sen çocuklara üst baş bir şeyler hazırla.Bir de diyordun ki,çocuklarımı sana asla bırakmam."

Sanki o görüyormuş gibi,yüzümü buruşturdum.

"Evine ses gelsin diye sana evlatlarımı gönderiyorum,sen hâlâ laf yapıyorsun."

"Benim güzel Sehun'um,ne düzenbazsın.."

Gülerek,"Kapat kapat." diye söylendim.Ardından halam Heun'a eğlenceli saatler vaad ettikten sonra telefonu kapattı.

Öğle sonuna kadar Heun yanımda uzanan Yuil'i gülümsetirken,biraz araştırma yaptım.Jongin akşam eve geldiğinde iyi bir masa görsün istiyordum.Adamı yatağa hazırlayayım,beni güzel gülüşleriyle neşelendirsin istiyordum.Mutfakta çalıştığım zamanlardan ötürü yemek konusunda çok da cahil değildim.Bu gece de ince ruhlu tarafımı gözler önüne serecektim ve bu yine ikinizin arasında kalacaktı.Jongin'i bu konular da sıkça uyarıyorum.Her şey ikimizin arasındaydı.Yakın arkadaşlara anlatmak yoktu.Belki ben biraz Lay'e bir şeyler söyleyebilirdim.O da inek sevgilisine.Bu kadardı.

BUM MOMMYWhere stories live. Discover now