Bölüm 35-Sancılar (The End)

7.1K 495 517
                                    

Kim Jongin beni deli ediyordu.

Hamileliğin son zamanlarında acıdan da deliriyordum.Yuil'e minnettarım beni hiç böyle inletmemişti.Jongin işe gitmiyordu.Sabah akşam dibimde bekliyordu ve bazen öyle şiddetli sancılarım oluyordu ki kendimi kaybediyordum.Her şeyi bir kenara bırakın,Yuil kardeşinin bana acı çektirdiğini düşünüp ona kin güdüyordu.İçine tüküreyim acı eşiğim düşük derken yalan söylediğim yoktu.

Sabahtan beri uzandığım yatakta Jongin başını koluna yaslamış beni izliyordu.Ona bakarak gülümsedim ve yana doğru devrilip yüzünü okşadım.

"Acıktın,neden gidip karnını doyurmuyorsun?"

"Gece tek bir an gözünü kapatmadın.Doğru düzgün nefes bile alamıyorsun Sehun."

Omzumu silkerek,"Çünkü hamileyim." dedim. "Çok az kaldı Jongin.Sancılarımın olması çok doğal."

"Son 3 aydır acı çekiyorsun." diye kesti sözümü. "Yuil'e hamileyken bir işin vardı,ben yanında değildim,gün içinde oradan oraya koşturuyordun.Şimdi canına bir şey değecek diye ödüm kopuyor ama yine de acı çekiyorsun.Senin çocuğumu taşıma fikrin benim için muhteşem bir duygu Sehun fakat vicdanım acıyor.Her an tetikteyim."

Gülümseyerek ona yaklaştım.Bana ayak uydurup başını göğsüme yasladı.Kolu aramızdaki karnımı sarınca,saçlarını öptüm.

"Bir çocuğumuz olacaksa Jongin,çekeceğim tüm acılara razıyım.Bunlar tatlı acılar.Ne demek vicdanım acıyor?Mutlu olsana be adam.Yarın bir gün tekrar baba olacaksın."

Jongin burnunu göğsüme sürterek,"Gerçekten." dedi. "Tanrım Sehun çok az kaldı.Ne kadar muhteşem inanabiliyor musun?Ufak bir beşik daha alalım.Yatağımızın yanına koyarız,oğlumuz biraz büyüdükten sonra da odasına geçer.Yuil'i odasında bırakmaya korkuyorduk,böyle daha iyi olur."

"Tüm gece uyumayıp bunları kuruyorsun kafanda.Zamana bırak Jongin.Hepsini yavaş yavaş hallederiz."

Jongin yerinde doğrularak,"Nasıl yavaş olayım?" diye sordu. "Sadece 1 ay kaldı Sehun.Tanrım dur bak heyecanlandım.Katalogları getireyim,modellere bakalım."

O yerinden kalkıp odayı hızla terkederken ardından bakakaldım.Kalbim sıkışıyordu, böyle güzel olamazsın be Kim Jongin.

Ertesi gün Yuil'e beyaz elbisesini giydirirken huzurla doluydum.Sabahtan öte sancım yoktu ve benim güzel kızım bana mutluluk veriyordu.

"Sehun.." diye lafa girdiğinde,"Baba.." diyerek kestim sözünü. "Baba demelisin Yuil.Bana Sehun diyemezsin."

"Ama Heun sana Sehun diye sesleniyor."

"Heun'a da ismiyle hitap edemezsin güzel kızım.Ona da hala demelisin."

Yuil başını öne eğerek,"Tüm bunları ezberlemek çok zor." diye konuştu. "Sehun,o kadar da zeki değilim ben."

Dudaklarımı alnına yaslayıp,"Hiç de bile." dedim. "Sen Kim Jongin'in kızısın ve seni ben doğurdum.Benim kızım saygılı ve akıllı bir kız.Anlaştık mı?"

Yuil baş parmağını havaya kaldırarak gülümseyince onu kucağıma alıp doğruldum.
Jongin'in meslek hayatında aldığı ödüllerin bir çoğunda yanında değildim fakat artık hiçbir fırsatı kaçıramazdım.Bu yıl şirketinin rakiplerinden daha kazançlı olduğu bir yıldı ve akşam bir kutlama yemeği düzenliyorlardı.Jongin halamı,vıcık çifti ve kendi arkadaşlarını bir masada toplamaktan büyük keyif alıyordu.Bizi almak için eve geldiği vakitte öyle yakışıklı görünüyordu ki ağzımın suyu aktı.Dedim Sehun,iki çocuk taşıyorsun,az akıllan,uslu dur.

BUM MOMMYWhere stories live. Discover now