Bölüm 20-Kıskançlık

8.2K 506 153
                                    

Oturduğum koltuğa tırnaklarımı geçirmişken Heun dizimi tutuyordu.Adımı sayıklayıp ağladıkça daha da canım acıyordu.Ayağa kalktığım an Jongin'in koşarak bize doğru geldiğini gördüm.Birileri daha peşindeydi.Hızla dibimde bitti.Nefes nefese,"Sehun!" dedi.Gözleri her yanımda dolandı.Ellerinin titrediğini o an bile farkettim.

"Seungho!" diye bağırdı.Damarları şişti.
"Arabamı getir!Arabayı kapının önüne getir!Hemen!Minwoo Heun'u al!"

Beni kucağına alırken canımı düşünmüyor muydu?Hızlı hızlı yürürken midem ağzıma geldi.

"Sakin ol." dedim. "Sakin ol yalnızca sancı."

Jongin dudaklarını yanağıma yaslayıp,"Deli gibi terlemişsin." dedi.Hızlı konuşuyordu,hızlı yürüyordu.Heun o gruptaki çocuklardan birinin kucağında hemen arkamızdaydı.Birileri daha vardı.Fısıltılar her yerdeydi.Jongin emirler saçıyordu,beni her adımında kendine biraz daha bastırıyordu.Arabaya bindiğimizde,"Kendine gel." dedim. "Ağlıyorsun,farkında değilsin."

Jongin yüzünü avuç içleriyle silerken,"Korkudan,sinirden." dedi.Arabayı çalıştırdı.Heun ve arkadaşı arkada yer alır almaz yola koyuldu.Kendimi öyle sert kastım ki başımı öne eğip,karnımı kollarımla sarmama engel olamadım.Arabada benim sertçe aldığım nefes sesleri ve Jongin'in telaşlı soruları birbirine karışırken yol bitti.Daha fazla dayanamadım.Gözlerimi kapatınca Jongin beni tekrar kucakladı.Birileri başımda toplandı.Jongin'in zangırdayan eli,elimi sıkıca kavradı.Bakın,acım büyüktü ve beni bir sedyeye almışlardı.Neden fırsatım varken uyumayayım ki?Ben de uyudum.

Kendime geldiğimde ölü gibiydim.Sancım hastaneye gelene kadar bacaklarımı bile felç etmişti fakat şimdi iyiydim.İğne yemiştim,ilaç alıyordum.Kendime yeni yeni geliyordum.Uyumamıştım ama şirketten çıktıktan sonra olanları pek de hatırlamıyordum.Kraliçemin ağladığını hatırlıyordum.Berbattı,inkar etmeyeceğim, hamilelikten esas şimdi korkuyordum.

Yataktan kalktığımda kapı çaldı,ardından Jongin içeri girdi.Beni görünce ciddiyim tökezledi.Sorunlarla baş edebilme özelliği vardı fakat o an yaşadığı telaş hâlâ gözlerimin önündeydi.

"Gel buraya." dedim. "Her an ağlayacak gibi duruyorsun."

Süratle yanıma doğru geldi.Bana sarılınca onu sıkıca omzuma bastırdım.Saçlarını okşadım.

"Aklım çıktı." dedi. "Minwoo odaya girip sana bir şey olduğunu söylediğinde aklım çıktı.Nefesim kesildi Sehun.Becerebildiğim kadar hızla koştum.Seni öyle görünce ne yapacağımı şaşırdım.Ben doğumda ne yapacağım?"

Saçlarını okşayarak yanağını öptüm.Jongin geri çekildi.Elleri sırtımı sarmışken,"Tanrı aşkına yanımdan ayrılma." diye konuştu. "Seni eve kapatsam çok kızar mısın?"

Omzuna vurarak onu öptüm.

"Bu yaşadığım ilk sancıydı." dedim. "Endişe etme Jongin.Ben çok iyi hissediyorum.Heun nerede?"

Jongin,"Heun dışarıda." diye konuştu.Ardından omzumu silkerek,"Gel de sen endişe etme.Sana ya da bebeğe bir şey olacak sandım." dedi. "Zaten kötü hissediyordun sabahtan beri.Ya evde tek kalsaydın?S*ktir.."

Alnını okşayarak geri çekilince,sırıttım.Ardından doktor girdi içeri.Gülerek,"Bay Oh." deyince yatağa oturdum.Jongin'de yanıma oturup elimi tuttu.

"Bay Oh telaş etmeyin.Hamileliğiniz seyrinde ilerliyor fakat riskler de yok değil.Son aylara girmek üzeresiniz.Daha temkinli olmalısınız.Sinir,stres yok.Sağlıklı beslenin,fazla tatlı ve tuzlu yiyeceklerden uzak durun.Ayakta çok kalmamaya çalışın."

Ne diyorsun ya.

Doktoru dinlerken ağzım açık kaldı.Jongin'e dönüp,"Aklında tutabildin mi?" diye sorunca,"Bay Oh'dan sonrasını kaçırdım ben." dedi.

BUM MOMMYOnde as histórias ganham vida. Descobre agora