Special Show-Yuvadan Kaçış

7.9K 423 230
                                    

Kim Jongin muhteşem bir adamdı.Gwanggalli'de serin bir yaz akşamı kahve yudumlarken onu seyrediyordum.Seneler onunla yaşadığım her güzel an için beni ödüllendiriyordu ve şükürler olsun ki Kim Jongin benim asla derdim tasam olmamıştı.Noah ve Yuil'in kasabayı böyle çok sevmeleri benden kaynaklıydı belli ki lakin Jongin'in de benden aşağı kalır yanı yoktu.Sahile,balıklıçılığa,orman havasına mest oluyordu.Bundandır son zamanlarda kasabaya sıkça uğrar olmuştuk.

Çocuklarım çiçekleri sıra sıra bahçe kapısının dibine ekerken,Jongin yanıma oturup beni kollarının arasına aldı.Çenesi başımdaydı,kokusu burnumda.Varlığı uğruna bir ömür feda ederdim.

"Buradan sahiden de memnunlar." dedi çocuklara bakarak. "Sana çekmişler,hiç taş-beton sevmiyorlar."

Omzumu silkerek, "Evlatlarım zevklidir." dedim. "Onları biz yetiştirdik.İlmek ilmek işledim."

Jongin gülerek bana baktı.Sağ eli yanağımı okşarken kalbim çarptı.Benim yarım asırlık delikanlım,dudaklarıyla beni ödüllendirdi.

"Canının sıkkın olduğu nasıl da belli." diye konuştum. "Gözlerin dalıp gidiyor."

Jongin içine derin bir nefes çekerek,"Heun'u bırakmak çok zor." dedi. "Sehun,başka bir adam gelip onu bizden alacak.Buna hazır olduğumu sanmıyorum.Sanırım katil olacağım."

Kaşlarımı çatarak,"Hatırlatma." dedim. "S*keyim Jongin konu açılınca bile tüylerim diken diken oluyor.Ben bu kıza dedim ki,erkek milletinden uzak dur.O bana nasıl karşılık verdi biliyor musun?Sizin gibi bir aşk istiyorum dedi bana.Jongin biz iyi örnek olalım derken,kötüye mi ittik bu kızı anlamadım ki."

Güzel kocam başını iki yana sallayarak,"Son zamanlarda kıllanmıştım zaten." diye konuştu. "Ona okul çıkışı almaya geleyim seni dedim geçen zaman,istemem dedi.Şimdi elin adamını tanıştırmaya getiriyor.Acayip gerginim,çocuğu yamultmasam bari."

Yerimde doğrulup ona baktım.Ellerimde yanaklarını okşarken,"Senin ağzın iyice bana benzedi." dedim. "Yakışmıyor benim elit kocama."

Jongin kıkırdayarak başını eğdi.Alnını alnıma yasladı.Parmakları bacaklarımda dolaşırken,"İsterim ki her şeyim sana benzesin." diye söylendi. "Bundan öte güzel şey mi var?"

Dudaklarımı omzuna yaslayarak ensesini okşadım.Jongin nefes alıyordu,ben yaşıyordum.Ardından beyaz bir top sertçe bacağıma çarptı ve Jongin hızla yerinde doğruldu.

"Noah!Topu nereye attığına bir bak!"

"Üzgünüm baba,canınız acıdı mı?"

Oğlum tam bir beyefendiydi.Nasıl olmuştu da Jongin'e böyle çok benzemişti bilmiyordum.O benim de oğlumdu,bu ne adaletsiz bir dağılımdı.

"Bir topu tutamıyorsun.Sehun!Noah'ı kaleye koysam da bir şey beceremiyor.Bunca boyu neye yarıyor ki?"

"Yuil." diye uyardı onu Jongin. "Kardeşinle güzel konuş.Sehun geç kaleye.Karşılıklı maç yapacağız.Noah gel yanıma."

Bunu sıkça yapardık.Her defasında Noah ve Jongin galip gelirdi lakin Yuil prenseslik yetkisini öyle güzel değerlendiriyordu ki ona kıyamıyorduk.

O günün akşamı Jongin ve çocuklarım bir koltukta oturmuş bana bakarken bir kez daha soluklandım.

Halam,"Yahu,kuduracağım sinirimden." diye söylendi. "Bana neden yükseliyorsunuz.Kız tanıştıracağım diyor işte."

Jongin sinirle kollarını Yuil'e dolarken,"İzin vermiyorum.O çocuğu evime almayacağım." diye konuştu.İstediği vakit ne de güzel kabalaşıyordu.

BUM MOMMYWhere stories live. Discover now