⚜2⚜

38.2K 2.8K 2K
                                    

Taehyung, hayatının ikinci şokunu, çok geçmeden yaşamıştı.

Bayan Cha, yanında Jungkook'la beraber sınıfta göz gezdirirken Taehyung başını toprağa gömüp günlerce çıkmamayı diledi.

"Ah şey... Herkes sizden... Yok senden biraz tedirgin oluyor..." Bayan Cha'nın sesi mahcuptu. "Şu çocuğun yanına geçebilirsin ama"

Taehyung, kendisine bakan öğretmenine hayır anlamında başını sallarken, dört sene boyunca adını ezberlememesine aldırış etmemeye karar kıldı.

Cinsiyetsizdi sonuçta.

"B-Bayan Cha" Taehyung acıyla yalvarırken duyulmamazlıktan gelmiş, bu sırada Jungkook yerine yerleşip yayılmıştı.

Cinsiyetsizdi demiştik ya.

"Tekrar karşılaştık öyleyse" Jungkook ona bakmaya bile zahmet etmemişti. Bu iyiydi, en azından Taehyung feromonlarını daha kolay bastırıyordu.

"Lütfen benimle konuşmayın." Sıranın ucuna kadar kaydı ve başını kollarına gömüp kabusunun bitmesini umdu.

"Gerçekten de bahsettikleri kadar saygı yoksunusunuz." Jungkook kalemi parmakları arasında çevirdi. Taehyung'un aklına birçok karşı laf gelse de derin bir nefes alarak bu lafları söylememeye karar verdi.

❁❁❁❁❁

Taehyung için farklı olmanın en güzel yanlarından birisi, zorbalık gördüğü nadir vakitleri saymazsa, rahatsız edilmemesiydi. Herkes bir alfayla yahut omegayla arkadaş olmayı isterdi. Oysa kimse Taehyung'u böylesine sahte duyguların etkisi altına sokmuyordu.

Yemeğini yerken, konuşup ağzından tükürük saçan insanlarla birlikte olmak zorunda kalmıyordu mesela.

Gözlerini tekrardan boş yemek masasında gezdirip yemeğine döndü. 5 kişilik masalara kıç kıça yerleşen 10 kişi vardı ama Taehyung'un oturduğu yerde yeller esiyordu.

Jimin'e bu konuda kızdığı söylenemezdi. Jimin'in de kendisi gibi dışlanmasını istemezdi, zaten yeteri kadar destek oluyordu.

Taehyung ağzında çimen tadı almış yemeği çiğnemeye devam ederken herkesin masalarında yer açmaya çalıştığını fark etti ve bakışlarını girişe çevirdi.

Siktir. Göz göze gelmişti.

Bakışlarını tekrar yemeğine dikmiş olsa da birkaç saniye sonra adımları görebilmişti. Jungkook karşısına ya da yanına değil çaprazına yerleşmişti.

Yem görmüş kuş gibi masaya uçuşan betalar ve birkaç tane omegayla iç çekti Taehyung. Şimdi iştahı da kaçmıştı.

Çubuklarını huysuzca tepsiye bırakırken ağzındaki lokmayı zar zor boğazından geçirmeyi başarmıştı.

"Taehyung-ah? Beni duymuyor musun?"

Silkinip başını kaldırdığında yüzü nihayet samimi, sıcak bir gülümsemeyle karşılaşmıştı.

"Hoseok! Başını hiç işten kaldırmayacaksın sandım" işte yine oluyordu. İçinde bir şeyler kıpır kıpır ediyordu.

"Halleder halletmez yanına geldim. Kış yemeğinin organizasyonunu yapmak zaman aldı. Hala gelmemekte kararlı mısın?"

Taehyung başını sallayıp iç çekti.

"Masadan gider misin?"

On saniyelik bir sessizlikten sonra Hoseok ve Taehyung, Jungkook'a dönmüştü.

"Pardon, bana mı dedin?" Hoseok kendisini göstererek sordu. Fazlasıyla şaşırmış duruyordu.

"Evet, yemek yerken etrafımda car car konuşulması çok rahatsızlık verici"

Brave Words, Braver Deeds ║Vkook&Yoonmin&NamjinWhere stories live. Discover now