⚜23⚜

21.8K 2.1K 555
                                    

Taehyung çantasının askısını sıkarken kaşlarını çatmıştı.

"Tanrı aşkına... Annesini bırakmayan ilkokul çocukları gibisin, akşam alacağım seni dedim"

Taehyung göz ucuyla kalkmak üzere olan servise bakmıştı. "Sen de gel. Beraber gidelim"

Jungkook alnını ovup onu itmişti bu sefer.

"Gitsene, sakız gibisin. Bu kadar yapışkan olma, midemi bulandırdın" Sesi istediğinden çok daha sert çıkınca yutkunmuş, yine de kendini ele vermemişti. Taehyung kaşlarını iyice çatıp ona sırtını dönmüş, servise yürümüştü.

"Almaya gelme, kendim döneceğim." Sinirle söylemişti Taehyung.

Yoongi gülmemek için parmağını dişleyip Jungkook'un yanına geçti. "Gidiyor muyuz?"

Namjoon da ağır adımlarla peşinden gelmişti.

Jungkook, serviste cam kenarına geçip kulaklıklarını sinirle kulağına geçiren Taehyung'u izledi ve Yoongi'yi çekerek okulun dışına yürümeye başladı. Kararı değişecek gibi hissediyordu, Taehyung'dan hızlıca uzaklaşması gerekliydi.

"Saat birde tren kalkacak, altıdakiyle de döneriz" Yoongi yola geçip etrafı gözetirken kendi kendine mırıldandı.

"Sadece konuşacağız, öyle değil mi?" Namjoon, Jungkook'a döndü.

"Amacımız bu, öyle ümit ediyorum"

Taehyung servis hareket etmeye başladığında içinde oluşan paniği engellenmekte zorlanmış hissediyordu. Araç sol yola dönerken, sağ tarafta Jungkook ve alfaların arabaya bindiğini görünce gerildi.

"Jimin..." Kulağındaki kulaklığı çıkarıp arkadaşına döndü. "Yoongi nereye gideceğini söyledi mi sana?"

Jimin telefonunda izlediği videoyu durdurup bir süre kafasını kaşıdı. "Ji-Yong'la görüşeceğini hatırlıyorum, sürüsünün yanına gidiyordur herhalde. Jungkook söylemedi mi sana?"

Taehyung uzaklaşmaya başladıklarını görünce ayağa fırlayıp Jimin'in üstünden geçti. Jimin bir anlık şoka uğramıştı.

"Dur, inmem gerek!" Şoförün yanındaki kapıya koştu Taehyung. Jimin hala ne döndüğünü anlamaya çalışıyordu, şaşkınlıktan peşine bile düşememişti. Taehyung apar topar inince Hoseok yayıldığı koltuktan doğrulup Minho'nun üstünden cama eğildi ve peşinden baktı.

❁❁❁❁❁

Taehyung tren garından sonraki on beş dakikalık yolu boyunca gergince titremişti. Tüyleri nedensizce diken diken oluyordu. Parayı bıraktıktan sonra taksiden inip etrafına baktı ve kendine yaklaşan iki adam gözüne takıldı.

Rüzgardan tiftik tiftik olmuş saçlarını düzeltmeye çalışırken adamlara yürümüştü Taehyung. "İyi günler, ben Ji-Yong'u arıyorum"

Adam kaşlarını çatarak arkadaşına bakmıştı. "Ona adıyla nasıl seslenebiliyorsun? Ne kadar büyük bir hadsizlik olduğundan haberin var mı?"

Ji-Yong hazretleri mi demeliyim diye düşünmeden edememişti Taehyung. "Ben Vita'yım. Delta'm nerede?"

"Vita'ymış!" Taehyung kolunu sıkıca tutan adamı ittirmeye çalıştı. "İzin ver sana eşlik edeyim o halde"

❁❁❁❁❁

Jungkook elindeki alfanın boynunu tutmayı sürdürürken Ji-Yong Yoongi'nin boğazını sıkıyordu. Diğer elindeki silahı kullanmadığı sürece işin içinden çıkacak ümidi vardı. İşlerin bu raddeye geleceğini akıl edememişlerdi ve Yoongi'yi Ji-Yong'un elinden kurtarması gerekiyordu.

"Biliyorsun delta... Elindeki alfanın benim için bir önemi yok"

Jungkook aynı şeyi Yoongi için söyleyemeyince Ji-Yong'un gülümsemesi yüzüne yayıldı.

"Bu kadar güçsüz olduğunu bilseydim ben seni ziyaret ederdim" Yoongi'nin yüzü daha da kızarınca Jungkook kapana kısılmış hissetmekten alıkoyamamıştı kendini. Namjoon'un odanın dışından seslenmesiyle bir anlık, ama sadece bir anlık kulak kesilmişti,

"Jungkook! T-"

"Alfam" kapının açılmasıyla alfa daha da derin bir gülümseme takınıp Yoongi'yi kenara attı. Jungkook elindeki alfayı bırakıp arkadaşına yürüyecekken Taehyung'la göz göze gelip gözlerini büyütmüştü,

"Bu kadar güzel bir şeyi ben de mühürlemeye kıyamazdım tabi" Ji-Yong elinin tersini yavaşça Vita'nın yanağına uzatınca Jungkook adeta haykırmıştı.

"Dokunma!"

"Zararsız küçük bir hamster gibi..." Alfa, diğerlerine çıkmalarını işaret ederken Jungkook'un yerinde kalmasını mırıldanmıştı. "Eğer onu bana bırakırsan, arkanı kollarım, ha?"

Taehyung, Jungkook'un iyi olduğuna kafasında kanaat getirince yanağını okşayan eli ittirdi ve eşini kast ederek mırıldandı "Elimizdekiyle yetinelim, olur mu?"

"Gerçekten kanım ısındı" alfa elindeki silahı kotuna sürttü. "Deltanın burada olması mı seni şüpheye düşürüyor? Onu ortadan kaldırayım mı? Bu çocuk mu korkutuyor seni de bana gelmiyorsun?" Ji Yong boşluğa ateş edince Jungkook milim kıpırdamazken Taehyung sıçramıştı. Duvardaki delik Deltanın birkaç santim uzağındaydı.

Doğru ya, o neden bir şey yapmıyordu?

"Onu incitecektin!" Taehyung hayret içinde adama baktı.

"Tiyatro mu sandın?"

Taehyung küçümseyen laflara daha fazla tahammül edemeyip dirseğini onun elmacık kemiğine vurunca Ji-Yong elini darbe alan yere götürdü.

"Hepiniz aptal-" Bu sefer lafı Jungkook'un yumruğu yüzünden kesilmişti. Alfa dengesini tökezleyerek toplarken Taehyung onun gevşek tutuşundaki silahı kurtarmıştı. Silahı sıkı sıkı tutup geriye adımladı. Jungkook'un zarar görmesi onu korkutuyordu.

Jungkook silah sesiyle yutkunup Taehyung'a döndü. Ji-Yong ellerinden kayıp bacağını tutarak yere düşmüştü.

"Bu gitme işaretimiz" Yoongi şok halinde kalmış ikisini çekerek dışarı çıkarırken evdeki diğer adamlar odaya koşmuştu.

"Savaş ilanı mı?" Namjoon peşlerine düşüp hızlı adımlarla arabaya yürürken mırıldandı.

"Başından beri savaştı."

Yoongi direksiyona geçerken Namjoon yanına yerleşmiş, Jungkook Taehyung'u arka koltuğa itmişti. Yoongi arabayı sürerken de kolları arasına çekmişti Vita'yı.

"En azından neyle karşı karşıya olduğumuzu gördük" Yoongi direksiyonu sağa kırdı. "Daha hazırlıklı olmalıyız"

Taehyung o konuşurken ellerini Jungkook'un göğsüne dayamış, iyice ufalarak ona sokulmuştu. Jungkook onun alnına küçük bir öpücük bırakıp aynadan Yoongi'ye baktı. "Sen iyi misin?"

"Evet, bir şeyim yok"

"Sana yardım edemedim bile" Taehyung fısıldar gibi konuşmuştu. Jungkook başını ona yaklaştırıp kollarını sıkılaştırdı.

"Hepimiz yaşıyoruz, bu da yardım sayılır, hem onun dikkatini dağıtmasan harekete geçemezdim, anlamsız olurdu. Benim Vitam en iyisi"

Brave Words, Braver Deeds ║Vkook&Yoonmin&NamjinWhere stories live. Discover now