⚜28⚜

20.1K 1.8K 313
                                    

Reklam amacım yok kesinlikle, sadece okuyacak kitap bulamayanlar için profilimde bir adet okuma listem var, her biri profesyonellere taş çıkaracak kitaplar, tereddütte düşmeden bakabilirsiniz.

"Jungkook!!"

Jungkook yataktan panikle kalktığında ani hareketleri yüzünden başı dönmeye gözleri hafifçe kararmaya meyillenmişti.

Bir anlık nerede olduğuna bile anlam veremeyip, saniyeler içerisinde düşünme yetisini kazanınca Taehyung'a döndü.

Sıkı sıkıya kendi elini tutuyordu Vita.

"Taehyung neler...? Saat gece dört Tanrı aşkına" gözünü ovarken iyice oturur pozisyona geçti. Vita'sı ışıl ışıl parlayan lila gözleriyle ona bakıyordu, bu günlerde tuhaf bir şekilde belli ediyordu gözleri kendini.

"Bir şey gördün..." Tahmin yürüttü Jungkook. "Bir şey gördün değil mi rüyanda? Ne gördün?"

"Ah başım..." Taehyung ellerini başına dayayıp öne eğilince Jungkook daha da tedirgin oldu. Elini ensesinde gezdirip onu kendine çekti ve yoğun feromonlarıyla Vita'sını sarmaladı.

"Aish! Tam bir çocuksun" Jungkook onu kendisine çekip kafasına hafifçe vurdu. Taehyung rüyasından gerçekten etkilenmiş duruyordu, kalp atışlarını iki sokak öteden bile duyabilirdi Jungkook. "Ne gördün? Merak ediyorum ne kadar saçma bir şeye üzülüyorsun"

"Ji-Yong ve... Ve şu kız. Lanet kız..." Taehyung titremişti, kelimenin tam anlamıyla. "Cho-Hee. Bukhansan dağına benziyordu oldukları yer. Ah, başım beni öldürecek"

Taehyung onun kollarını itekleyerek sıyrıldı. "İçimde çok kötü bir his var, sevmedim bunu. Gitme. Yeni bir yol bulacağım"

"Şu anki imkanımız buna elverişli değil, kafana çok taktığın için kabus görüyorsun sadece" Jungkook sırıttı. "Hem Cho-Hee mi? Onu sana zarar verdiği gün öldürdüm demiştim. Değil mi?"

"Aish!" Taehyung onu iyice itekleyip sırtını döndü. "Ben ölüsünü görmedim onun, rüyam çok gerçekçiydi ama işe bak ki inanmıyorsun bana."

Jungkook ona doğru kayıp dudaklarını boynuna bastırdı ve ufak ufak öptü. "O öldü, Ji-Yong da ölecek. Ondan sonra da hiçbir önemli sorunumuz kalmayacak."

"Yarın mı gideceksin?" Taehyung fısıldadı.

"Hm-hm"

"Erken değil mi?"

"Arkadaşım onun elinde"

Taehyung iç çekip ona döndü ve parmak uçlarını onun yanağında gezdirdi. "Sen deltasın, sana zarar vermelerine izin verme. Anladın mı? Ve... Her neyse. Unut gitsin."

Jungkook onun dudaklarına uzanıp, her defasında onu heyecanlandıran öpücüklerden bir tane daha aldı. "Sabah verecektim ama madem böyle huysuzlaştın..." Jungkook açılan uykusuyla ayağa kalkıp dolapta rastgele bir yere attığı çantasını açtı ve eliyle kurcalamaya başladı. Taehyung sırtını yatağın başına vermiş onu izliyordu. Delta elinde beyaz sedefliymiş gibi parlayan kutuyla yatağa oturunca gözlerini bir onda bir kutuda gezdirdi.

Jungkook kutuyu açıp, zarif gümüş bilekliği parmaklarına aldı ve Taehyung'un ince bileğine taktı. "Yarın verseydim daha romantik bir şekilde verebilirdim"

Taehyung bileğini çekip parmağını gümüşte gezdirdi ve hafifçe gülümsemeye başladı. "Bazen öküz olmayabiliyorsun"

"Ben hiçbir zaman öküz olmadım" Bilmiş bir şekilde kollarını birleştirdi.

"Öküz doğduğun düşüncesindeyim ben halbuki."

"Tabi... Hoseok vardı dimi? Sevgilisine hep çiçek götüren..." Taehyung onun kıskanıyor olduğu düşüncesiyle bile güldü. "Senin ondan hoşlandığını bile bilmiyordu... Senelerdir tanışıyordunuz."

"Hoseok hakkında bir şey bilmiyorsun Jungkook" Taehyung neden Hoseok'u ona karşı savunması gerektiğini bilmiyordu. Cho-Hee'nin yaşıyor olma ihtimaline karşı kendini güvenceye almak ister gibiydi. Bencil düşüncesi yüzünden kaşlarını çattı Vita.

"Yeterince biliyorum, haddinden fazlasını öğrendim. Sana düşündüğün kadar değer vermediğini mesela"

"Onu sevmiyor olabilirsin, yine de böyle konuşma onunla ilgili. Yıllardır beni kollayan kişi oydu"

"Antrenman yaparken sana süt ve peynirli sandviç getiren kişi mi benimle tartışacağın kadar değerli?"

"Beni doyurduğu için senden özür dilemesi mi gerekiyor?"

Jungkook kutuyu kenara bırakıp ironik bir gülümseme sundu. "Doktor falan değilim ama sende laktoz (süt) intoleransı olduğunu anlamak için tıp diplomasına da ihtiyacım yok, biraz gözlem yetiyordu. Bunu fark edemeyecek kadar ilgisiz sana karşı."

Taehyung sessiz kalıp sinirlenmeye başlayan Jungkook'u izledi. Şimdi de camdan atlamak ya da başını devekuşu gibi toprağa gömmek istiyordu.

"Hoseok fazlasıyla...-"

"Taehyung, konuşmayı sürdürmek zorunda mısın gerçekten?"

Jungkook yastığı çevirip soğuk yüzüne başını koyunca Taehyung yeniden bilekliğe baktı. Onu kıskandırmak için mi Hoseok'tan bahsettiğini bilmiyordu, az önceki lafları da midesine oturmuştu.

"İyi geceler" fısıldadı ve Jungkook'a bakıp bir tepki bekledi. Jungkook sesini çıkarmadan nefes alıp vermeye devam etmişti, ancak uyumadığını biliyordu Taehyung. "İyi geceler?"

Jungkook ona sırtını dönüp gözlerini araladı ve sessizce bekledi. Durup dururken ortamı neden bu kadar gerdiğine anlam bulamamıştı.

Birkaç dakika sonra yatak kıpırdayınca Taehyung'un yattığına karar kıldı ve gözlerini kapatıp uykusuna odaklanmayı denedi.

Taehyung sabah uyandığında Jungkook'un yattığı taraf boştu. Taehyung onun yastığını göğsüne çekip uzun uzun kokladı. Cho-Hee'nin yaşadığını içinde bir yerlerde hissediyordu. Belki de rüyası gerçekten kötü etkilemişti onu.

İç çekip yastığı yerine bıraktı ve ayaklarını sürüyerek dolabının önünde dikildi. Eğer yanına giderse daha iyi hissederdi.

❁❁❁❁❁

"Seni daha erken beklemiştim" Ji-Yong yamuk bir gülümsemeyle başını yana eğdi ve Delta'ya yürüdü. "Kaçırmanı istemediğim tekliflerim var elimde"

Jungkook yavaş adımlarını ona yöneltti. "Duymayı bile beklemeden reddedeceğim seni"

"Taehyung. O çocuğu gerçekten sevdim, ona senden iyi bakabilirim."

Jungkook'un şakağındaki damar sinirle atmaya başlamıştı. "Bence adını bile ağzına almamalısın, sadece bir uyarı. Anlarsın ya."

"Peki, kaba cevaplarını bir büyüğün olarak duymamış gibi davranacağım. Güzelim, arabadan çıkıp bize katılsana" Jungkook onun neyden bahsettiğini anlamayıp kaşlarını çatarken, son sözlerin aslında kendisine gelmediğini anladı.

Siyah arabanın kapısı açılıp içinden dalga dalga kumral saçlı bir kız inince Jungkook olabilecekmiş gibi daha da çatmıştı kaşlarını. Konuşmak için ağzını araladı, ancak gelen ses ona ait değildi.

"Cho-Hee" Taehyung hayal kırıklığıyla Jungkook'u izliyordu.

( ・ω・)☞ hisasihun kaosun perde arkası şu profildir

Brave Words, Braver Deeds ║Vkook&Yoonmin&NamjinWhere stories live. Discover now