⚜13⚜

26.4K 2.2K 710
                                    

Taehyung kesinlikle kendini bu şekilde bulmamalıydı.

Pekala buldu diyelim... En azından olaya dahil olmaması gerekiyordu.

Peki hala bu kadar mantıklı düşünebiliyorsa, Jungkook'un dili neden ağzının içinde geziniyordu?

Belki de asıl soru, kendi dilinin onun ağzında ne yaptığı olmalıydı.

Yanlış, yanlış, yanlış, yanlış

Onun kollarından su gibi sıyrılıp kafasını kaşıdı. Jungkook baş parmağıyla dudağının kenarını siliyordu.

Jungkook'u öpmek uyuşturucu gibiydi. Kesinlikle istemiyordu, nefret etmişti.

Kesinlikle ihtiyacı vardı.

Jungkook Taehyung'un afallamasından yararlanıp tekrar dudağını emmeye başladığında Taehyung mantıklı düşünme yetisini tamamen kaybetti. Özünde, Taehyung'un yüzünü yıkayıp eve dönmesi söz konusuydu, yemekteki konuşmaları büyük sessizlikle geçmişti. Jungkook hesabı ödemiş, arabayı getirmesi için şoförünü aramıştı.

Neden hala buradaydılar?

"Şimdi anlıyor musun ne demek istediğimi, neler hissettiğimi?" Jungkook alt dudağını dişlerinin arasına alıp çekti. Baş parmağıyla Taehyung'un boynunda, mühürlemek istediği yeri okşuyordu. Parmağının hemen altında, uyumlu bir ritimle atan nabız derin bir nefes çekmesine neden oldu.

Dudaklarını ondan çektiğinde Taehyung'un gözleri hala kapalıydı ve anın etkisini atlatamamıştı. Jungkook dudaklarını çenesine ve boynuna değdirip okşadığı yere eğildi.

Sıcak nefes boynunu süpürünce, buz kesmişti Taehyung. "Hazır değilim buna ben..."

Jungkook dudakları onun tenindeyken gülümsedi. Taehyung tam köşede Jungkook'un kolları arasındaydı.

Jungkook elini onun boynuna koyup başını öne eğdi. Taehyung, karşılık vermeyi denediği an, boynunun tek harekette kırılabileceğini hissediyordu.

"Kıpırdama ki güzel tenin parçalanmasın"

Taehyung kalbinin atışı yüzünden öleceğini hissediyordu. Korkudan titremeye başlamıştı. Ellerini onun koluna sardı.

Jungkook'un sivri dişleri tenini delip derine doğru ilerlerken parmak boğumları kolunu sıkmaktan beyazlaşmıştı. Jungkook bağ kuracağı noktaya kadar inince ise bir an nefes alamadı. Sesi boğazında takılı kalmıştı.

Jungkook dişlerini ayırdığında Taehyung şimdi ne olacağını beklercesine ona baktı. Pekala, amacına ulaşmıştı. Şimdi ne yapacaktı? En iyi seçeneğin, sessizce gitmesi olduğunu düşündü Taehyung.

Boynuna değen kumaşla seçenekleri düşünmeyi kesti. Jungkook boynundaki atkıyı yavaşça onun boynuna sarıp sabitledi ve kapının kilidini açıp durdu.

"Farklı hissediyor musun?" Kapıya bakarken mırıldanmıştı Jungkook.

Taehyung atkının ucuyla oynadı ve dürüst olmayan bir şekilde karşılık verdi.

"Hayır."

Kapıyı açıp derin bir nefes aldı ve dürüstlükten bir kez de o ödün verdi.

"Ben de."

❁❁❁❁❁

Yoongi telefonundan blogları gezip Jimin'e iyi gelecek şeylere bakarken bir yandan da küvete soğuk su dolduruyordu. Evdeki koku Yoongi'nin algılarını fazlasıyla meşgul etse de buna bir çözüm bulmak zorundaydı.

"Jimin-ah buraya gel, su hazır"

Yoongi tırnağını kemirip karafil çayıyla ilgili bir yazıyı okurken Jimin kapının önüne geldi. "Y-Yoongi..."

Yoongi kısacık bir süre ona bakıp telefona döndü. Gördüğü manzarayı idrak edince, büyüyen gözleri tekrar ona çevrilmişti.

Jimin pembe şortuyla kapıya yaslanmış ondan bir komut bekliyordu. Saç dipleri ıslanıp yüzüne yapışan saçlara sebebiyet vermişti.

Parmağını küvete uzattı. "Çözümün bu olduğunu sanmıyorum... Prezervatifin var mı?"

Yoongi telefonu kapatıp iç çekti, ardından küvetteki suyu boşalttı. "Günlerce çantama paket attıktan sonra soruyor musun?"

Jimin gülümseyip onun boynuna sarıldı ve küçük öpücükler bıraktı. Yoongi tepkisel olarak boynunu yana eğmişti.

Çöktüğü yerden doğrulup Jimin'in tişörtünden ellerini soktu ve sırtını okşayıp kumaş parçasını onun üstünden çıkardı. Küçüğün vücudu alev alev yanıyordu.

Yoongi ondan gelen muazzam kokuya karşı koymayı kesti.

Jimin birkaç saniye sonrasında çırılçıplak bir şekilde boş küvette otururken Yoongi prezervatif paketiyle kavga ediyordu. Nihayet plastik paketi yırttığında elleri daha da titremeye başlamıştı. Koku başını döndürüyordu.

Jimin, Yoongi'nin sakarlıklarına gülüp başını küvetin yanına koydu ve suyu açtı. "Beklemekteyim Yoongi..."

Yoongi üstündeki parçaları bir bir çıkarırken Jimin sırıttı ve doğrulup elini ona uzattı. Yoongi onun eline minik bir öpücük koyup yanına geçmiş, vücudunu tamamen kendine yaslamıştı.

Elini Jimin'in belinin altına koyduktan sonra üstüne eğilip ağır ağır öpmeye başladı Yoongi. Jimin iki elini, onun yanaklarına koyup karşılık verdi.

Jimin'in şekilli bir vücuda sahip olduğu barizdi elbet, ama bol kıyafetlerin altında tahmin ettiğinden çok daha fazlası vardı Yoongi'nin. Ellerini küçüğün kalçalarına indirip hafifçe sıktı.

"Çok hızlı gidiyoruz değil mi..? Daha yeni çıkıyorduk"

"Sana da doğal hissettirmiyor mu Yoongi? Sanki kutsanmışız gibi" Jimin onun kulağına fısıldayınca Yoongi alt dudağını ısırıp başıyla onayladı ve Jimin'in girişine parmaklarını indirdi. Parmak uçları narin deride gezerken Jimin anın etkisiyle gözlerini kapatmıştı.

Yoongi'nin parmakları suyun etkisiyle zorlanmadan içeri kaydığında Jimin tuttuğu nefesi bırakıp inlemiş, Yoongi'nin gözlerine dönmüştü. Yoongi o sırada gözlerini Jimin'den ayıramıyordu.

Parmağını çekip tekrar ittirdi ve bunu sürdürürken, Jimin bu sevdiği his eşliğinde mırıldanmaya başladı. Yanaklarının üstü kızıllıklarla kaplanmış, saçlarının alt tarafı ıslanıp su yüzüne çıkmıştı.

Yoongi parmaklarını çekip eliyle tekrar küçüğün belini destekledi ve kendini ona ittirmeye başladı.

Jimin başta fazlasıyla iyi idare ettiğini düşünüyordu ama Yoongi ilerledikçe kaşları can yakıcı hisle çatıldı. Yoongi fazlasıyla dikkatli gidiyordu ve Jimin'i incitmemek adına fazlasıyla uğraşmıştı.

Alnını Jimin'in alnına dayayıp kısa bir öpücükten sonra hareket etti. Hareket ettikçe küvetteki su da hareket ediyor ve dışarıya doğru akıyordu.

Yoongi böyleyken tanrı gibiydi Jimin'in gözünde.

Sürtünmenin verdiği his azaldıkça Jimin içini binbir farklı hisle dolduran bu şeyi sevmeye başlamıştı. Öyle ki, Yoongi de küçüğünün zevk aldığını odayı sarmalayan kokudan anlıyordu.

Parmaklarını Jimin'in göğsüne sürüdükten sonra Jimin'in erkekliğine doladı ve Jimin'in inlemelerinin artmasını sağladı. Küçük olan, oracıkta can verecekmişcesine inliyordu.

Yoongi yüzünü onun boynuna iyice yaklaştırıp pek nazik olmayan bir hareketle Jimin'in boynuna dişlerini kenetledi. Jimin'in melodik inlemelerinin yerini küçük bir çığlık almıştı bu sefer. Jimin başını eğip ona biraz daha yer açınca dişleri biraz daha sıkılaştı alfanın.

Yoongi boşalıp yavaşladıktan sonra eliyle Jimin'i ovmaya devam edip boşalmasına yardım etti. Jimin başını mermere atmış hızlı nefeslerini ve kalp çarpıntılarını düzeltmek için uğraşıyordu.

Yoongi onun çenesini öpüp yavaşça kalktı ve havlu almak için banyodan çıkmadan önce, son bir kez küçük omegasına hayranlıkla baktı.

Brave Words, Braver Deeds ║Vkook&Yoonmin&NamjinDonde viven las historias. Descúbrelo ahora